II. Dünya Savaşı Yeni Bir Savaşa Doğru

 

A) YENİ BİR SAVAŞA DOĞRU

İnsanoğlu XX. yüzyılın ilk yarısında iki büyük savaş gördü.

1. SAVAŞ ÖNCESİ GELİŞMELER

Tarihçiler, I. Dünya Savaşı’nın nedenleri konusunda hala tartışmaktadırlar. Buna kesin cevaplar bulmak da kolay değildir. Ama II. Dünya Savaşı’nın nedenleri birincisinden çok daha karmaşıktır. İki savaş arası dönemde büyük devletlerin 1920’lerin kısa ekonomik canlılık havası içinde pek duyulmayan önemli sıkıntıları vardı.

1.  Almanya’nın kolu kanadı kırılmış, toprak kayıplarına uğramış, silahsızlandırılma,  ödeyemeyeceği tamirat borcu yüklenmiş ve Avrupa devletler topluluğu arasına bile alınmamıştı.

2.  İtalya, Mussolini’nin “proleter ulus” kavramı içinde anlatımını bulan bir eziklik ve ekonomik bunalım içindeydi.

3.  Uzakdoğuda Japonya, ABD ve İngiliz İmparatorluğu’nun  gücü arasında ezilmekteydi.

4.  Sovyetler Birliği Brest-Litowsk Antlaşması ile yitirdiği toprakları unutamıyordu.

5.  İngiltere’nin deniz üstünlüğünü sürdürme, Fransa’nın ise Almanya’ya karşı güvenlik endişeleri, giderek artan bir biçimde sürmekteydi.

6.  1920’lerin canlı ve istikrarlı havası 1929’da başlayan Dünya Ekonomik Bunalımıyla sona erince, devletlerin bu sıkıntıları su yüzüne çıktı. Dünya ticeretinde düşüş, işsizlik ve para değerlerindeki  artış ve düşüşlerle simgelenen bu bunalımla karşılaşan devletler, kendi ulusal ekonomik sistemlerine döndüler. Almanya, 1931’de uluslararası ticaretini “takas” temeline dayadı. Serbest ticaretin anayurdu sayılan İngiltere 1932’de kendisi ve sömürgelerini koruyucu gümrük duvarlarıyla çevirdi. 1933’te başkan seçilen Roosvelt, doların değerini düşürerek öteki ülkeleri dikkate almayan ekonomik sisteme sahip Sovyetler bile ekonomik reformlarda bulundu.

Böyle bir ortamda, ancak ABD, İngiltere ve Fransa sıkıştıkları zaman yalnız kendi kaynaklarına dayanabilecek durumdaydı. Ama endüstrileşmiş devletler olmakla birlikte Almanya ve Japonya kendi kendilerine yetemiyorlardı. Yaşamsal hammadde ihtiyaçlarını uluslararası ticarete konan engeller yüzünden normal ticaretle sağlayamıyorlardı. Yani iki devlet de öteki büyük devletler gibi kendi ekonomik imparatorluklarını kurmak durumundaydı. Japonya en basit yolu seçerek, askeri gücünü önce Mançurya, sonra da Çin kıyılarına doğru genişletti. 1930 larda  hala Versailles “zincirleri” ile bağlı bulunan Almanya için bu uluslararası ekonomik bunalımdan kolay çıkış yolu yoktu. İşte II. Dünya Savaşı öncesi yıllarının temelinde yatan çelişki buradaydı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.