Blog Layout

Halide Edip ADIVAR

Halide Edip ADIVAR (1884-1964) II. Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemi Türk kadın yazarı ve romancı. Babası Ceyb-i Hümâyun kâtiplerinden Selânikli Mehmed Edip Bey, annesi Bedrifam Hanım’dır. Küçük yaşta annesini kaybedince çocukluğu, ileride sanat hayatında önemli tesirleri görülecek olan anneannesinin evinde geçti ve ilk terbiyesini ondan aldı. Annesinin ölümünden sonra birkaç evlilik yapan babasının yanında ise Anglo-Sakson eğitimine tâbi tutuldu. Üsküdar Amerikan …

Devamını Okuyun »

Abdülhak Adnan ADIVAR

Abdülhak Adnan ADIVAR (1882-1955) Çeşitli devlet hizmetlerinde bulunan ilim ve fikir adamı. Soyu, XVI-XVII. yüzyılın tanınmış mutasavvıflarından Aziz Mahmud Hüdâyî’ye kadar uzanır. Babası Mektûbîzâde Ahmed Bahâî Efendi de dahil, ailenin hemen bütün fertleri ilmiye sınıfındandır. Abdülhak Adnan, babasının Gelibolu sancağı nâibliği sırasında orada doğdu. Liseyi Dersaadet Mekteb-i İdâdîsi’nde, yüksek tahsilini ise Tıbbiye Mülkiyesi’nde tamamladı (1905). Devrin idaresini beğenmeyerek Almanya’ya kaçtı; …

Devamını Okuyun »

Aden

ADEN Yemen Demokratik Halk Cumhuriyeti’nin başşehri ve tarihî liman. Kızıldeniz’in girişinde stratejik açıdan çok önemli bir yerde bulunan Aden, kendi adını taşıyan körfezin kuzeybatısındaki Aden ve Küçük Aden yarımadalarının etrafında uzanır. Nüfusu 365.000’dir (1981 tah.). Volkanik karakterli olan Aden arazisi dağların, platoların ve denize doğru uzanan ince vadilerin bulunduğu bir bölgede yer alır. Sahil kısmında ise bölgeye adını vermiş olan …

Devamını Okuyun »

DEVRE ÇIKMA

Tarih Sözlüğü Ansiklopedisi

DEVRE ÇIKMA Osmanlılar’da taşrada görev yapan idarecilerin çeşitli meseleler dolayısıyla kendi sorumluluk bölgelerini dolaşmalarını ifade eden bir tabir. Bu tabire XVI. yüzyıl sonlarına kadar Osmanlı kaynaklarında ve resmî belgelerinde “il/vilâyet üzerine çıkma”, “gezüp gözetme”, “gezüp yürüme” ve “devreyleme” şekillerinde rastlanır. Devre çıkma şeklinde terim anlamı kazanıp yaygın olarak kullanılması ise halkın büyük çapta şikâyetlerine yol açan bir zulüm ve suistimal …

Devamını Okuyun »

ADÂLETNÂME

Tarih Sözlüğü Ansiklopedisi

ADÂLETNÂME Devlet otoritesini temsil edenlerin halka karşı bu otoriteyi kötüye kullanmalarını, olağan üstü tedbirlerle yasaklayan umumi mahiyetteki padişah fermanı. Adâletnâme, kökü eski İran imparatorluklarına uzanan Ortadoğu devlet ve hükümdar anlayışının en belirgin özelliğidir. Burada hükümdarın mutlak otoritesi, haksızlığın kaldırılmasında en son tedbir olarak görülür. Zulmü gidermek, kuvvetlinin zayıfı ezmesine meydan vermemek, halkın can ve mal emniyetini sağlamak, devlet anlayışı olarak …

Devamını Okuyun »

Adapazarı

ADAPAZARI Marmara bölgesinde Sakarya ilinin merkezi olan şehir. Adapazarı ovası (Akova) adı verilen düz ve alüvyonlu bir ovanın ortasında, deniz seviyesinden 31 m. yükseklikte kurulmuştur. Marmara bölgesinin İstanbul, Bursa ve İzmit’ten sonra dördüncü büyük şehridir. Yakın çevresinde Nikomedia (İzmit) ve Prusias (Üskübü, daha yeni adı Konuralp) gibi önemli Eskiçağ şehirleri bulunmasına rağmen, Adapazarı geçmişi eskiye inmeyen yeni bir şehirdir. İstanbul’u …

Devamını Okuyun »

Adana

ADANA Akdeniz bölgesinde şehir ve bu şehrin merkez olduğu il. Akdeniz bölgesinin birinci, Türkiye’nin dördüncü büyük şehridir. Seyhan nehrinin Toroslar’dan Çukurova’ya indiği yerde deniz seviyesinden 23 m. yükseklikte kurulmuştur. Büyük ve canlı kesimi Seyhan’ın sağ (batı) kıyısında bulunursa da sonraki gelişmelerle nehrin sol kıyısına da taşarak sahasını genişletmiştir. İslâm Öncesi Adana Coğrafî şartlar bakımından yerleşmeye uygun bir bölgede ve özellikle …

Devamını Okuyun »

ADAK

Tarih Sözlüğü Ansiklopedisi

ADAK Dinen mükellef tutulmadığı halde kişinin kendi vaadiyle üzerine vâcip kıldığı ibadet. Türkçe adak kelimesinin Arapça karşılığı olan nezr (النذر), lugatta “insanın yerine getirmeyi kendisine borç (vâcip) kıldığı, vaad ettiği şey” mânasına gelmektedir. Nezr kelimesinin kökünde “vâcip kılmak, gerekli kılmak” mânası bulunduğundan İmam Şâfiî, kasten yaralama suçunda ödenmesi gereken diyeti (erş*) nezr diye adlandırmıştır. Kelimenin kök anlamlarından biri de “uyarıcı …

Devamını Okuyun »

SİYÂSETNÂME

Tarih Sözlüğü Ansiklopedisi

SİYÂSETNÂME Devlet yönetimine dair eserlerin ortak adı. Arapça siyâset (insan topluluklarını yönetme, devlet işlerini yürütme sanatı, politika) kelimesiyle Farsça nâme (mektup, yazı) kelimesinden meydana gelen siyâset-nâme “devlet adamlarına siyaset sanatı hakkında bilgi vermek, devlet yönetiminde dikkat edilmesi gereken hususlara dair tavsiyelerde bulunmak amacıyla yazılmış kitap veya bu kitapların oluşturduğu tür” anlamında kullanılır. Bu eserlere devlet başkanları için yazılmışsa “nasîhatü’l-mülûk, âdâbü’l-mülûk, …

Devamını Okuyun »

Mushaf

MUSHAF Kur’ân-ı Kerîm âyetlerinin iki kapak arasında toplanmasından oluşan kitap. Sözlükte mushaf kelimesi “bir araya getirilip bağlanmış yazılı sayfalar” anlamına gelir. Mıshaf şeklinde de okunan kelimenin kökünün Habeşçe mashaf (kitap) olduğu ileri sürülmüşse de (Jeffery, s. 193; Nöldeke-Schwally, s. 32; İA, VIII, 677), Kur’an’da suhuf ve sıhaf (geniş kaplar) kelimelerinin zikredilmesi (ez-Zuhruf 43/71), Kur’an’ın nâzil olduğu dönemde bu kökün Arapça’da …

Devamını Okuyun »