Uluslararası İlişkilerde Değişim Süreci

4. ÜNİTE:YUMUŞAMA DÖNEMİ VE SONRASI

A. ULUSLARARASI İLİŞKİLERDE DEĞİŞİM SÜRECİ

“SOVYET KOMÜNİST PARTİSİNİN 20. KONGRESİNİN RAPORU”NDAN (1956)

SSCB, dış politikasında devletlerin rejimlerine bakılmaksızın barış içinde birlikte var olma siyasetini sabırlı bir şekilde uygulamalıdır. Ayrıca uluslararası alanda başlayan iyi ilişkiler sürekli bir barışa dönüştürülmelidir. Bu amaçla halkların güvenliği ve barışı için aktif bir şekilde çalışmalar yapmak politikamızın bir parçası olmalıdır. (…)

Dünyanın iki büyük gücü SSCB ve ABD arasında kalıcı dostluğun sağlanması dünya barışının güçlenmesi için önemlidir. (…) iki ülke arasındaki ilişkiler karşılıklı barışın beş ilkesine göre belirlenmelidir. Bu ilkeler; karşılıklı olarak toprak bütünlüğüne ve egemenlik haklarına saygı göstermek, devletlerin içişlerine karışılmaması, karşılıklı çıkarlara dayalı eşitlik, siyasi ve ekonomik iş birliği…

“NIXON – KISSINGER DOKTRİNİ”NDEN (1968)
Nixon-Kissinger
ABD yönetimi olarak SSCB ile ilişkilerimiz şu üç ilkeye göre düzenlenecektir.(…)

Realizm ilkesi: (…) iki ülkenin birçok alanda farklı çıkarları olduğunun da farkındayız.(….) Ortak çıkarlarımız doğrultusunda antlaşmalar yapmaya hazırız.

Ölçü ilkesi: iki devletten birisi dünyada oluşan krizlerden tek taraflı avantaj elde etmeye kalkışırsa iki devlet arasındaki ilişkiler sürdürülemez.(…) Başka devletleri zarara uğratacak anlaşmaları desteklemediğimiz gibi ilişkilerde eşitlik ilkesini benimsiyoruz.

Bağlantılılık ilkesi: Dünyanın farklı bölgelerinde birbirine bağlı sorunların çözümü için ABD olarak sadece askerî alanlarda değil bütün alanlarda görüşmeler yapılmasını savunuyoruz.

George LANGLOIS, 20. Yüzyıl Tarihi, s. 286-298’den derlenmiştir.

Soğuk Savaş Döneminden sonra yukarıda belirlenen politikalar uluslararası ilişkileri nasıl etkilemiştir? Belirtiniz.

Yumuşama (detant)” uluslararası ilişkilerde, Blokların gerginliği azaltmak için karşılıklı görüşmeleri tercih ettiği bir dönemdir. Bu dönemde izlenen politikalarla Doğu-Batı ilişkilerinde çatışma ve gerginlik nispeten azaltılmıştır. Yumuşama politikası, barışa varacak yakınlaşma, anlaşma ve iş birliği aşamalarından oluşmaktadır.

Yumuşama politikasının ortaya çıkmasında konvansiyonel silahlardan nükleer silahlara geçiş, önemli etken oldu. 1950’li yılların sonlarına doğru SSCB ve ABD’nin nükleer silahlanma yarışında birbirine denk güçler hâline gelmesi, dünyayı bir nükleer savaşın eşiğine getirdi. Her iki devletin de çıkması muhtemel bir savaşta aynı şekilde zarar görecek olmaları, savaşa yol açacak çatışmaları engellemeyi zorunlu kıldı. Bu sebeple ABD Başkanı John Fitzgerald Kennedy ve SSCB Başkanı Nikita Kruşçev, 1961 yılında bir araya gelerek yumuşama sürecini başlattılar. Bu süreçte Bloklar, silahsızlanma ve bazı silahlarda sınırlandırma yolunu seçtiler.

Yumuşama politikasına giden diğer bir sebep ise Bloklar içinde yaşanan siyasi gelişmeler oldu. Soğuk Savaş Döneminde bahsedildiği gibi Doğu Bloku içinde SSCB ile Çin arasında başlangıçtan beri devam eden güven bunalımı, Çin-ABD yakınlaşmasında ve Bloklar arasındaki ilişkilerin başlamasında etkili oldu. Yugoslavya ve Romanya’nın SSCB güdümünden kurtulmak istemesi ve Batı ile diplomatik ilişkilere girmesi Doğu Blokunda SSCB’nin gücünün kırılması anlamını taşımaktaydı.

1968’de SSCB’nin Varşova Paktına bağlı güçleri kullanarak Çekoslovakya’yı işgali, Doğu Blokunda tepkilere yol açtı.

ABD’nin dünyadaki siyasi gelişmeler karşısında müttefiklerine danışmadan hareket etmesi, Batı Bloku içinde de görüş ayrılıklarına neden oldu. Ardından Fransa’nın NATO’nun askerî kanadından çekilmesi de Batı Blokunda sarsıntılar meydana getirdi.

  • KONVANSİYONEL SİLAHLAR: Nükleer, biyolojik (bakteriyolojik) ve kimyasal silahlar dışında, kara, deniz ve hava ordularınca kullanılan her türlü klasik silahlar. Yüzyıllardır kullanılan konvansiyonel türdeki silahların günümüzde en çok kullanılanları, top, tank, tüfek, gemi ve denizaltı, nükleer bomba taşımayan uçak ve füzelerdir.nAna Britannica, c. XIX, s. 364-365’ten özetlenmiştir.
  • SSCB-ÇİN ÇATIŞMASI: 1950’lerin sonlarına doğru SSCB ile Çin arasında bir uyuşmazlık ortaya çıktı. 1962’den itibaren iki ülke sınırında çatışmalar başladı. SSCB-Çin arasındaki sınır konusu 1969’da ele alınmasına rağmen çözülemedi. Aynı yılın mart ayında Usuri Nehri’nde Çin-SSCB çatışması yaşandı. Dr. Rifat UÇAROL, Siyasi Tarih, s. 675

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.