Mondros Ateşkes Antlaşması (30 Ekim 1918)

MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASI (30 EKİM 1918)

I. Dünya Savaşı sürecinde Osmanlı Devleti’nin başında padişah V. Mehmet (Reşad) yer almıştı. Ancak onun 1918’de ölümü üzerine VI. Mehmet (Vahideddin) padişah oldu.

  Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’na girmesine adeta ön ayak olan İttihat ve Terrakki Partisi’nin hükümeti olan Talat Paşa Kabinesi istifa etti. Böylece İttihat ve Terakki yönetimden çekildi. (İttihat ve Terakki’nin önde gelen yöneticileri olan Enver, Cemal ve Talat Paşalar bir süre sonra ülkeyi terk etmişlerdir.)

Yeni padişah Vahideddin önce sadrazamlığa Tevfik Paşa’yı getirdiyse de Tevfik Paşa hükümeti kuramamıştır. Bunun sonucunda başyaveri konumunda olan Ahmet İzzt Paşa sadrazamlığa getirilmiş ve Teceddüd Partisi’nden olan İzzet Paşa hükümeti kurmayı başarmıştır.

Bu arada Bulgaristan’ın savaştan çekilmesiyle Osmanlı Devleti’nin Almanya ile kara bağlantısı kesilmiştir. Yani Trakya ve İstanbul Balkanlardan gelebilecek saldırılara açık bir hale gelmiştir. Osmanlı Devleti’nin en büyük müttefi olan Almanya da 3 Ekim 1918’de ateşkes istemiştir. Ayrıca Wilson İlkeleri’nin yarattığı iyimser havanın da etkisiyle Osmanlı yöneticileri ateşkes isteğinde bulundular.

8 Ekim 1918’de Ahmet İzzet Paşa komutanlığı başkanlığında kurulan yeni hükümet Anlaşma Devletlerinden Wilson İlkeleri doğrultusunda ateşkes antlaşması imzalanmasını istedi.

Padişah Vahdeddin’in İngiltere’ye karşı güven duygusu taşıması, Osmanlı Devleti’nin savaşacak gücünün kalmaması, İngiltere’nin Suriye ve Balkan üzerinden genel bir taarruz için hazırlık yapması üzerine Mondros Ateşkesi ile ilgili görüşmeler Limni Adası’nın Mondros Limanı’nda İngiltere’ye ait Agamennon gemisinde başlamıştır.

Bu görüşmelere Osmanlı Devleti adına Bahriye Nazırı Rauf Bey (Orbay), ile Dışişleri Müsteşarı Reşat Hikmet ve Kurmay Yarbay Sadullah Bey’ler görevlendirilip 24 Ekim 1918’de Limni’ye gönderildi. İtilaf Devletleri adına da İngiltere’nin Akdeniz Filosu Komutanı Amiral Calthorpe katılmış ve 30 Ekim 1918’de Ateşkes Antlaşması imzalanmıştır.

MODROS ATEŞKES ANTLAŞMASI’NIN HÜKÜMLERİ

1-    Çanakkale ve İstanbul Boğazlarının açılması, Karadeniz’e serbestçe geçişin temini ve Çanakkale ve Karadeniz istihkamlarının İtilaf Devletleri tarafından işgali sağlanacaktır.

2-    Osmanlı sularındaki bütün torpil tarlaları ile torpido ve kovan mevzilerinin yerleri gösterilecek ve bunları taramak ve kaldırmak için yardım edilecektir.

3-    Karadeniz’deki torpiller hakkında bilgi verilecektir.

4-    İtilaf Devletlerinin bütün esirleri ile Ermeni esirleri kayıtsız şartsız İstanbul’da teslim olunacaktır.

5-    Hudutların korunması ve iç asayişin temini dışında, Osmanlı ordusu derhal terhis edilecektir.

6-    Osmanlı harp gemileri teslim olup, gösterilecek Osmanlı limanlarında gözaltında bulundurulacaktır.

7-    İtilaf Devletleri, güvenliklerini tehdit edecek bir durumun ortaya çıkması halinde herhangi bir stratejik yeri işgal etme hakkına sahip olacaktır.

8-    Osmanlı demiryollarından İtilaf Devletleri istifade edecekler ve Osmanlı ticaret gemileri onların hizmetinde bulundurulacaktır.

9-    İtilaf Devletleri, Osmanlı tersane ve limanlarındaki vasıtalardan istifade sağlayacaktır.

10-  Toros Tünelleri, İtilaf Devletleri tarafından işgal olunacaktır.

11-  İran içlerinde ve Kafkasya’da bulunan Osmanlı kuvvetleri, işgal ettikleri yerlerden geri çekilecekler.

12-  Hükümet haberleşmesi dışında, telsiz, telgraf ve kabloların denetimi, İtilaf Devletlerine geçecektir.

13-  Askeri, ticari ve denizle ilgili madde ve malzemelerin tahribi önlenecektir.

14-  İtilaf Devletleri kömür, mazot ve yağ maddelerini Türkiye’den temin edeceklerdir.

15-  Bütün demiryolları, İtilaf Devletlerinin zabıtası tarafından kontrol altına alınacaktır.

16-  Hicaz, Yemen, Suriye ve Irak’taki kuvvetler en yakın İtilaf Devletlerinin kumandanlarına teslim olunacaktır. Kilikya’daki kuvvetler, güvenliği korumak için gerekli olandan fazlası geri çekilecektir.

17-  Trablus ve Bingazi’deki Osmanlı subayları en yakın İtalyan garnizonuna teslim olacaktır.

18-  Trablus ve Bingazi’de Osmanlı işgali altında bulunan limanlar İtalyanlara teslim olunacaktır.

19-  Asker ve sivil Alman ve Avusturya tebası, bir ay zarfında Osmanlı topraklarını terk edeceklerdir.

20-  Gerek askeri teçhizatın teslimine, gerek Osmanlı ordusunun terhisine ve gerekse nakil vasıtalarının İtilaf Devletlerine teslimine dair verilecek herhangi bir emir, derhal yerine getirilecektir.

21-  İtilaf Devletleri adına bir üye, iaşe nezaretinde çalışacak bu devletlerin ihtiyaçlarını temin edecek ve isteyeceği her bilgi kendisine verilecektir.

22-  Osmanlı harp esirleri, İtilaf Devletlerinin nezdinde kalacaktır.

23-  Osmanlı Hükümeti merkezi Almanya, Avusturya, Macaristan devletleriyle bütün ilişkilerini kesecektir.

24-  Vilayet-i Sitte adı verilen 6 vilayette (Erzurum, Van, Elazığ, Diyarbakır, Sivas ve Bitlis) karışıklık çıkması halinde bu vilayetlerin herhangi bir kısmının işgali hakkında İtilaf Devletleri haiz bulunacaktır.

25-  Müttefiklerle Osmanlı Devleti arasındaki savaş, 1918 yılı Ekim ayının 31 günü mahalli saat ve öğle zamanı sona erecektir.

MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASI’NIN ÖNEMİ

Mondros Ateşkesi, Türklerin tarih boyunca imzaladığı en ağır şartları taşıyan ateşkes anlaşmalarından biridir. Teslimiyetçi nitelikte bir belgedir. Koşullar çok ağır olarak hazırlanmış ve görüşmeler sırasında (padişahın özel istek ve ricaları dikkate alınmamış) koşulların hafifletilmesi isteği kabul edilmemiştir. “Çoğunluğu Türk olan bölgeler Osmanlı Devleti’nin egemenliğine bırakılacaktır” hükmüne umut bağlanmış, bu ise yok olmaktansa ağır koşullara razı olunması anlayışını beraberinde getirmiştir.

Bağımsızlık anlayışını hiçe sayan bu olumsuz koşular altında özellikle 7. ve 24. maddeler gerek açık gerekse gizli anlamlarıyla en ağır koşulları içeriyordu.

Bu anlaşma sonucunda Osmanlı Devleti hukuken varlığını sürdürmüşse de fiilen sona ermiştir. Çünkü Osmanlı Devleti özellikle Anadolu’da silahsız ve savunmasız bırakılmış, Boğazlar İtilaf Devletleri’nin denetimine girmiş, İstanbul’un güvenliği tehlikeye düşürülmüş, Anadolu’nun Rumeli ile bağlantısı kesilmiş ve ileride bir Ermeni Devleti kurulmasına da zemin hazırlamıştır.

Ateşkesin ağır koşulları Osmanlıların sonu olurken Yeni Türk Devleti’nin filizlenmesinin koşullarını hazırlamıştır.

Kısacası, Mondros Ateşkes Antlaşması; Osmanlı Devleti’nin egemenlik alanını daralttığı gibi, askeri sınırlamalar da getiren, ekonomik ve siyasal bağımsızlığını açıkça ortadan kaldıran birçok maddenin yer aldığı bir ateşkes antlaşması olmaktan çok, Türk yurdunun işgal edilmesine ortam hazırlayan bir “işgal belgesi” niteliğinde olmuştur.

Ateşkes 3 bölüm ve 25 maddeden oluşmuştur.

a)  Boğazlar ve İstanbul ile ilgili maddeler

b)  Sınırlar ile ilgili maddeler

c)  Ordu ve savaş araçlarıyla ilgili maddeler

Mondros Ateşkesi’nin bazı önemli maddeleri şöyle özetlenebilir:

1. madde:     Bu maddeyle amaçlanan şunlardır:

a)  Osmanlı Devleti’nin Anadolu ile Rumeli toprakları arasındaki bağlantıyı sona erdirmek

b)  İstanbul’u tehdit altında tutarak hem Osmanlı yöneticilerini baskı altında tutmak hem de Anadolu halkına gözdağı vermek

c)  Boğazlar üzerinde ticari ve askeri anlamda denetim sağlamak

d)  Rusya’daki yeni rejimin yayılmasına engel olarak bu rejime karşı olanları da desteklemek

5. ve 6. Maddeler: Ülke savunmasını ortadan kaldırmayı amaçlayan maddelerdir. Böylece Osmanlı yurdu ve halkı savunmasız bırakılarak paylaşım planları uygulanabilecektir.

7. Madde: Antlaşmanın en tehlikeli maddesidir. Bu madde aslında Türk yurdunun parçalanması anlamına gelmektedir. Bütün işgallerin dayanağı olacak bu madde, doğrudan Osmanlı’nın egemenlik haklarını yok etmeye yöneliktir. Böylece Türklerin denetiminde kalan Anadolu toprakları elden çıkabilecektir. İtilaf Devletleri bu madde ile yapacakları işgallere “hukuki geçerlilik” kazandırmayı ve paylaşım tasarılarını uygulamaya sokmayı amaçlıyordu.

10. Madde: Bu maddenin amacı, en önemli ulaşım araçlarından biri olan demiryolları üzerinde denetim sağlayarak üstünlüğü ele geçirmektir.

11. Madde: İtilaf Devletleri’nin bu madde ile amacı Osmanlı Devleti’nin Brest-Litowsk Antlaşması’nda elde ettiği avantajlı durumu ortadan kaldırmak ve adı geçen bölgelerdeki Ermeni ve Gürcülere destek olmaktır.

14. Madde: Bu madde ile Osmanlı Devleti’nin gelir kaynaklarına el konulmuş ve İtilaf Devletleri Anadolu’daki işgal güçlerinin giderlerini karşılamak istemiştir.

16. Madde: Bu madde ile ulaşılmak istenen amaç, Osmanlı Devleti’ni egemen olduğu bölgelerde güçsüz duruma düşürmektir.

24. Madde: Ateşkesin İngilizce metninde bu altı vilayetten altı Ermeni vilayeti diye bahsedilmesi, Osmanlı Devleti’nin toprakları üzerinde Ermeni Devleti kurulması konusunda İtilaf Devletleri’nin kesin kararlı olduklarını göstermektedir. Bilahare Sevr Barış Antlaşması’nda da bu hususta hükümler mevcuttur.

Sonuç:

1-  I. Dünya Savaşı’nı fiilen bitiren olaydır.

2-  Osmanlı Devleti bu antlaşması imzalamakla varlığını fiilen sona erdirmiştir.

Hukuken Mudanya Ateşkes Antlaşmasıyla, ardından saltanatın kaldırılmasıyla resmen sona ermiştir.

MONDROS ATEŞKES’İNE TEPKİLER

Ateşkes sonrasında işgallere karşı halkın ilk tepkisi Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerinin kurulması olmuştur. Padişah Vahideddin tüm bu olumsuz koşullara rağmen mütarekeden yana olmuştur. Yani padişah ve hükümet galip devletlerin etkisi altına girmiş ve teslimiyetçi bir politikaya yönelerek millete karşı olan sorumluluklarını yerine getiremez olmuştur.

Osmanlı hükümetinin süregelen işgaller karşısında yetersiz kalması ve İzmir’in işgali Kuva-i Milliye Hareketi’nin oluşmasına yol açmıştır.

MUSTAFA KEMAL’İN ATEŞKESE TEPKİSİ

Ateşkes imzalandığı gün (30 Ekim 1918) Mustafa Kemal Paşa Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığı’na atandı. Mustafa Kemal’e göre ordusu ek güçlerle desteklendiğinde Türk’ün sesini duyurabileceğinden emindi. Dönemin Sadrazam ve Başkomutanlık Kurmay Başkanı olan İzzet Paşa ile yaptığı yazışmalarla Ateşkes içeriği ve kapsamı hakkında geniş bilgisi olmuştur. Ateşkesin uygulanmasında bir dizi uyarıda bulunmuşsa da önerileri ciddiye alınmamıştır.

Yıldırım Orduları Grup Komutanı olarak Mustafa Kemal, İstanbul’a çektiği telgrafta “Ateşkes maddelerinin yanlış anlaşılmaya müsait olduğunu, İtilaf Devletleri’nin isteklerinin sonunun gelmeyeceğini, vatanın çok ciddi bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu” bildirmiştir. Bu açıklamaya karşın İstanbul Hükümeti, daha sonra yaptığı açıklamada da Mondros Ateşkesi’ni “içinde bulunan şartlara göre en iyi antlaşma” olarak nitelendirmiş ve bu ateşkesi Osmanlı Mebusan Meclisi’ne de onaylatmıştır. Amaç, yapılacak antlaşmada İngiliz desteğini sağlamaktır (Sevr’de de beklenen bu destek görülmemiştir).

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.