İlk Türk-İslam Devletlerinde Kültür Ve Uygarlık

İLK TÜRK-İSLAM DEVLETLERİNDE KÜLTÜR VE UYGARLIK

DEVLET YÖNETİMİ

Karahanlılar, Selçuklular ve diğerlerinde devlet, hükümdar ailesinin ortak malı sayılır, aile arasından seçilen hükümdar (Sultan) devlet başkanı olur, adına hutbe okunur ve para bastırırdı.

Hükümdarın oğulları, kardeşleri ve akrabaları, ülkenin birer bölgesini ona bağlı olarak yönetirlerdi.

Aile arasında devlet başkanı seçimi çok defa kanlı savaşlara neden olmuş, bu yüzden devlet sarsıntılara uğramış, güçsüz kalmıştır.

Başlangıçta merkeziyetçi bir yönetim uygulamaya çalışan Büyük Selçuklular, ülke genişledikçe federasyon tarzını benimsediler, özerk yetkili eyaletler oluşturdular.

Hükümdarlar, görevlerini halka hizmet etmek olduğunu bilirler, kendilerini başka insanlardan üstün görmezlerdi.

Karahanlılarda hükümdara “Han”, vezirlerine “Noyan” denirdi.

“Sultan” ünvanını ilk kullanan hükümdar Gazneli Mahmut’tur.

Selçuklularda hükümdara “Yabgu” denilirken Tuğrul Bey’in Bağdat’ı almasından sonra “Sultan” denilmeye başlanmıştır.

Bir yandan Orta Asya gelenekleri sürerken diğer yandan Karahanlı ve Gazneli gibi kendilerinden önceki Türk-İslam devletlerinin örgütlenme biçiminden yararlandılar.

Selçuklularda vezir Nizam-ül Mülk tarafından devlet yönetimi belli esaslara bağlanmıştır.

Devlet işleri Divan-ı Saltanat veya Divan-ı Ali denilen kurulda karara bağlanırdı. Divan-ı Saltanat’ın yanı sıra mali, idari ve siyasi işleri yürütmek amacıyla küçük divanlar oluşturulmuştur.

Selçuklular Türk-İslam tarihinde ilk kez “Eyalet Sistemi”ni meydana getirmişlerdir. Merkezdeki sultanlara “Sultan-ı Azam” (Büyük Sultan) denir, aileden olan prensler bulundukları bölgelerde bağımsız gibi hareket ederler, buna rağmen baştaki büyük sultana bağlı olurlardı.

Divan Üyeleri:

Vezir: Divan’a başkanlı ederdi.

Niyabet-i Saltanat (Naip): Vekil. Sultanın vekili. Sultan başkentten ayrığı zaman yerine bakardı.

Müstevfi: Maliye. Devletin mali işlerini yürütürdü.

Pervaneci: Atama-toprak işlerine bakardı. Divan tarafından yüksek görevlere yapılan tayinlere bakar, dirliklerin (ikta, has ve tımarlar) dağıtım işlerini yürütür ve bununla ilgili defterlerin tutulmasını sağlardı (Osmanlılarda Nişancı).

Tuğracı: Divandaki yazışma işlerine bakar. Sultanın emir ve fermanlarını yazardı.

Emir-i Dat: Adalet işleri (kadılara bağlı).

Kadı Leşker: Askeri davalara bakar.

Emir-i Arız: Ordunun maaş ve levazım işlerine bakardı.

Eyaletlere atanan valiler sultan soyundan geliyorsa “Melik” ünvanını alırdı. Diğer valilere ise “Şıhne” adı verilirdi.

Atabey ve Atabeylik: Küçük yaşta eyaletlere gönderilen meliklerin yanında onlara yönetim tecrübesi kazandırmak için Oğuz beylerinden bilgili, tecrübeli ve değerli kişiler verilirdi (olumlu yönü).

Atabey adı verilen bu kişiler, merkezi otoritenin zayıflaması üzerine özellikle uzak eyaletlerde, bulundukları bölgenin askeri gücüne de dayanarak bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir (olumsuz yönü). Bu oluşuma “Atabeylik” adı verilir.

Subaşı: Şehirlerde valilik yaparlardı. Şehirlerin güvenliğinden sorumluydular. Çevredeki askerlere komutanlık ederlerdi.

ORDU

Türk-İslam devletleri, ordularına çok önem vermişlerdir. Karahanlıların orduları düzenli ve disiplinli idi. Ordu komutanlarına subaşı denilmekteydi. Ordu, yaya ve atlı akıncılardan oluşmaktadır.

Gaznelilerde Sultan Mahmud, Türk-İslam tarihinde ilk kez kendisine bağlı ücretli askerlerden oluşan “Hassa Ordusu”nu kurmuştur.

Büyük Selçuklularda Hassa ordusunu Tuğrul Bey kurmuştur. Bu merkez ordusu, “Gulam” adı verilen kölelerden meydana gelirdi. “Gülamhane” denilen ocaktan yetişen ve aynı zamanda “Kapıkulu Askerleri” diye de adlandırılan bu kuvvet, zorunluluktan doğmuştur. Bunlara aylık verilir, masraflarını devlet karşılardı.

Bundan başka Selçuklularda Tımarlı Sipahi, Türkmenler, bağlı beylik askerleri, atabey kuvvetleri ordunun diğer askeri kuvvetlerini oluştururdu.

Tımarlı Sipahi, Vezir Nizam-ül Mülk’ün ilk kez Tuğrul Bey zamanında uyguladığı “İkta Sistemi” ile yetiştiriliyordu. Bu sistemle toprak ürünlerinden alınan vergi karşılığında atlı asker yetiştiriliyordu.

Bu sisteme Osmanlılarda “Dirlik” denirdi.

Dirlik Sistemi: Nizam-ül Mülk, İkta adı verilen topraklarda düzenleme yaparak, vergi vermeyip, asker besleme kuralını uyguladı. İkta sisteminin uygulanmasıyla:

1.  Devlet hazinesinden para harcamadan büyük ve güçlü bir ordu oluşturuluyordu.

2.  Çiftçiler denetim altına alınıyor ve üretimin en üst seviyede olması sağlanıyordu.

3.  İkta sahipleri bulundukları bölgede idare ve güvenliği sağlıyorlardı.

4.  Göçebe Türkmenlerin yerleşik unsurlara zarar vermeleri önleniyordu.

5.  Fetihleri hızlandırdı.

6.  Ordunun hareketli olmasını sağladı.

7.  Küçük iktadan büyüğe geçiş olması savaşlarda başarıyı arttırdı.

Anadolu Selçuklularda ayrıca donanma kuvveti vardır. Donanma komutanına “Reis-ül Bahr” adı verilirdi.

TOPRAK YÖNETİMİ

a)  Dirlik: Devlet görevlilerinin ve sipahilerin ihtiyaçlarının karşılandığı devlet topraklarıdır. Bunlara “Miri” topraklar denir, işletmesi halka aitti.

b)  Mülk: Devlete başarılı hizmetleri olan kimselere sultanın bağışladığı topraklardı.

c)  Vakıf: Gelirleri hayır kurumlarına ve sosyal tesislere ayrılan topraklardır.

EKONOMİ

Büyük Selçuklularda ilk parayı Tuğrul Bey bastırmıştır.

Anadolu Selçuklularda I. Mesud döneminde gümüş, II. Kılıçaslan döneminde de altın para basılmıştır.

Anadolu’ya gelen Türkmenlerin bazıları göçebeliği sürdürürken, çoğu yerleşik yaşama geçtiler. Hristiyan halkın yaşadığı şehirlere de yerleştiler. Köylerde yerleşmiş olanlar tarım ve hayvancılık, şehirde yaşayanlar ise ticaret ve zanaat ile uğraşmışlardır.

Şehirlerde yaşayan zaatkârlar “Lonca” denilen esnaf örgütünü oluşturdular.

İpek ve Baharat yolları özellikle Selçuklular için önemli bir gelir kaynağı oluşturdu.

Özellikle Anadolu Selçuklularında ticaret çok gelişmiştir.

Ticari hayatı geliştirmek için Anadolu Selçukluları döneminde “Han” ve “Kervansaraylar” yapılmıştır (İlk kez II. Kılıçaslan döneminde Aksaray’da). Buna bağlı olarak Antalya, Konya, Kayseri, Sinop ve Sivas gibi şehirler birer ticaret merkezi durumuna getirilmiştir.

Kıbrıs, Suriye ve Kırım gibi komşu ülkelerle de bu ticari ilişkiler sürdürülmüştür.

Ayrıca ticareti geliştirmek için:

a)  Ticaret sigortası uygulanmıştır.

b)  Kervansaraylar yapılmıştır.

c)  Güvenlik sistemi kurulmuştur.

d)  Yabancı tüccarlara ayrıcalıklar tanınmıştır.

e)  Karadan denize fetihler yapılmıştır.

EĞİTİM

Karahanlılarda resmi dil Türkçe’dir.

Gaznelilerde Arapça’dır.

Selçuklularda devletin resmi dili Arapça, edebiyat dili de Farsça idi. Genelde Türkçe konuşulurdu. Karamanoğlu Mehmet Bey Konya’yı aldığında Türkçe’yi resmi dil ilan etmiştir.

Büyük Selçuklularda Vezir Nizam-ül Mülk’ün “Siyasetname” adlı eseri önemlidir.

Anadolu Selçuklular döneminde yetişen Yunus Emre halk edebiyatında önemli eserler vermiştir. Mevlana ise Farsça eserler vermiştir.

Büyük Selçuklular zamanında Tuğrul zamanında Nişabur’da ilk medrese açılmıştır. Yine Alpaslan zamanında Nizam-ül Mülk tarafından Bağdat’ta kurulan “Nizamiye Medresesi” (1066) o dönemin bir üniversitesi niteliğindedir.

Anadolu’da ilk medrese Danişmentliler tarafından Tokat-Niksar’da kurulmuştur.

Anadolu Selçuklularında ilk medrese II. Kılıçaslan döneminde Konya-Aksaray’da kurulmuştur.

Bu dönemde yetişen bilim adamları:

İbn-i Sina: Türk kökenli filozof ve hekim.

Ahmet Yesevi: Şair. Eseri; Divan-ı Hikmet

Edip Ahmet Mahmut Bin Yüknedi (Yuknaki): Şair. Eseri; Atabet’ül-Hakayık

Yusuf Has Hacib: Filozof. Eseri; Kutadgu Bilig

Ebu’l Kasım Firdevsi: Şair. Eseri; Şehname

Kaşgarlı Mahmut: Büyük Türk dil bilimcisi. Eseri; Divan-ül Lügat-it Türk. Bu eserini Türkçe’nin Arapça’ya üstünlüğünü kanıtlamak için yazmıştır.

Ömer Hayyam: Şair ve matematikçi. Rubailer ve El Cebr. Melikşah döneminde “Celali” takvimini hazırlamıştır.

Buhari: Hadis bilgini. Eseri; Cami-i Sahih ve Hadis-i Buhari

Farabi: Felsefe, matematik, astronomi ve siyaset bilgini

Biruni: Coğrafya, fizik, astronomi

DENİZCİLİK

Büyük Selçuklularda yok.

Anadolu Selçuklularda Sinop ve Alanya’nın fethiyle, ilk kez Sinop’ta en büyük Alanya’da olmak üzere tersaneler kurulmuştur.

Beylikler döneminde kıyılardaki beyliklerde denizcilik gelişmiştir. En güçlüleri Çaka, Aydın, Saruhan, Karesi, Menteşe ve Candar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.