Yakın Çağ Avrupa’da Meydana Gelen Siyasi, Ekonomi ve Düşünce Alanındaki Gelişmeler

YAKINÇAĞ’DA AVRUPA

  •  18.yüzyıl Avrupası’nda, Rönesans ve Reform’un da etkisiyle “dünya görüşü ve yaşam tarzı” değişti. Akıl ve deneye dayalı bir arayış olan Aydınlanma Çağı düşüncesi toplum ve devlet hayatını etkiledi. Kopernik, Güneş merkezli evren sistemini, Galileo dünyanın yuvarlaklığını ileri sürdü. Newton, Yerçekimi Kanunu ile fizikte devrim yaptı. Dekart’ın etkisiyle, akılcılık sosyal bilimlerde de etkili oldu.
  • Akıl ve deneyi esas alan aydınlar, o güne kadar geçerli olan dünya görüşüne ve devlet sistemine karşı çıktılar. Mutlakiyetçi devlet yapılarının terk edilmesi, insanlara özgürlük verilmesi, yasalar önünde eşitliğin sağlanması ve ekonomide liberalizmin uygulanması gerektiğini savundular.
  • Avrupa’da önemli sosyal gelişmeler ancak büyük halk hareketleri neticesinde gerçekleşti. Avrupa’daki fikir hareketi 1789’da Fransa’da bir ihtilalin çıkmasıyla sonuçlandı. İhtilal şiddet yoluyla devletin siyasi ve toplumsal yapısını bütünüyle değiştirdi. İhtilalin getirdiği fikirler kısa sürede diğer devlet ve toplumları da derinden etkiledi.

1)            ABD’nin Kurulması:

  • Amerika’nın keşfinden sonra İspanyollar Meksika ve Güney Amerika’da, Portekizler Brezilya’da, Fransızlar Kanada’da, İngilizler de bugünkü Birleşik Amerika’da yerleşerek sömürgeler İngilizlerin kurduğu koloni sayısı zamanla 13’e yükseldi. ABD’nin temelini oluşturan bu koloniler İngiliz kralının atadığı valiler tarafından yönetilmekteydi. İngiltere, Amerika’yı hammadde, pazar ve ucuz işgücü kaynağı olarak algılamaktaydı. İngiliz parlamentosu, savaşlardan dolayı bozulan ekonomisini düzeltmek amacıyla kolonilere satılan ürünlere yeni vergiler uyguladı. Koloniler buna karşı boykot ve isyan kararı aldılar.
  • Koloni temsilcileri 1774’te Filadelfia Konferansı‘nı topladılar. 13 koloninin bağımsızlığını ilan ederek, İngiltere ile savaşa karar verdiler. Kongre İnsan Hakları Bildirisi’ni kabul ve ilan etti (1776). Buna göre: İnsanların, devredilemez ve vazgeçilemez hakları vardır. Bunlar yaşama ve özgürlük haklarıdır. Bu hakları, kuvvetini halktan alan ve halkın iradesiyle işbaşına gelen hükümetler korur. Hükümet bu hakları çiğnediği takdirde, onu değiştirmek milletin hakkı ve vazifesidir.
  • Savaş sekiz yıl sürdü. Fransa, Hollanda ve İspanya kolonileri desteklediler. İngiltere, Versay Antlaşması’nı imzalayarak, ABD’nin bağımsızlığını tanıdı (1783). ABD’nin kurulmasıyla Avrupa’ya karşı bir denge unsuru oluştu. İnsan Hakları Beyannamesi ile, dünyaya yeni bir yönetim tarzı olan demokrasi geldi ve önce Avrupa’yı etkiledi.
  • Monreo Doktrini: Bağımsızlıktan sonra, birliği korumak ve ekonomik yönden güçlenmek üzere, dışa karşı barışçı bir politika izlendi. Bu politika sayesinde Avrupa’nın müdahalesi önlendi. ABD, tarafsız kalarak, sanayileşmeye yöneldi.

2) Fransız İhtilali:

a) Nedenleri:

  • Fransa monarşiyle yönetilmekteydi. Ülkede eşitlik ve özgürlük Halk sosyal sınıflara ayrılmıştı. Kral ülkenin tek hakimiydi. Soylu ve rahipler lüks içinde yaşarken, burjuva ve köylüler ağır vergi yükü altında ezilmekteydi.
  • Bir yandan İngiltere’de meşrutiyete geçilmesi, öte yandan ABD’de demokratik rejimin kurulması Fransızlar üzerinde etkili oldu.
  • Fransız düşünürleri aydınlanmanın öncüleri oldular. Monarşik düzenin değişmesi gerektiğini savunarak ihtilale ortam hazırladılar.
  • İhtilalin en önemli ve yakın sebebi ise, savaşlar ve gereksiz harcamalardan dolayı devletin ekonomik durumunun bozulmasıdır.

b) İhtilal’in Gelişimi:

  • Kral XVI. Lui, yeni vergiler koymak üzere, devlet meclisi Etajenero’yu toplantıya çağırdı. Soylular ile halk temsilcileri arasında anlaşmazlık çıktı. Halk temsilcileri, halkın yüzde doksanını temsil ettiklerini ileri sürerek Etajenero’yu Milli Meclis ilan ettiler. İhtilal süreci başladı.
  • Milli Meclis, bir anayasa yapma hazırlığına başlayarak kendisini Kurucu Meclis ilan etti. Kral, yabancı askerlerle meclisi dağıtmak isteyince halk ayaklandı. Bastil Hapishanesi’ni basarak siyasi tutukluları serbest bıraktı (1789). Kurucu Meclis ilk olarak soyluların ve rahiplerin imtiyazlarını kaldırdı. “İnsan ve Vatandaş Hakları Bildirisi“ni ilan etti. Buna göre:
  • İnsanlar, hakları bakımından hür ve eşit doğarlar ve öyle yaşarlar.
  • Bu haklar, özgürlük, mülkiyet, güvenlik ve baskıya karşı direnme hakkıdır.
  • Özgürlüğün sınırı ancak kanunla
  • Hakimiyet milletindir. Hiçbir kişi ve kuruluş milletçe verilmeyen bir hakimiyeti kullanamaz.
  • Kurucu Meclis bir anayasa hazırladı. Kralın mutlak egemenliğini sınırlayan bu anayasa ile Fransa’da meşrutiyet rejimi İhtilal ile başlayan karışıklıklar Napolyon Bonapart’ın imparator olmasıyla son buldu.

c) İhtilal’in Sonuçları:

  • Fransız İhtilali evrensel düzeyde etki bıraktı.
  • Vatandaş hakları anayasa güvencesine alındı.
  • Eşitlik, özgürlük ve adalet ilkeleri yayıldı.
  • Mutlak monarşiler yıkılmaya başladı.
  • Demokrasi rejimi kıta Avrupası’nda yayıldı.
  • Devlet laik ve ulusalcı bir nitelik kazandı.
  • Milliyetçilik düşüncesi siyasi bir nitelik kazanarak çok-uluslu devletlerin parçalanmasında etkili oldu. İmparatorluklar dağıldı.
  • Yeniçağ kapandı, Yakınçağ başladı. İhtilal Savaşları çıktı. Viyana Kongresi toplandı. 

d) İhtilal’in Osmanlı Devleti’ne Etkisi:

  • İhtilal’in getirdiği fikirler arasında Osmanlı’yı en çok ulusçuluk fikri etkiledi. XIX. yüzyılda, cumhuriyetçiliği ve özgürlüğü savunan çok sayıda eser Osmanlıca’ya ve azınlık dillerine çevrildi. Bu çevirilerin de etkisiyle Osmanlı ülkesinde ulusçuluk düşüncesi yayıldı. Balkanlar’da çok sayıda isyan çıktı. Ulusçuluk akımı, Osmanlı Devleti’nin yıkılmasına yol açan en temel faktör haline geldi. Azınlık isyanları Batılıların Osmanlı’nın iç işlerine karışmalarına ortam hazırladı.
  • Fransız İhtilali’nin olumlu etkileri de oldu. Osmanlı aydını demokrasi, anayasa, özgürlük gibi kavramlarla tanıştı. Hukuk alanında düzenlemeler yapıldı. Padişahın yetkileri sınırlandırıldı. Mevcut egemenlik anlayışı değişti. Meşruti yönetime geçilerek demokratikleşme süreci başlatıldı.
  • Ayrıca, azınlıkların bağımsızlık istekleri Türk milletine de örnek teşkil etti. Ulusal çıkarlar savunuldu ve Türk milliyetçiliği esasına dayanan bir devlet yapısı kurma çalışmaları yoğunlaştı. Osmanlı Devleti’nin yıkılmasına yol açan milliyetçilik, Kurtuluş Savaşı ve sonrasında, kurulmakta olan yeni Türk devletinin temel bir dayanağı oldu.

Eski Düzene Geri Dönme Çabaları ve Tepkiler:

a) Viyana Kongresi:

  • Napolyon, Avrupa’yı hakimiyetine almak istedi. Avrupa devletleriyle Fransa arasında Napolyon Savaşları çıktı (1805-1815). Napolyon yenildi. Siyasi sınırları düzenlemek ve Avrupa’nın geleceğini belirlemek üzere Viyana Kongresi toplandı (1815). Osmanlı’nın katılmadığı kongreye, İngiltere, Rusya, Avusturya ve Prusya hakim oldular. Avrupa’nın siyasi haritası, bu devletlerin istekleri doğrultusunda yeniden çizildi.

b) Restorasyon Dönemi:

  • Viyana Kongresi’nden Navarin Olayı’na kadar (1815-1827) geçen döneme, “yeniden kurmak, düzenlemek” anlamında Restorasyon Dönemi Bu dönemde büyük devletler, Viyana kararlarını uygulatmak amacıyla ittifaklar kurdular. Rusya, Avusturya, Prusya ve Fransa arasında Kutsal İttifak kuruldu. Ayrıca, Avusturya başbakanı Meternih’in katkısıyla Avusturya, İngiltere, Rusya ve Prusya arasında Dörtlü İttifak kuruldu. Bu devletler, ihtilal fikirlerinin yayılmasını önlemek üzere bir dizi tedbir aldılar. Ancak bu baskılar, özgürlükçü hareketlerin yayılmasını önleyemedi.

c) 1830 İhtilalleri:

  • Viyana Kongresi’nin getirdiği düzene karşı ilk tepki hareketi Fransa’da doğdu. Kralın meclisi dağıtması ve basın özgürlüğünü kaldırması üzerine halk ayaklandı. X. Şarl tahttan indirildi. Başa getirilen Lui Filip, anayasaya sadık kalacağına dair yemin etti. Fransa’da yeniden meşruti krallık rejimi kuruldu. İhtilal, kısa sürede diğer Avrupa ülkelerine de yayıldı. Avrupa’da liberal demokrasi ve parlamenter sistem düşüncesi yayıldı.

d) 1848 İhtilalleri:

  • Bu ihtilallerin ana nedeni milliyetçilik, liberalizm, bağımsızlık ve işçi hakları İhtilal Fransa’da başladı. Kral Lui Filip’in işçilerin sorunlarını çözmemesi ve kişi hürriyetini kısıtlaması üzerine liberal ve sosyalistler isyan ettiler. Fransa’da cumhuriyet ilan edildi. Ölüm cezası kaldırıldı. Fakat, Cumhurbaşkanı seçilen Lui Napolyon, bir süre sonra meclisi kapatarak yeniden krallığa döndü (1852). İhtilal, İtalya, Avusturya, Prusya, Belçika, Hollanda ve İngiltere’de de etkili oldu. Avrupa’da liberalizme doğru önemli gelişmeler oldu. Bir çok ülkede anayasal rejim kuruldu. İşçi hakları iyileştirildi.

Avrupa’da Siyasal Dengelerin Değişmesi

a) İtalya’nın Siyasi Birliğini Kurması:

  • Viyana Kongresi İtalya’yı yedi hükümete ayırmıştı. Piyemonte bunların en güçlüsüydü. Ülkenin bir kısmı Avusturya’nın işgali altındaydı. İtalyan aydınları ülkede siyasal birliği kurmak ve yabancı işgalinden kurtulmak istiyorlardı. Bunun için bir dış devletin yardımına ihtiyaç vardı. Piyemonte, Kırım Savaşı’na iştirak ederek Fransa’nın desteğini sağladı. İtalyan birliği ancak 1870’te gerçekleşti. Roma başkent ilan edildi. İtalya, siyasal birliğini kurduktan sonra sömürgecilik faaliyetlerine başladı.

b) Almanya’nın Siyasi Birliğini Kurması:

  • Viyana Kongresi’nde bir Germanya federasyonu kurulmuştu. Prusya bu toprakları alabilmek için Danimarka, Avusturya ve Fransa ile savaştı. Fransa’yı kesin bir yenilgiye uğratarak Alman birliğini kurdu (1871). Alman birliğinin kurulmasıyla, Viyana Kongresi’nde kurulmuş olan Avrupa güçler dengesi değişti. Almanya, Avrupa’nın güçlü bir devleti haline gelerek sömürgeciliğe başladı. Bu durum uluslararası ekonomik rekabeti artırdı ve Birinci Dünya Savaşı’nın çıkmasına etki etti

c) Avrupa’da Yeniden Bloklaşma:

  • Alman birliğinin kurulması Avrupa dengesinde önemli değişikliklere sebep oldu. Almanya, Fransa’ya karşı, Rusya ve Avusturya ile Üçlü İmparator Birliği’ni kurdu. Bu birlik 1878 Berlin Kongresi‘ne kadar devam etti. Rusya, Berlin’de Almanya’dan beklediği desteği bulamayınca birlikten ayrıldı. Almanya bu sefer Fransa ile arası açık olan İtalya’yı alarak Üçlü İttifak‘ı kurdu (1883). Buna karşılık, İngiltere ile Fransa arasında yakınlaşma başladı. İngiltere, Reval Görüşmesi‘yle Rusya’yı da yanına aldı. İngiltere, Fransa ve Rusya arasında Üçlü İtilaf

Sanayi Devrimi ve Sömürgecilik

  • Sanayi Devrimi, insan ve hayvan gücüne dayalı üretim tarzından, makine gücüne dayalı üretim tarzına geçiştir. XVIII. yüzyılın ortalarında, İngiltere’de, dokuma sanayinde buhar gücünden yararlanılmaya başlandı.
  • Bu tarz üretim, XIX. yüzyılın ilk yarısında Avrupa ülkelerinde değişik sektörlerde kullanılmaya başlandı. Buharla çalışan makineler çoğaldı, fabrika sayısı hızla arttı ve sanayideki gelişme ivme kazandı.

Sonuç:

  • Üretimin şekli değişti ve miktarı arttı.
  • Seri üretime geçildi. Maliyetler düştü.
  • Bazı üretim kolları ortadan kalktı.
  • Yeni iş alanları ve sanat dalları ortaya çıktı.
  • Üretim uluslararası bir boyut kazandı.
  • Büyük firmalar ve bankalar
  • Ulaşım ve iletişim önem kazanarak gelişti.
  • Ekonomiyle ilgili yeni görüşler ortaya çıktı.
  • Zenginlik anlayışı ve kaynağı değişti.
  • Sanayi sermayesi önem kazandı.
  • Hammadde ve pazar gereksinimi arttı.
  • Avrupa ülkeleri arasında rekabet yoğunlaştı.
  • Ekonomi, uluslararası siyasete yön verdi.
  • Sömürgeleştirme yarışı hızlandı.
  • Bazı ülkeler pazar alanı haline geldi.
  • Yerli üretimi korumak üzere tedbirler alındı.
  • Avrupa’da refah düzeyi yükseldi; nüfus arttı.
  • Köyden kente göç arttı. Kentleşme hızlandı.
  • İşçi sınıfı oluştu. İşçi hakları gündeme geldi.
  • Sanayii toplumu yeni ihtiyaçlar doğurdu.

 Sanayi Devrimi’nin Osmanlı’ya Etkisi:

  • Avrupa’dan Osmanlı ülkesine bol miktarda ve ucuz ürün geldi. Osmanlı Devleti, kapitülasyonlardan dolayı bu akışı engelleyemedi.
  • Osmanlı ülkesinde küçük atölyeler kapandı, işsizlik arttı, dış ticarette denge
  • Özellikle, Baltalimanı Ticaret Sözleşmesi ile her türlü engelden kurtulan İngiliz malları Osmanlı pazarlarını ele geçirdi.
  • Osmanlı, dışarıya hammadde satan ve dışarıdan ürün alan bir ülke haline geldi. Ekonomideki gerileme siyasi çöküşü de hızlandırdı.
  • Ekonomide izlenen yanlış politika, devleti Batılılardan borç para almaya mecbur bıraktı. Zamanla, alınan borçların faizleri dahi ödenemedi.
  • Batılılar, alacaklarını tahsil etmek üzere, Duyun-u Umumiye İdaresi’ni kurarak Osmanlı maliyesini denetimlerine aldılar. Devletin ekonomik bağımsızlığı zedelendi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.