Meşrutiyet Yönetimi Ve Osmanlı İmparatorluğundaki Niteliği

MEŞRUTİYET YÖNETİMİ VE OSMANLI İMPARATORLUĞUNDAKİ NİTELİĞİ

Her sözü kanun hükmünde olan padişahın yetkilerini sınırlayan ve yurttaşların hak ve görevlerini eşitlik esasına göre belirleyen Parlamento’ya dayalı hükümet şekline meşrutiyet denmiştir.

I. MEŞRUTİYET

II. ABDÜLHAMİT

XIX. Yüzyılın sonlarına doğru Sultan Abdülaziz zamanında özgürlük özlemi aydınlar arasında iyice güçlendi, bir kısım devlet adamlarını da sardı. Padişahların keyfi yönetimine son vermek için Mithat Paşa, Namık Kemal, Ziya Paşa gibi yönetici ve aydınların önderliğinde bir özgürlük akımı başladı.

Avrupalıların Jön Türkler adını verdikleri bu aydınlar topluluğunun giriştiği hareket sonucunda Abdülaziz tahttan indirildi. Yerine geçen Sultan V. Murat akli dengesi bozuk olduğundan birkaç ay sonra o da tahttan indirildi ve yerine meşrutiyet yönetimini kabul ederek benimseyeceğine söz veren II. Abdülhamit padişah yapıldı. 23 Aralık 1876’da ilk Anayasa (Kanun-i Esasi) ilan edilerek bir Parlamento (meclis) kuruldu.

Artık padişahlar keyiflerine göre değil, Anayasa’da belirtilen yöntemlere ve ilkelere bağlı kalarak ve yurttaşların özgürlük ve haklarına dokunmadan ülkeyi yöneteceklerdi.

II. Abdülhamit başlangıçta Mithat Paşa’yı sadrazam yaptı. Fakat aradan bir yıl geçmeden 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı’nı bahane ederek Meclis-i Mebusan’ı dağıttı. Mithat Paşa’yı da Hicaz’a sürdürerek orada boğdurttu. Böylece I. Meşrutiyetin ömrü çok kısa oldu.

II. MEŞRUTİYET

II. Abdülhamit, tam bir istibdat yönetimi kurdu. Onun 32 yıl süren yönetimi sırasında imparatorluk gittikçe daha fazla çöktü. Bosna-Hersek, Tunus, Kıbrıs gibi yerler elden çıktı, özgürlüğün adı bile anılamaz oldu.

II. Abdülhamit yönetimine karşı daha çok askerler arasında gizli dernekler kuruldu. Bunların en önemlisi olan İttihat ve Terakki Cemiyeti, önce İstanbul’da, sonra Selanik’te örgütlendi. Cemiyete bağlı askerlerden bazıları birlikleriyle birlikte ayaklanıp dağa çıktılar (Niyazi, Enver). Hürriyetin ilanı ve Anayasanın tekrar yürürlüğe konması için padişaha baskı yapmaya başladılar. Padişahın İstanbul’dan gönderdiği ordu komutanı Selanik’te öldürüldü. Tahttan indirileceğinden korkan II. Abdülhamit Anayasayı yeniden yürürlüğe koyarak (23 Temmuz 1908) yeni Meclis için seçimler yapılmasını kabul etmek zorunda kaldı.

Yeniden yürürlüğe giren anayasaya göre seçimler yapıldı. İttihat ve Terakki mecliste büyük çoğunluk sağladı. Aynı mecliste hatırı sayılır bir muhalefet grubu da yer alıyordu.

31 MART OLAYI

II. Meşrutiyet ilanından sonra memlekette bir özgürlük havası esmeye başladı. Gazeteler serbestçe yayınlanmaya başladı. Bu arada İttihat ve Terakki’ye karşı olanlar Ahrar adlı bir siyasal grup oluşturdular ve muhalefete başladılar. Bu gerici nitelikteki çalışmalar ve tahrikler bir isyanın çıkmasına neden oldu. Gazeteci Hasan Fehmi’nin öldürülmesini bahane eden gericiler, ünlü 31 Mart Ayaklanmasını başlattılar.

İsyan haberi Selanik’te duyulur duyulmaz İttihat ve Terakki Cemiyeti derhal harekete geçti. Özel surette hazırlanan ve tarihimizde Hareket Ordusu diye bilinen bir ordu İstanbul’a hareket etti ve isyan bastırıldı. II. Abdülhamit tahttan indirilip Selanik’e gönderildi ve yerine kardeşi Reşat Efendi V. Mehmet adıyla padişah yapıldı.

Bu dönem, biçimsel olarak Osmanlı Devleti 1922’de sona erinceye kadar sürdüyse de felaketli bir dönem oldu. İktidarı ele geçiren İttihat ve Terakki Partisi’nin partizan tutumu ve kötü yönetimi Osmanlı İmparatorluğu ile birlikte meşrutiyetin de sonu oldu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.