27 Mayıs 1960 Askeri Müdahalesi
“Başbakanını idama Götüren Darbe”
1950’li yıllar ile birlikte Türkiye, Demokrat Parti’nin iktidar olması sonucu siyasal alanda ilk kez çok partili yaşam deneyimine kavuşmuştu. Siyasette demokratik özgürlüklerin, ekonomide liberal görüşün savunucusu olan DP, 1950 seçimlerini kazanarak iktidara geldi; 1954 seçimlerinde daha büyük bir çoğunluk kazandı. Türkiye’de demokrasi işlemeğe başlamış, fakat gerekli kanun değişiklikleri yapılmamıştı. Parti programında yer almasına rağmen Demokrat Parti de antidemokratik kanunları kaldırmada, yeni rejimin gereği olan kurumları ve özgürlükleri yerleştirmede ağır kalıyordu.
DP’nin 1954 seçimlerinden sonra TBMM’de ezici bir üstünlük sağlaması ve bazı kesimlere göre bu üstünlüğünü antidemokratik bir yönde kullanmaya başlamış olması (özgürlüklerin kısıtlanması, devlet radyosunun parti organı gibi kullanılması, muhalefete, basına ve aydınlara karşı baskı uygulanması), 1957’de ağırlaşan ekonomik bunalımın da etkisiyle, ülkede siyasî havayı giderek elektriklendirmişti. 1957 seçimlerinden hemen sonra başlayan olaylar, muhalefet partilerinin de faaliyetleriyle, ulusal birliği tehdit eder duruma gelmişti.
Türk ulusunun birliğini, ülke bütünlüğünü ve cumhuriyeti korumakla görevli olan Türk Silâhlı Kuvvetleri, “kardeş kavgasına son vermek” sloganıyla 27 Mayıs 1960 günü, kansız bir hükümet darbesi yaparak, Demokrat Parti iktidarını devirdi, cumhurbaşkanını, başbakan ve bakanları, DP milletvekilleriyle parti yöneticilerini ve diğerlerini tutukladı, iktidara fiilen el koydu.
Milli Birlik İktidarı
Darbenin amacı kötü gidişi durdurarak demokratik -özgürlükçü bir düzen- kurmaktı. Bunun için “insan hak ve özgürlüklerini, ulusal dayanışmayı, sosyal adaleti, bireyin ve toplumun huzur ve refahını gerçekleştirmeyi” öngören bir Anayasa yapmak gerekiyordu.
Darbe hareketi sonucunda iktidara gelen ve subaylardan oluşan Millî Birlik Komitesigerekli hazırlıklara girişti. Bir Kurucu Meclis toplandı. Bu meclis yeni bir Anayasa hazırladı ve kabul etti. Kabul edilen Anayasa halkoyuna sunuldu ve halk tarafından da onaylandı (1961). Aynı yıl seçimler yapıldı ve Silâhlı Kuvvetler iktidarı sivil yönetime devretti.
Adnan Menderes (1899 – 1961)
Aydın’ın büyük toprak sahiplerinden Adnan Menderes, İzmir’in işgaliyle birlikte ulusal harekete destek verdi. 1930’da Aydın’da çiftçilik yaparken, Serbest Cumhuriyet Fırkası’na katıldı. Bu partinin kapatılması üzerine, Aydın milletvekili olarak CHP’ye girdi. 1945 yılında çıkarılan Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu’na muhalefet ederek CHP’den ayrıldı. Bunun üzerine DP’nin kuruluşuna öncülük etti. 1950 seçimlerinden sonra DP başkanı Celal Bayar’ın Cumhurbaşkanı olması üzerine, DP genel başkanı ve başbakan oldu. 27 Mayıs 1960’daki askeri darbe sonucu iktidardan indirildi, yargılandı ve 1961’de idam edildi. Adnan Menderes, Türkiye’de ilk kez demokratik bir seçimle iktidara gelen ve ilk kez bir askeri darbe sonucu devrilen hükümet başkanıdır.
Özgürlükçü demokratik düzenin temel öğeleri olarak, yasaların Anayasa’ya uygunluğunu denetleyen Anayasa Mahkemesi ve çift meclis sistemi bu dönemde kuruldu; çalışanların haklarını savunan sendikalar, grev ve toplu sözleşme haklarını daha etkili olarak kullanmaya başladılar; basın özgürlüğü gerçekleşti, üniversitelerin özerkliği, hâkimlerin güvencesi sağlandı.
Bu arada, Yassı ada duruşmalarında, özel bir kanunla kurulmuş “Yüksek Adalet Divanı“nca ve topluca yargılanan DP sorumluları, çeşitli cezalara çarptırıldılar: içlerinden üçü (Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan) idam edildiler; çeşitli hapis cezalarına mahkûm edilenler, ülkede sivil iktidarın yeniden kurulmasından sonra çıkarılan bir af kanunundan yararlandılar ve siyasî haklarını da elde ettiler.
Milli Birlik Komitesi
27 Mayıs 1960’ta Türk Silâhlı Kuvvetleri adına ülkeyi yönetmek ve yasama görevini yapmak üzere kuruldu. Darbe hareketine katılan her sınıftan çeşitli rütbede 37 subaydan oluşan komitenin başkanı orgeneral Cemal Gürsel, aynı zamanda devlet başkanı ve Silâhlı Kuvvetler başkomutanıydı. Komite üyelerinin 14’ler dışında kalan kısmına yeni Anayasa ile süresiz olarak Cumhuriyet Senatosu üyeliği hakkı verildi. Bunlara tabii ve temelli senatör de denir.
14’LER OLAYI
Millî Birlik Komitesi üyelerinden bir kısmı iktidarın kısa sürede sivil yönetime devredilmesine karşıydı. Bunlara göre Darbe yönetimi birkaç yıl daha iktidarda kalmalı, temel reformların hepsini yapmalı, ondan sonra iktidarı sivil yönetime bırakmalıydı. Komitenin çoğunluğu ana amacı göz önüne alarak bunu kabul etmedi ve azınlıkta kalan 14 üye 13 Kasım 1960 gecesi tutuklanarak yurt dışına gönderildi; on dörtlerin elçilik danışmanı olarak görevlendirildikleri ülkelerde bir süre kaldıktan sonra yurda dönmelerine izin verildi.
Milli Birlik Komitesi 12 Haziran 1960 da geçici bir yasa yayınlayarak 27 Mayıs harekâtını anayasal bir temele oturtmuştur.
Anayasayı yapan Kurucu Meclis Milli Birlik Komitesi ve Temsilciler Meclisi’nden oluşmaktadır.
1961 Anayasası; Temel hak ve özgürlükler alanında geniş bir düzenlemeye gitmiş, parlamenter sisteme uygun güçler ayrılığı prensibine yer vermiştir.