19. Yüzyıldaki Değişmeler

6. XIX YÜZYILDAKİ DEĞİŞMELER

 TANZİMATLA BİRLİKTE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATINDAKİ DEĞİŞİMLER

Osmanlı yönetimi XIX. yüzyılda iç ve dış etkiler sonucunda çok hızlı ve köklü değişikliklere uğradı. İçte klasik sistemin bozulması, gayrımüslim unsurların istekleri, dışta yenilgiler ve Avrupa devletlerinin zorlamaları yönetimde değişmeleri hızlandırdı. Bu sefer ordu üzerindeki değişiklik ve düzenlemelerle yetinilmedi, yönetimde köklü değişiklikler gerçekleştirildi.

MERKEZ TEŞKİLATI

XIX. yüzyılda gerçekleştirilen değişiklikler, örfi yönetim anlayışında Kanun-i Esasi (Anayasa) düzenine geçişi hazırlayan düzenlemelerdir.

BÂB-I ÂLİ’DEN HEYET-İ VÜKELÂ’YA GEÇİŞ

II. Mahmut, devletin başına sürekli sorun çıkaran Yeniçeri Ocağı’nın düzeltilmesi yerine ortadan kaldırılmasını tercih etti. Böylece dünya tarihinde kurulu bir ordu bütün unsurları ile ortadan kaldırıldı. Buna Vaka-i Hayriye (Hayırlı Olay) denildi. Yerine Asakir-i Mansure-i Muhammediye adlı bir ordu kuruldu. Osmanlı Merkezi yönetimi Avrupa ülkelerine benzer bir şekilde yeniden düzenlendi.

Yönetme yetkileri divan üyeleri arasında paylaştırıldı. Her üyenin baktığı iş alanına nezaret denildi. Sadaret Kethüdalığı; Dahiliye Nezareti, Reis-ül Küttâplık; Hariciye Nezareti, Hazine-i Amire; Maliye Nezareti adını aldı.

Bunların yanında Evkaf ve Ticaret Nezaretleri kuruldu. Sadrazamlık makamına Başvekalet denildi. Divanın yerini Meclis-i Hass-ı Vükela aldı. Kamu hizmetlilerinin mallarına el koyma usülü olan müsadere kaldırıldı. Ulema ve memurlar için ayrı ayrı kanunnameler yayınlandı. Bütün bu gelişmeler, modern hukuk anlayışının benimsendiğini göstermektedir.

 

TANZİMAT MECLİSLERİ

Padişah Abdülmecid’in 3 Kasım 1839’da Gülhane’de okuttuğu ferman, Osmanlı yönetim anlayışının tamamen değiştiğini göstermektedir. XIX. yüzyıla kadar yapılan reform çalışmalarının yanlış olduğunu, esas düzenlemenin yönetimde yapılması gerektiğini de vurgulamaktadır. Yani, Osmanlı ıslahat hareketlerinin yönü ve hedefi değişmiştir. Bu fermanla, ülkede kanun üstünlüğünün ilke alınacağı bildirilmiş, padişahın yasama ve yargı yetkileri sınırlandırılmış, örfi ceza verme yetkisi kaldırılmış, yargılamanın her çeşidi mahkemelere geçmiştir. Islahat Fermanı’yla da zimmilik kurumu kaldırılarak müslim ve gayrımüslim tebaa eşitlenmiştir.

Tanzimat Dönemi’nde, başvekalet tekrar sadrazamlık haline getirildi. Şeyhülislamlık kurumu, siyasi danışmanlık niteliği azaltılarak sürdürüldü. Tanzimat Dönemi’nde merkez teşkilatındaki en önemli değişiklik, seraskerliğin kuruluşu oldu. Kara Kuvvetleri Komutanlığı demek olan bu makam, sadrazam ve şeyhülislamla eşit tutuldu. Meclis-i Vâlâ-i Ahkâm-ı Adliye, bu devir çalışmalarına yön vermiş hem yüksek mahkeme, hem de kanun, tüzük ve yönetmelikler hazırlamak görevlerini gerçekleştirmiştir. Görevinin çoğalması üzerine Meclis-i Âli Tanzimat kurulmuş ve mevzuat hazırlama görevi bu meclise devredilmiştir. Sonraları bu iki meclis birleştirilmiş, 1868’de Şura-yı Devlet ve Divan-ı Ahkâm-ı Adliye kurulmuştur. Bu meclisler 1876’ya kadar görevlerini sürdürmüşlerdir.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.