I. İnönü Savaşı ve Sonuçları

I. İNÖNÜ SAVAŞI VE SONUÇLARI

I. İNÖNÜ SAVAŞI VE ZAFERİ (6-11 OCAK 1921)

 

Nedenleri:

1-  Yunanlıların izledikleri siyaseti İtilaf Devletleri’ne göstermek ve Türk ordusu hakkında keşiflerde bulunmak istemeleri

2-  Yunanlıların Demirci Mehmet Efe ve özellikle Çerkez Ethem ayaklanmalarından yararlanmak istemeleri

Yunanlılar 22 Haziran 1921’de başlattıkları saldırı ile Bursa’yı almışlardır. Eskişehir ve Ankara yönünde ilerlemeleri üzerine bu savaş yapılmıştır.

Amaçları: Ulusal hareketi boğmaktır.

Düzenli ordunun bir kısmı Çerkez Ethem ayaklanmasıyla uğraştığından Yunanlılar İnönü yakınlarında saldırıya geçtiler.İsmet Paşa, Ethem üzerindeki kuvvetleri geri çekerek Yunanlılar üzerine sevketti. İnönü’de büyük fedakarlıklarla durdurulan düşman 11 Ocak’ta geri çekilmeye başladı. Bunun üzerine serbest kalan birlikler, Çerkez Ethem kuvvetlerini dağıttı.

Böylece daha önce Doğuda Ermenilere karşı kazanılmış olan zaferi, I. İnönü Zaferi izlemiş oldu.

 

Sonuçları

1-    Yeni kurulan düzenli ordunun Yunanlılara karşı kazandığı ilk askeri zaferdir. (İç)

2-    Türk halkının TBMM’ye olan güveni artmıştır. (İç)

3-    TBMM Hükümeti’nin saygınlığını ve otoritesini arttırmıştır. (İç)

4-    TBMM’deki düzenli ordu tartışmalarını sona erdirmiş ve ulusun orduya güveni artmıştır. (İç)

5-    Yeni Türk Devleti’nin varlığını dışarıda da kanıtlamıştır. Dünya kamuoyunun Türklerle ilgilenmesini sağlamıştır. (Dış)

6-    Çerkez Ethem Olayı kapatılmış, ülkedeki iç güvenlik sağlanmış, kanun egemenliği temin edilmiş, Kuva-i Milliye artık sona ermiştir. (İç)

7-    İtilaf Devletleri arasındaki anlaşmazlıklar da bu savaştan sonra iyice su yüzüne çıkmıştır. (Dış)

8-    İtilaf Devletleri Sevr koşullarının değiştirilmesini görüşmek üzere TBMM’yi Londra Konferansına davet etmiştir. (Dış)

9-    Sovyet Rusya da TBMM Hükümeti’ne yaklaşarak Moskova Antlaşması’nı imzaladı (16 Mart 1921). (Dış)

10-  1 Mart 1921’de Afganistan ile Dostluk Antlaşması imzalandı. (Buna göre, her iki ülke siyasi, askeri ve kültürel alanda yardımlaşma konusunda anlaşmaya vardılar. Bu antlaşmayla ilk kez Müslüman bir ülke TBMM’yi resmen tanımış oldu. TBMM’yi tanıyan ilk Asya devleti Afganistan olmuştur.)

11-  12 Mart 1921’de İstiklal Marşı kabul edildi. (İç)

12-  20 Ocak 1921’de Yeni Türk Devleti’nin ilk anayasası olan Teşkilat-ı Esasiye kabul edildi.

Kısacası I. İnönü Savaşı Türkiye için; Milat oldu.

M oskova Antlaşması

İ stiklal Antlaşması

L ondra Antlaşması

A fganistan ile Dostluk Antlaşması

T eşkilat-ı Esasiye

 

LONDRA KONFERANSI (21 ŞUBAT-12 MART 1921)

Bu konferansın toplanma nedeni I. İnönü Savaşı’nı Yunanlıların kaybetmesidir.

I. İnönü Zaferi’yle işgalciler arasındaki anlaşmazlık su yüzüne çıktı. Fransa ve İtalyan Anadolu direnişinin basit bir olay olmadığını anladı ve daha fazla zarara uğramadan barış yoluyla sorunun çözümüne yanaştı.

İtilaf Devletleri arasında uyum sağlanarak Sevr’in yeniden gözden geçirilmesi kararlaştırıldı.

Londra’da yapılacak konferansa Osmanlı Devleti ve Yunanistan çağrıldı. Delegeler arasında Ankara Hükümeti’nin de temsilcilerinin bulunmasını istediler ve Osmanlı Hükümeti aracılığı ile davet ettiler. Bununla amaç, Türkler arasında ikilik çıkartmaktır. Ancak TBMM bu daveti reddetmiştir.

TBMM Hükümeti’nin bu daveti reddetmesinin temel nedeni hem temsilci sıfatıyla konferansa katılmak, böylece ikilik çıkartmak yönündeki amacı önlemekti. Ayrıca Mustafa Kemal çağrının doğrudan TBMM’ye yapılması gerektiğini, bunun yapılmadığı takdirde konferansa katılmayacaklarını bildirdi. Bununla amaçladığı İtilaf Devletleri’nin hukuksal olarak kendisini tanımaya zorlamaktı.

TBMM Hükümeti daha sonra İtalya aracılığıyla konferansa davet edildi. Ankara Hükümeti bu çağrıyı tanınması bakımından uygun gördüğü için İstanbul Hükümeti’nin de ayrıca çağrılmış olmasına ses çıkarmayarak iki temsilci gönderdi.

Londra Konferansı’nda İtilaf Devletleri, Sevr’in hükümlerinde biraz değişiklik yaparak kabul ettirmeyi amaçladılar. Yunanistan ise yeniden destek alarak savaşı sürdürmeyi hedefledi. Osmanlı Hükümeti, merkezi otoritesini korumak düşüncesindeydi. TBMM Hükümeti ise Misak-ı Milli’yi dünya kamuoyuna duyurmayı amaçlamıştı.

Osmanlı Hükümeti adına konferansa Tevfik Paşa katıldı. Tevfik Paşa, söz sırası kendine geldiğinde “Söz milletimin gerçek temsilcisi TBMM’nin temsilcisinindir” diyerek söz hakkını TBMM’nin temsilcisi olan Bekir Sami Bey’e bıraktı. Bu kadirşinas davranış, İtilaf Devletleri’nin iki hükümet arasındaki görüş ayrılıklarından yararlanma amacını baltaladı. TBMM temsilcisi Bekir Sami Bey bu durumda Misak-ı Milli’de yer alan kararları açıkladı.

İtilaf Devletleri Sevr koşullarında birtakım değişikleri ifade eden ancak Sevr’den vazgeçmeyen bir tutum sergileyerek şu teklifleri gündeme getirdiler:

1-  Doğuda bir Ermeni Devleti kurulacak

2-  Doğu Trakya Yunanlılarda kalacak

3-  Kapitülasyonlar devam edecek

4-  Türk Ordusunun sayısı Sevr Antlaşması’nda belirlenen sayısının biraz üzerine çıkarılacak

5-  İzmir İli Türkiye’ye geri verilecek, ancak şehirde Yunan askeri kuvveti bulunacak, ilin valisi Hristiyan olacak ve Milletler Cemiyeti tarafından tayin edilecektir.

 

Bu teklifleri TBMM temsilcisi reddetmiş, dolayısıyla konferans hiçbir sonuç alamadan dağılmıştır.

Konferanstan sonra Ankara Hükümeti temsilcisi Bekir Sami Bey İngiltere, Fransa ve İtalya ile ikili antlaşmalar yapma olanağı buldu. Ancak Misak-ı Milli ruhuna aykırı hükümler bulunan bu antlaşmaları TBMM onaylamadığı gibi Bekir Sami Bey’i de Dışişleri Bakanlığı görevinden aldı.

 

Önemi:

–    İtilaf Devletleri TBMM’yi resmen tanımıştır.

–    Türk Ulusu’nun haklı davası dünya kamuoyuna duyurulmuştur.

–    İtilaf Devletleri arasındaki anlaşmazlıklar iyice belirginleşmiştir.

–    Londra Konferansı, Batı Cephesi savaşlarını sona erdirmeyi amaçlasa da İtilaf Devletleri savaşın sona ermesini, Kurtuluş Savaşı boyunca Sevr Barış Antlaşması koşullarını kabule bağlamışlardır. Bu tutuma karşı ise TBMM sürekli direnmiştir.

–    Konferansın Ankara Hükümeti’ni oyalamak, Yunan Ordusu’nu hazırlamak için zaman kazanmak gibi bir amacı vardır. Aynı amaç TBMM Hükümeti için de geçerliydi.

–    TBMM Hükümeti, konferansa katılmakla savaş yanlısı olup, barış yanlısı olmadığı şeklindeki İtilaf Devletleri propagandasını çürütmüş, Misak-ı Milli’yi dünya kamuoyuna duyurma imkanı bulmuştur.

–    Londra Konferansı’nda İtilaf Devletleri’nin Sevr koşullarını dayatması, Türkiye’nin Misak-ı Milli ilkelerinde daha sıkı sarılması gereğini iyice ortaya koymuştur.

–    Konferans sonucunda, TBMM Hükümeti’nin barışçı yollarla değil, ancak askeri zaferlerle bağımsızlığına kavuşabileceği kesin olarak anlaşılmıştır.

–    Konferansın başarısızlıkla sonuçlanması Anadolu’da Yunan saldırılarının yeniden başlamasına yol açmıştır.

 

MOSKOVA ANTLAŞMASI (16 MART 1921)

 

 

Nedenleri:

1-  Anadolu’da ve Boğazlarda bulunan İtilaf Devletleri’nin Sovyet Rusya’daki yeni rejimi yıkmak istemeleri

2-  Sovyet Rusya’nın, kurduğu yeni rejimi yerleştirmek ve güney sınırlarını güvenceye almak amacıyla Anadolu’da dost ve bağımsız bir devletin varlığını desteklemesi

3-  TBMM’nin İtilaf Devletleri’ne karşı büyük bir devletin ekonomik, askeri ve siyasi yardımını sağlamak istemesi

4-  TBMM’nin Doğu Cephesi’ni tam anlamıyla kapatıp buradaki kuvvetlerini Batıya kaydırmaya çalışmasıdır.

Haziran 1920’de Misak-ı Milli’yi tanıdığını açıklayan Sovyet Rusya, TBMM’nin savaşı kazanacağına dair bazı tereddütleri olduğu için anlaşma imzalamayı geciktirmiştir.

I. İnönü Zaferi ve ardından TBMM’nin Londra Konferansı’na çağrılması bu tereddütleri sona erdirmiş ve taraflar arasında Moskova Antlaşması’nın imzalanmasını sağlamıştır.

 

Moskova Antlaşması’na göre:

1-  Türkiye terimi, Misak-ı Milli ile çizilen sınırları kapsamaktadır (Misak-ı Milli’yi tanıyan ilk Avrupa devleti Sovyet Rusya olmuştur.).

2-  Taraflardan birinin tanımadığı devletlerarası bir antlaşmayı diğeri de tanımayacaktır (Bu madde, iki devletin dış politikada ortak hareket edeceklerini göstermektedir. Böylece Sovyet Rusya Sevr Antlaşması’nı da tanımıyordu).

3-  Osmanlı Devleti ile Çarlık Rusyası arasında imzalanmış olan antlaşmalar geçersiz sayılacaktır.

4-  Her iki taraf da toprakları üzerinde karşı tarafın hükümet rejimini yıkmayı amaçlayan örgütlerin kurulmasına izin vermeyecektir.

5-  Sovyet Hükümeti, Kapitülasyonlar yönetiminin her ülkenin ulusal gelişiminin özgürce sürmesi ve egemenlik haklarının tümüyle kullanılmasını engellendiğini kabul ederek bunlara dayalı yetkileri geçersiz sayacaktır. (Kapitülasyon haklarından vazgeçen ilk devlet Sovyet Rusya’dır.)

6-  Her iki taraf da aralarındaki ilişkileri geliştirmek için ekonomik ve kültürel bağlar kurularak antlaşmalar yapacak, yolcuların ve ticaret eşyasının ülkelere girip çıkmasında o ülkenin yürürlükte bulunan yasaları uygulanacaktır.

7-  Sovyet Rusya, TBMM ile Ermenistan ve Gürcistan arasında imzalanmış antlaşmalara göre belirlenmiş sınırı Batum’un Gürcistan’a verilmesi şartıyla tanıyacaktır.

 

Batum’un Gürcistan’a bırakılması TBMM’nin Misak-ı Milli’den verdiği ilk tavizdir.

Antlaşmanın Önemi

–    İlk kez büyük bir devlet TBMM’yi ve onun kurduğu düzeni tanımıştır.

–    Misak-ı Milli sınırlarımız Sovyet Rusya tarafından kabul edilmiştir.

–    Ulusal Mücadele için gerekli askeri ve ekonomik destek sağlanmıştır.

–    Doğu sınırlarımızın güvenliği büyük ölçüde sağlanmıştır.

–    Türkiye ile Sovyet Rusya ilk siyasi ilişkilerini kurmuş ve İtilaf Devletleri’ne karşı güç birliği sağlanmıştır.

–    Osmanlı Devleti ile Çarlık Rusya’nın sona erdiği belgelenmiştir.

–    Batum’un Gürcistan’a bırakılmasıyla Misak-ı Milli’den ilk kez ödün verilmiştir.

 

İKİNCİ GENEL YUNAN TAARRUZU

Londra Konferansı sürerken İtilaf Devletleri önerilerinin TBMM hükümeti temsilcilerince benimsenmeyeceğini anlamışlardır. Londra Konferansı başarısızlıkla sonuçlanırsa, Yunanistan’ın durumunun ne olacağını sormuşlardır.

Yunanlılar, amaçlarının Ankara’ya kadar gitmek olduğunu belirterek bu konudaki planlarının; TBMM Hükümeti’ne isteklerini kabul ettirebilmek için Batıdan yapacakları saldırılar yanında Karadeniz kıyılarından da bir çıkarma yaparak bu bölgede faaliyet gösteren Pontus güçleriyle birlikte Sivas’a doğru ilerlemek olduğunu, bunun için üç aylık zamana ve bir milyar dirahmiye ihtiyaçları olduğunu söylemişlerdir.

Bu kadar parayı veremeyeceklerini belirten İtilaf Devletleri Yunanistan’ın I. İnönü’de uğradığı yenilginin yarattığı ezikliği gidermek için yeni bir saldırı isteğine karşı çıkmamışlar ve Yunanistan’ı daha iyi hazırlanması için uyarmışlardır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.