İNKILAP TARİHİ DERSİ

Halkçılık

HALKÇILIK Bir milleti oluşturan çeşitli mesleklerin ve toplumsal grupların içinde bulunan insanlara “halk” denir. Hem Cumhuriyetçilik hem de milliyetçilik ilkesinin “zorunlu” bir sonucu olan  Halkçılık ise milleti oluşturan çeşitli insan gruplarının yararına ve çıkarına bir siyaset izlenmesidir. Bir başka deyişle devlet hizmetlerinin milleti oluşturan kişilere, meslek gruplarına ve topluluklara eşit olarak sunulmasıdır. Yapılacak çalışmaların, verilecek hizmetlerin belli bir kesime, sınıfa …

Devamını Okuyun »

Milliyetçilik

MİLLİYETÇİLİK Ait olduğu milletin varlığını sürdürmesi ve yüceltmesi için diğer bireylerle birlikte çalışmaya, bu çalışmayı ve bilinci diğer kuşaklara da yansıtmaya “Milliyetçilik” denir. Ulusal savaşımızın çıkış noktasını oluşturan bu ilke Fransız Devriminden sonra yayılan özgürlük düşüncesinin tarihsel gelişiminin bir sonucudur. Milliyetçilik ilkesi Türk toplumunu birbirine bağlayan en büyük bağdır. Atatürk, Türk milletini ırk veya din esası üzerine oturtmamıştır. Akılcılık da …

Devamını Okuyun »

Cumhuriyetçilik

CUMHURİYETÇİLİK Cumhuriyetçilik, Atatürk İlkeleri’nin başında gelir. Türk ulusunun Kurtuluş Savaşı’yla birlikte gerçekleştirmek istediği yönetim biçimidir. Osmanlı Devleti’nin mutlak ve teokratik yönetimine alternatif olarak benimsenmiştir. Cumhuriyetçilik, devletin yönetim biçiminde ulusal iradenin egemen olmasıdır. Cumhuriyetçilik, kavram olarak bir devlet biçimidir. Bu devlet biçiminde ülke, ulus ve egemenlik bütünü oluşturan unsurlardır. Cumhuriyetçilik, milli egemenliğin ve hürriyetin temelini oluşturan, insan onuruna en çok yaraşan, …

Devamını Okuyun »

Sadabad Paktı (9 Temmuz 1937)

SADABAD PAKTI (9 TEMMUZ 1937) Türkiye, Balkan Antantı konusunda olduğu gibi Ortadoğu’da da bölgesel işbirliği faaliyetinde öncülük yapmıştır. Türkiye ile İran arasındaki ilişkiler 1934’te İran Şahı Rıza Pehlevi’nin Türkiye’yi ziyaret etmesiyle bir kat daha gelişti. Türk-İran dostluğu diğer Ortadoğu ülkelerini de etkiledi. Bu arada İtalya’nın Ortadoğu ülkelerini hedef alan istilacı politikası da gündeme gelince, Ortadoğu’nun güvenliğini sağlamak ve Ortadoğu’da barışı …

Devamını Okuyun »

Montrö Boğazlar Sözleşmesi (20 Temmuz 1936)

MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ (20 TEMMUZ 1936) Lozan ile Türkiye boğazlara sahip olmuştu. Ancak boğazlardan geçiş üzerinde denetimi yoktu. Ayrıca boğazların her iki yakasında asker bulunduramıyordu. Bu durum bizi topraklarımızın bir kısmını savunmaktan aciz bırakmıştı. Avrupa’da, 1933’te başlayan silahlanma yarışı, İtalya’nın Habeşistan’a saldırması, Almanya’nın askersiz Ren bölgesine asker sokması ve yayılmacı bir politika izleyeceğinin belirmesi karşısında Türkiye boğazların güvenliği açısından tedirgin …

Devamını Okuyun »

Milletler Cemiyeti’ne Girişimiz (18 Temmuz 1932)

MİLLETLER CEMİYETİ’NE GİRİŞİMİZ (18 TEMMUZ 1932) Milletler Cemiyeti, Wilson İlkeleri doğrultusunda I. Dünya Savaşı sonunda kuruldu (Cenevre-1920). Yeni Türk Devleti uluslar arası sorunların barışçıl yollardan çözülmesinden yana olduğundan ve özellikle Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta Barış, Dünyada Barış” ilkesine bağlı olduğundan, 18 Temmuz 1932’de bu cemiyetten gelen çağrı üzerine Milletler Cemiyeti’ne üye olarak katıldı. Ancak bu cemiyet giderek amacından saptı ve …

Devamını Okuyun »

Türk-İngiliz İlişkileri Irak Sınırı ve Musul Sorunu

TÜRK-İNGİLİZ İLİŞKİLERİ Irak Sınırı ve Musul Sorunu İngilizler, Mondros’un 7. maddesine dayanarak Musul’u işgal etmişlerdi. TBMM Kurtuluş Savaşı ile uğraştığından bu sorunla yeterince ilgilenemedi. Türkiye, Lozan görüşmelerinde, Musul’un Misak-ı Milli sınırları içinde bulunduğunu ileri sürerek, geri verilmesini istedi. Konferansa katılan ülkelerin tümü İngilizleri tutuyordu. Bu durum karşısında Irak sınırının belirlenmesi işi sonraya bırakıldı. Musul sorununun çözümlenmesi için İngilizlerle ilk kez …

Devamını Okuyun »

Türk-Fransız İlişkileri

TÜRK-FRANSIZ İLİŞKİLERİ Lozan, Türkiye’nin siyasal yaşamındaki tüm sorunları çözememiştir. Fransa ile aramızda çözümlenemeyen şu sorunlar kalmıştı: Lozan’dan kalan Osmanlı Borçları: Osmanlılar en çok Fransa’ya borçlu idi. Lozan’da kapitülasyonlar kaldırılmış, bunun yanında Dûyun-u Umumiye de kaldırılmıştı. Osmanlı borçlarının paylaşılması ve bize düşen bölümünün kağıt para olarak eşit taksitlerle ödenmesi kararlaştırılmıştır. Ancak 1929’da dünyayı kasıp kavuran ekonomik kriz sonucunda borçların ödenmesi zorlaştı. …

Devamını Okuyun »

Türk-Yunan İlişkileri Nüfus Mübadelesi (Değiş-Tokuş): 10 Haziran 1930

TÜRK-YUNAN İLİŞKİLERİ Nüfus Mübadelesi (Değiş-Tokuş): 10 Haziran 1930 Lozan Antlaşmasına göre İstanbul’daki Rumlar ile Batı Trakya’daki Türkler karşılıklı olarak değiştirilecekti. Ancak Yunanistan Türkiye’de, özellikle İstanbul’da çok sayıda Rum bırakmak istiyordu. Amacı bu sayede Türk Hükümeti’nin içişlerine karışabilmekti. Türk Hükümeti ise İstanbul’a yerleşmenin Türk kanunlarına göre olacağını ileri sürerek bunu kabul etmedi. Anlaşmazlık Uluslararası Adalet Divanı’na götürüldü. Ama divan anlaşmazlığı çözümleyemedi. …

Devamını Okuyun »

Atatürk Dönemi Türk Dış Politikası

ATATÜRK DÖNEMİ TÜRK DIŞ POLİTİKASI GENEL BAKIŞ Türkiye, Batı ve Doğu arasında bir köprü oluşturmaktadır. Jeopolitik önemi böylesine kritik bir ülkenin varlığını korumada yalnız askeri gücüne değil, aynı zamanda diplomasiye de dayanması tabiidir. Birçok yabancı yazarın Türk devlet adamlarını “doğuştan diplomat” olarak kabul etmesi sebepsiz değildir. Mustafa Kemal Atatürk’te askeri niteliklerinin yanı sıra bu vasıfların üstün bir şekilde mevcut olduğunu …

Devamını Okuyun »