Tarihi Çağlara Giriş

TARİHÎ ÇAĞLARA GİRİŞ

TEMEL KAVRAMLAR

  • Yazı
  • Neolitik
  • Höyük
  • Çağ
  • Tunç
  • Paleolitik
  • Mezolitik
  • Kalkolitik

“Çağların değişmesi ile millet ve toplumların tarih karşısındaki durumlarının da değişeceği gerçeğinin dikkatten kaçması tarihi değerlendirirken karşılaştığımız hatalardandır.”   İbn-i Haldun, Mukaddime, C I, s. 241.

İnsan, düşünebilme ve düşündüğünü yaşama aktarabilme yeteneği ile diğer canlılardan ayrılır. Bu farklı özelliği neticesinde hayatını kolaylaştırmak, yapısında var olan merak ve keşfetme duygusunu tatmin etmek maksadıyla geçmişi ve çevresini tanıma ihtiyacı hissetmiştir. Bu nedenle tarihe yönelik araştırmalara büyük önem vermiştir. Ancak insanlık tarihinin uzun bir zamanı kapsaması geçmiş ile ilgili ayrıntılı araştırma yapmayı zorlaştırmış, tarih zamana göre sınıflandırılmıştır. Yazının bulunmasından önceki döneme Tarih Öncesi Çağlar, yazının icadından sonraki döneme Tarih Çağları denilmiştir.

1.            Tarih Öncesi Çağlar

Yazılı kayıt ve belgelerin olmadığı Tarih Öncesi Çağlar hakkında tarih bilimi en çok arkeolojiden yararlanır. Bu döneme ait bilgiler daha çok arkeolojik bulgulardan elde edilir. Yeni bulgularla birlikte bu döneme ait bilgilerimiz de değişebilir. Tarih Öncesi Çağlar Taş Çağı ve Maden Çağı olarak ikiye ayrılır.

a.            Taş Çağı (MÖ 600.000 – 5.500)

Eski Taş (Paleolitik) Çağı (MÖ 600.000 – 10.000):

  • Yüz binlerce yıl süren bu dönem insanlık tarihinin en uzun dönemidir.
  • Genellikle çakmak taşlarının yontulmasıyla şekillendirilmiş kesici, delici ve kazıcı aletler bu dönemin en belirgin buluntularıdır.
  • Tarihin bu döneminde insanlar tamamen doğaya bağlı kalmış, avcılık ve toplayıcılık ile hayatlarını sürdürmüşlerdir.
  • Hayvan postlarından giysi yaparak soğuktan korunmuşlardır.
  • Mağara ve kaya sığınaklarını barınak olarak kullanmışlardır.
  •  Bu çağın sonlarına doğru mağara duvarlarına hayvan ve av sahneleri resimleri yapmışlardır.

Dünyada Paleolitik Döneme ait ilk izlere İspanya’daki Altamira, Fransa’da Lasque (Laskö) mağaralarında rastlanmıştır. Türkiye’de bu döneme ait kalıntıların bulunduğu yerlere Antalya’da Karain, Beldibi ve Belbaşı; İstanbul’da Yarımburgaz mağaraları örnek gösterilebilir. Yarımburgaz Mağarası, Türkiye’deki bilinen en eski yerleşim yeridir.

Orta Taş (Mezolotik) Çağı (MÖ 10.000 – 8.000):

  • Bu dönemde insanlar, Eski Taş Çağında olduğu gibi hayatlarını avcılıkla ve toplayıcılıkla sürdürmüşler; mağara ve kaya sığınaklarında yaşamaya devam etmişlerdir.
  • Daha sonra buzullar erimeye başlamış ve bu dönemin sonlarına doğru ateş bulunmuştur.
  • Bu çağın en özgün buluntuları çakmak taşından yapılmış, mikrolit adı verilen ve günlük yaşamda kullanılmaya yönelik küçük araç gereçlerdir.

Orta Asya’da Mezolotik Çağa ait en eski yerleşim yeri Güney Tacikistan’daki Kuldara (Ceyhun Nehri’nin yukarı kısmı) bölgesidir. Türkiye’de bu dönemi aydınlatan merkezlerden bazıları Antalya’da Beldibi, Ankara’da Macunçay, Göller yöresinde Baradiz, Samsun’da Tekkeköy mağaralarıdır.

 

1. Harita: Eski çağlarda Anadolu’daki yerleşim yerleri

Yeni Taş (Neolitik) Çağı (MÖ 8000 – 5500):

  • Mağara ve kaya sığınaklarında yaşayan insanlar, ovalara ve su kenarlarına inmişler; toprağı işlemeye başlayarak tarımsal üretime geçmişlerdir.
  • İlk kez köylerin kurulduğu bu dönemde insanlar kendilerine ağaç dallarından ve kamışlardan kulübeler yapmışlar; korunmak amacıyla kulübelerini çamurla sıvamışlar, köylerin etrafını hendek ve çitlerle çevirmişlerdir.
  • Bu çağda insanlar, yiyecek ve içeceklerini muhafaza etmek için kilden küp, çanak, çömlek yapmışlardır.
  • Bazı bitkilerin liflerinden elbise dikmişlerdir.
  • Köpek, at, koyun, keçi, sığır gibi hayvanları evcilleştirilmiştir.

Yeni Taş Çağına önce Ön Asya’da (Mezopotamya,Anadolu, İran, Suriye) girilmiştir. Türkiye’de bu çağa ait kalıntılara Konya yakınlarında bulunan Çatalhöyük, Diyarbakır yakınlarında bulunan Çayönü ve Gaziantep Sakçagözü’nde rastlanmıştır.

Çayönü Türkiye’de ve Güneydoğu Avrupa’da Yeni Taş Çağında kurulan ilk köy yerleşim yeri, Konya’da bulunan Çatalhöyük ise insanlık tarihinin ilk şehir yerleşmesi olarak kabul edilmektedir.

b.            Maden Çağı (MÖ 5500 – 1200)

Bakır (Kalkolitik) Çağı: Taş Çağının sonlarına doğru maden keşfedilmiştir. İnsanların ilk buldukları ve kullandıkları maden bakırdır. Bakırın tabiatta bol bulunması ve kolay işlenir olmasından dolayı bu madenden silah, günlük kullanıma yönelik kap kacak yapılmıştır. Altın ve gümüş madenleri daha çok süs eşya yapımında kullanılmıştır. Madenin insan yaşamına girmesiyle tarımda bereketi simgeleyen madenî heykelcikler yapılmaya başlanmıştır.

Türkiye’de bu döneme ait merkezler arasında Çorum’da Alacahöyük, Denizli’de Beycesultan, Çanakkale’de Kumtepe ve Truva, Samsun’da İkiztepe gibi yerleşim yerleri bulunmaktadır.

Tunç Çağı: İnsanlar zamanla bakırla birlikte kalayı eriterek daha sert bir karışım olan tuncu elde ettiler. Bu dönemde site adı verilen ilk şehir devletleri kurulmuş, bunun ardından Mezopotamya’da Sümer ve Akad; Anadolu’da Hitit Devleti gibi ilk büyük devletler ortaya çıkmıştır. Bu devirde yazının bulunmasıyla Tarih Çağlarına geçilmiştir.

Türkiye’de bu dönemi aydınlatan en önemli merkezler arasında Ankara’da Ahlatlıbel, Kayseri’de Kültepe yer almaktadır.

Demir Çağı: Demirin bulunup işlenmesi insanlık tarihinin en önemli buluşlarından biridir. Başlangıçta “dövme” tekniği ile demirden az sayıda araç üretilebilmiştir. Bu çağda, üretim artmış, ticaret ve silah yapım teknikleri gelişmiştir. Küçük şehir devletlerinin yerini büyük devletler almaya başlamıştır.

Anadolu’daki bazı yerleşim yerleri, tarih öncesi çağlarda kurulmuş, varlıklarını daha sonraki dönemlerde de devam ettirmiştir. Burdur’da Hacılar, Çanakkale’de Truva, Yozgat’ta Alişar, Çorum’da Alacahöyük bu tür yerleşmelere örnek gösterilebilir. Hacılar Höyüğü’nün etrafı duvarlarla çevrilidir. Bu duvar, düşman tehlikesine karşı yapılan surların ilk örneklerindendir.

Truva’da yapılan kazılarda üst üste dokuz şehir kurulduğu ortaya çıkarılmıştır. Bu şehirlerin ilk beşi, Tarih Öncesi Çağlara, dördü ise İlk Çağa aittir. Alişar’da yapılan kazılarda buranın yedi yerleşim katından oluştuğu anlaşılmıştır. Bunlardan ilk üçü, Tarih Öncesi Çağlara, dördü ise İlk Çağa aittir. Alişar’dan elde edilen buluntulardan burada yaşayanların çanak ve çömlek yapımında ilerlemiş oldukları anlaşılmaktadır.

Alacahöyük ise dört yerleşim merkezinden oluşmaktadır. Bunlardan ilk ikisi tarih öncesine, diğerleri İlk Çağa aittir. Kazılarda bulunan altın, gümüş ve bakırdan yapılmış güneş kursları, Orta Anadolu’da ileri bir uygarlığın varlığını göstermektedir.

2.            Tarih Çağları

I.ünitedeki “Tarihin Sınıflandırılması” konusunda tarih biliminin çok geniş bir çalışma alanına sahip olduğu ve bu nedenle geçmişin ayrıntılarıyla incelenmesinde zorluklar yaşandığından bahsedilmişti. Tarih Öncesi Çağlarda olduğu gibi Tarih Çağları da bölümlere ayrılmış, bu bölümler İlk Çağ, Orta Çağ, Yeni Çağ ve Yakın Çağ adlarını almıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.