MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ (20 TEMMUZ 1936)
Lozan ile Türkiye boğazlara sahip olmuştu. Ancak boğazlardan geçiş üzerinde denetimi yoktu. Ayrıca boğazların her iki yakasında asker bulunduramıyordu. Bu durum bizi topraklarımızın bir kısmını savunmaktan aciz bırakmıştı.
Avrupa’da, 1933’te başlayan silahlanma yarışı, İtalya’nın Habeşistan’a saldırması, Almanya’nın askersiz Ren bölgesine asker sokması ve yayılmacı bir politika izleyeceğinin belirmesi karşısında Türkiye boğazların güvenliği açısından tedirgin olmaya başladı.
Türk Hükümeti ilgili devletlere ve Milletler Cemiyeti’ne başvurarak boğazların statüsünün değişmesini istedi. Toplanan Boğazlar Komisyonu, boğazlar üzerindeki Türk egemenliğini kayıtsız-şartsız kabul etti. 20 Temmuz 1936’da Montrö Boğazlar Sözleşmesi imzalandı.
Bu durumun oluşmasında İngiltere ve Fransa’nın yaklaşan II. Dünya Savaşı’nda Türkiye’yi yanlarında görmek istemelerinin etkisi büyüktür.
Sözleşmeye göre;
1- Boğazlar Komisyonu kaldırılacak ve görevleri Türklere devredilecekti.
2- Türkiye boğazların her iki yakasında asker bulundurabilecek ve tahkimat yapabilecekti.
3- Yabancı ticaret gemilerinin boğazlardan geçişi serbest olacak, yabancı savaş gemilerinin geçişi sınırlandırılacaktı. Karadeniz’de kıyısı olmayan devletlerin savaş gemileri zaman ve ağırlık bakımından sınırlandırılacaktı.
4- Ayrıca Türkiye savaşa girer veya bir savaş tehlikesiyle karşılaşırsa boğazları istediği gibi açıp kapayabilecekti.
Önemi:
Boğazlarda asker bulundurmakla Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki gücü arttı. Uluslar arası dengede önemimiz arttı. Dünya devletleri içinde dostluğumuz daha değerli hale geldi. Türkiye tüm topraklarını ayrımsız savunma hakkına sahip oldu.