Kurtuluş Savaşı’nda Cepheler Doğu Cephesi

KURTULUŞ SAVAŞI’NDA CEPHELER

DOĞU CEPHESİ

–    Yeni Türk Devleti’nin ilk cephesidir.

–    Ermenilere karşı açılmıştır.

–    İlk somut başarı burada alınmıştır.

 

ERMENİ SORUNU VE ÇÖZÜMÜ

1-  I. DÜNYA SAVAŞI’NA KADAR ERMENİ SORUNU

Selçukluların Anadolu’yu fethetmeye başlamasıyla, Selçuklular ile Bizans arasında kalan Ermeniler, Selçuklular idaresinde dini ve ekonomik herhangi bir baskıyla karşılaşmadılar.

Osmanlılar döneminde Fatih Sultan Mehmet İstanbul’da bir patrikhane kurmuş ve Ermeni toplumuna dini örgütlenme hakkını vermişti. Fatih’ten sonraki devirlerde pek çok Ermeni doğudan gelerek İstanbul’a yerleşmiş, ticaretle zenginleşmeye başlamıştı. Osmanlı toplum düzeninde Ermeniler, bağımsızlık hareketine girişmemiş, bir isyana kalkışmamıştır.

Ermeni sorunu, Osmanlı İmparatorluğu’nun Dağılma Dönemi’nde bütün Hristiyan azınlıkların ayaklanmalarında olduğu gibi bir iç olay olarak başlamış, Avrupa devletlerinin olaya karışmasıyla dış politika konusu haline gelmiştir.

Fransız Devrimi sonrası ortaya çıkan ulusçuluk akımından etkilenerek çok uluslu Osmanlı Devleti içindeki etnik azınlıklar Avrupa devletleri ve Rusya’nın kışkırtması ve desteklemesiyle kendi ulusal devletlerini kurmuş olmalarına karşın Türklerle birlikte çok rahat bir yaşam süren Ermeniler’de böyle bir çaba görülmez. Nedeni, devlet bürokrasisi içinde üst makamlara dek ulaşmaları (bakan, elçi, vb.) sarraflık, küçük sanayi, ticaret gibi alanlarda başarılı olmalarıdır.

Ancak XIX. yüzyıl sonlarında Rusların XX. yüzyıl başlarında İngilizlerin ve Amerikalıların kışkırtmalarıyla Ermeniler içinde küçük çaplı ayaklanmalara rastlanır. 1905’te II. Abdülhamid’e suikast girişiminde bile bulunmuşlardır.

Ermeni olayı 1830 yılından beri gündemdedir. Tanzimat Dönemi’nde Osmanlı ülkesindeki Katoliklerin koruyuculuğunu Fransa, Ortodoksların koruyuculuğunu Rusya, Protestanların koruyuculuğunu da İngiltere üstlenmiştir.

Ermeniler Doğu Anadolu’da bir Ermeni Devleti kurma fikrini ortaya atmamışlardır. Bunu İngiltere ve Rusya istemektedir. İngilizler, kiliseler ve kolejlerle Ermeniler arasında etkili olmaya çalışmaktadırlar.

Rusya Ermenileri kullanarak Güneydoğudan Akdeniz’e ulaşacak ve Hindistan’a gidecektir.

XIX. yüzyıldan itibaren büyük devletlerin Ermenilere ilgi duymaya başlaması “Ermeni Sorunu”nu doğurdu.

Ermenilerle ilgili ilk madde 1878 Berlin Antlaşması’nda yer aldı (1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı).

 

Bunda etkili olan faktörler:

1-  Balkanlardaki Hristiyan toplulukların bağımsızlıklarını elde etmeleri

2-  Rus Ordusunda bulunan Ermeni asıllı askerlerin Osmanlı topraklarındaki Ermenilerle ilişki kurmaları ve destek vaadinde bulunmaları

3-  Osmanlı Devleti ve Çarlık Rusyası arasında yapılan Ayastefanos Antlaşması ile Berlin Antlaşması’nın Ermenilerle ilgili maddeleriyle Rusların Ermenilerin koruyuculuğunu elde etmeleri.

Böylece konu uluslararası bir hale geldi. Büyük devletlerin Ermenilerin koruyuculuğunu üstlenmesi, bir takım Ermeni din adamlarının ve Ermeni milliyetçilerinin hareketlenmesine ve Ermeni çetelerini oluşturulmasına yol açtı. Berlin Antlaşması’nın kendilerine tanıdığı hakları yeterli görmeyen militan Ermeniler, ülke dışında komiteler kurarak, isyan ederek bağımsızlıklarını almaya yöneldi. Hınçak ve Taşnak adları altında birer örgüt kurarak Ermeni milliyetçiliğini yaymaya, Ermeni isyanını başarıya ulaştırmak için halkı silahlandırmaya girişmişlerdir.

Bu hareketlerde milliyetçilik akımının da etkisi büyüktür. Bu gelişmeye bağlı olarak 1890’da Erzurum’da, 1894’te Samsun’da, 1895’te İstanbul’da, 1909’da Adana’da önemli ayaklanmalar oldu. II. Meşrutiyetle gelişen özgürlük ortamı sonucunda 14 Nisan 1909’da Adana’da Ermeni çeteleri silahlı saldırıya geçti. Olay Avrupa’ya tam ters olarak yansıtıldığında büyük tepkiye neden oldu.

Ermenilerin bu tavrı yüzyıllardan beri bir arada barış içinde yaşayan Türk-Ermeni ilişkilerini bozmuştur. Eylemlerini Osmanlı padişahını öldürmek için bir suikast düzenleyecek kadar ileri götürmüşlerdir.

 

2-  I. DÜNYA SAVAŞI SIRASINDA ERMENİ SORUNU

Ermeni Sorunu bu savaş sırasında boyutlandı. I. Dünya Savaşının başlaması ve Osmanlı Devleti’nin de Ermeni sorununun yaratıcısı ve uluslar arası düzeyde savunucusu olan İtilaf Devletlerine karşı bu savaşa girmesi üzerine Ermeniler özlemlerini gerçekleştirebileceklerini sanmışlar ve Kafkas Cephesi’nin açılması üzerine Ruslarla işbirliğine yönelmişlerdir. Rus ordusunda görev yapan Ermeriler maşa olarak kullanıldı. Kurdukları çetelerle hem Türk köy ve kasabalarını basarak çok sayıda masum sivillerin ölümüne, hem de cephe gerisinde Türk ordusuna karşı baltalama faaliyetlerine girişerek Türk ordusunun iki ateş arasında kalmasına neden oldular.

Ermenilere güven duymayan Osmanlı yönetimi, bu savaşta iki ateş arasında kalmamak, cephe gerisini güvence altına almak için bir kısım Ermeni yurttaşını daha güvenli bölgelerde iskana tabi tutmayı öngören bir hükümet kararı yayınladı. Bu karar doğrultusunda birçok Ermeni, Suriye ve Lübnan’da iskana tabi tutuldu.

Bu göç olayını katliam olarak değerlendirmek, büyük haksızlık olup, bu olayda 1,5 milyon kişinin öldürüldüğünü söylemek yalandır. Bu ilhamların kaynağı 1916’da İngilizlerce yayınlanmış bir kitaptır. Bu kitap, İngilizlerin dünya kamuoyunu yanıltmak amacıyla yayınladıkları bir propaganda kitabıdır. I. Dünya Savaşı sonunda bu konuda araştırmalar yapan ABD’li general J. Harbord Raporu gerçeği yansıtan önemli bir belgedir. Bu raporun bir maddesi aynen şöyledir: “Harp öncesi dönemde de Osmanlı ülkesi içinde Ermeniler hiçbir yerde çoğunluğa sahip olmamışlardır. Bugün göç eden Ermeniler geri dönseler bile halkın çoğunluğunu oluşturamazlar.”

1917’de Rusya’da çıkan ihtilalin ardından Ruslar Doğu Anadolu’da işgal ettikleri yerleri Türkiye’ye bırakarak geri çekildiler ve iç sorunlarına yöneldiler. Bu ortamdan faydalanan Ermeniler, merkezi Erivan olmak üzere bir Ermenistan Devleti kurdular (28 Mayıs 1918). Rusların çekilmesinden sonra daha Türk ordusu bölgeye ulaşmadan Ermeniler Rusların yerini aldı ve Türk ordusunun bölgeye gelmesiyle Türk-Ermeni çatışması başladı.

 

3-  KURTULUŞ SAVAŞI’NDA ERMENİ SORUNU VE GÜMRÜ ANTLAŞMASI

1917’de Çarlık Rusya’sı yıkılırken Kafkas Dağları’nın güneyinde iki küçük devlet kurulmuştu. Ermenistan ve Gürcistan (Bunların her ikisi de daha sonra Sovyet Cumhuriyetleri olacaktır).

Bu iki devletten Ermenistan Wilson İlkeleri’ni kendilerine göre yorumladı. İngiliz emperyalizminin desteğiyle de Doğu Anadolu’da hak iddia etti. Sözde bir orduyla Gümrü, Iğdır ve Aras vadilerine kadar ilerlediler.

Mondros Ateşkesi’nden sonra toplanan barış konferanslarına Ermeni temsilcileri de çağrıldı ve Büyük Ermenistan düşünün gerçekleştirme zamanının geldiği yeniden düşünülmeye başlandı. İtilaf Devletleri’nin benimsemesiyle Sevr Antlaşması’na Ermeni Devleti’nin kurulmasını öngören bir hüküm konuldu.

İtilaf Devletleri Sevr’i uygulamaya koyabilmek için Batıda Yunanlıları, Doğuda da Ermenileri kullandı. Ermeniler, doğuda sürekli saldırılarda bulundular.

  Daha Ulusal Kurtuluş Savaşı başlamadan önce Doğu Anadolu’nun Ermenilerin eline geçmesini önlemek için Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Derneği adıyla bir örgüt kurulmuştu. Kazım Karabekir Paşa’nın 15. Kolordu Komutanı olarak Erzurum’a gelmesinden sonra bu dernek daha da güçlendi.

TBMM açıldıktan ve yeni hükümet kurulduktan sonra da Ermeni saldırıları sürmüştü. Bunun üzerine TBMM Ermenistan üzerine askeri harekata karar vermiş ve Eylül 1920’de alınan karar sonucu Kazım Karabekir Paşa harekete geçerek Gümrü’ye kadar olan toprakları ele geçirmiştir. Dostlarından beklediği yardımın gelmediğini gören Ermenistan barış istemek zorunda kalmıştır. Batıda, Yunan ordularının önünde Kuva-i Milliye birlikleri tutunamazken Doğu’daki Osmanlı’dan kalan düzenli ordumuzun kazandığı bu zafer çok anlamlıydı. Ayrıca bu zafer, TBMM’nin moral kaynağı olmuştur.

GÜMRÜ BARIŞ ANTLAŞMASI (3 ARALIK 1920)

Bu antlaşma ile;

1-  Bugünkü Doğu Anadolu sınırlarımız belirlenmiştir.

2-  Ermenistan, Sevr Barışı’nı geçersiz saydığını belirtmiştir.

3-  TBMM, Doğu Anadolu’da yaşayıp da oradan göç eden Ermenilerin diledikleri takdirde yurtlarına geri gelip yerleşebileceklerini kabul etmiştir.

4-  Buna karşılık Ermenistan TBMM’ye karşı hiçbir şekilde düşmanca tavır ve harekette bulunmayacaktır.

5-  TBMM Hükümeti, Ermenistan Devleti istediği takdirde ona askeri ve siyasi yardımda bulunacaktır.

6-  Ermenistan’ın yapacağı tüm antlaşmalarda Türkiye’yi ilgilendiren zararlı hükümleri geçersiz sayacağı, antlaşmanın imzalanmasından sonra ticari ilişkilerin başlatılacağı benimsenmiştir.

Gümrü Barışı’nın Önemi ve Sonuçları:

1-  TBMM’nin imzaladığı ilk antlaşmadır. Hem askeri hem de siyasal ilk başarısıdır.

2-  TBMM Hükümeti Doğuda bir savaş yürütmüş ve kazanmıştır.

3-  O güne kadar TBMM’nin varlığını kabul etmeyen Ermenistan, bu tutumunu değiştirmiştir.

4-  Ermeniler, Sevr Barışı’nı tanımadıklarını belirterek, bu barışla kendilerine verilmek istenen Türk toprakları üzerindeki iddialarından vazgeçmektedirler. Böylece Ermeni Sorunu da uluslararası düzeyde sona erdiriliyordu.

5-  Gümrü Barışı ile TBMM, uluslararası alanda varlığını ilk kez kanıtlamıştır.

6-  Nihayet antlaşma metninde “Osmanlı Devleti” adı kesinlikle geçmemekte, TBMM’nin kurduğu devlet “Türkiye” adıyla belirtilmektedir. Böylece Türk Devleti tarihte ilk kez kendi kurucu ögesinin adını uluslararası bir antlaşmaya koydurmuş oluyordu.

GÜRCÜLERLE ANTLAŞMA (23 ŞUBAT 1921)

Rusya’da ihtilalin çıkmasından sonra bölgede kurulan devletlerden biri de Gürcistan idi.

Mondros’tan sonra İngiliz işgaline uğrayan Batum, Gürcülerin eline geçince, TBMM Gürcistan’a bir nota vererek Batum’un iadesini istedi. Uzun görüşmelerden sonra Gürcü Hükümeti, Ardahan, Artvin ve Batum’u Türklere bıraktı.

Böylece Kars, Ardahan, Artvin ve Batum’un alınmasıyla Doğuda Misak-ı Milli sınırlarına ulaşılmış oluyordu. İleride siyasal bir pazarlık gereği, sadece Batum, barışçıl bir biçimde Rusya’ya bırakılacaktır.

Gürcülerle Ankara’da yapılan Gürcü Antlaşması’nın (23 Şubat 1921) ardından Ankara’ya ilk elçi gönderen hükümet Gürcü Hükümeti oldu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.