Yumuşama Döneminde Dünya

G. YUMUŞAMA DÖNEMİNDE DÜNYA

1. Ekonomi

Dünya imalat sanayileri üretimi 1900-1980 grafik

1960-1975 yılları arasında Fransa'da kullanılan dayanıklı tüketim mallarıII. Dünya Savaşı sonrasında bilim ve teknolojideki ilerlemelerin sanayide kullanılması ile büyük bir verimlilik elde edildi. Grafiklerde de görüldüğü gibi önceki dönemlerde lüks sayılan merkezî ısıtma sistemi, evlere kadar suyun getirilmesi, çamaşır makinesi, telefon ve televizyonun yaygın olarak kullanılması insan hayatını kolaylaştırdı. Petrol, elektrik ve otomotiv sektörlerinde önemli üretim artışı oldu. Sanayideki büyüme, enerji tüketimini artırırken enerji kaynağı olarak kömürün yerini alan petrol, kimya sanayiinde yeni ürünlerin ortaya çıkmasını sağladı. Bu gelişmelerle dünya ekonomisi hızlı bir büyüme dönemi yaşadı. 1970’lere kadar büyümenin kesintisiz devam etmesi işsizlik oranını da düşürdü.

Dünya ekonomisindeki büyümeye bağlı olarak talep fazlası ürünleri pazarlama ihtiyacı reklam sektörünün önemini artırdı. İşlevleri artmaya başlayarak geniş kitlelere ulaşan radyo ve televizyon bu ürünlerin tanıtımında önemli birer araç hâline geldiler. Uydu teknolojisi sayesinde de televizyon programları uluslararası bir boyut kazandı. ilk kez “1964 Tokyo Olimpiyatları” canlı televizyon yayını ile tüm dünyaya ulaştırıldı.

Dünya Ticaret Hacmi (1850-1971)

Uluslararası alanda ticaretin yaygınlaşması bu dönemin dinamizmini oluşturdu. Serbest ticaret ve çok uluslu şirketler tarafından yapılan uluslararası yatırımların gelişmesi ilerlemeyi perçinledi. Dünya ticaret hacmi de büyük bir büyüme gösterdi. Uluslararası ticaret hacmi % 7 oranında büyüdü.

 

2. Bilimsel ve Teknolojik GelişmelerUzay çalışmaları

 

Bu dönemde bilimsel ve teknolojik anlamda önemli buluşların yapılmasında Soğuk Savaş Dönemindeki bloklar arasındaki rekabet önemli bir etken olmuştu. Özellikle füze sistemlerinin geliştirilmesi iki süper gücü uzay yarışına itti. SSCB’nin 1957’de ilk uzay aracı olan Sputnik’i uzaya fırlatmasından bir yıl sonra ABD, Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesini (NASA) kurarak ilk uydusunu uzaya gönderdi. 1961’de Rus kozmonot Yuri Gagarin, Vostok-1 uzay aracı ile ilk kez uzaya giden insan oldu. 1962’de ABD aynı şekilde karşılık vererek uzayda rekabeti hızlandırdı. 1969’da ise Amerikalı astronot Neil Amstrong’un Ay’a inmesi ile ABD uzay yarışında liderliği ele geçirdi.

Başlangıçta ABD ile SSCB arasında devam eden uzay yarışına, daha sonra sınırlı olarak İngiltere, Fransa, Japonya ve Çin Halk Cumhuriyeti de katıldı.

Uzay Antlaşması’na göre uzay çalışmaları, ekonomik ve bilimsel kalkınma durumlarına bakılmaksızın bütün insanlığın yarar ve çıkarlarına uygun olarak yapılacak, uzay ve gök cisimleri bütün insanlığın çalışma alanları sayılacak, bütün çalışmalarda uluslararası barış ve güvenliğin korunması, uluslararası iş birliği ve anlayışın desteklenmesi sağlanacaktı. Bu suretle uzay ve gök cisimlerinin hukuki statüsü saptanmış ve buna uluslararası bir nitelik verilmiştir.Dr. Rifat UÇAROL, Siyasi Tarih, s. 712

Devletler bütçelerinin önemli bir kısmını uzay çalışmalarına ayırdı. Bu da toplumların ihtiyacı olan alanlarda (eğitim, sağlık vb.) yapılacak olan yatırımları kısıtladı.

Uzay araştırmaları sırasında yapılan buluşlar, insanoğlunun günlük hayatında kullandığı bazı ürünlerin (teflon, haberleşme uyduları gibi) geliştirilmesinde temel oldu. Uzay araştırmaları ülkelerin gelişmişlik düzeyinde bir ölçüt olarak kabul gördü. Öyle ki uzay çalışmalarında elde edilen başarılar, devletlerin iç ve dış politikalarında kullanılarak bir propaganda aracı hâline geldi.

Devletler arasında füze diplomasisi dönemine girildi. Uzay çalışmalarına doğrudan katılmayan devletler de uzayla ilgili gelişmelerden farklı şekillerde etkilendi. Uluslararası ilişkiler ve rekabet uzaya kadar yayıldı.

Uzay yarışının başlamasından hemen sonra, uzayda egemenliği ve diğer konuları kapsayan “uzay hukuku” tartışmaları yaşandı. BM, 1961’de aldığı bir kararla, uzayın ve gök cisimlerinin hiçbir devletin egemenliği altına alınamayacağını kabul ederken 1962’de teknik alanda iş birliğini onayladı ve 1963’te bu kararlara açıklık getirdi.

Savaş yıllarında yapılan ilk bilgisayar geliştirilerek 1970’te kişisel bilgisayar üretildi. 1978’de üretilen APPLE’ın fabrikalarda kullanılmasıyla bilgisayar, sanayi alanına girmiş oldu.

İletişim alanında telefon ile başlayan gelişmeler XX. yüzyılda görüntülü telefonla devam etti. Uydu teknolojisinin yerleşmesi ile iletişimde kıtalar arasındaki uzaklık ortadan kalktı. İletişimdeki bu sınır tanımaz gelişme interneti ortaya çıkardı. 1969 yılında ilk olarak ABD’de bilim adamları arasındaki iletişimi sağlamak maksadı ile deneme niteliğinde olan “ARPANET Amerikan Gelişmiş Savunma Araştırmaları Dairesi (Advanced Research Projects Agency Network) kuruldu. Daha sonra “ARPANET” ABD’deki bütün üniversitelerin araştırma kuruluşlarının bilgisayarlarını bünyesinde toplayarak büyüdü.

1991’de ABD’de internetin, ticari amaçla kullanılmasını engelleyen tüm kısıtlamalar kaldırıldı. Bir yıl sonra grafik web tarayıcı “Mozaic” devreye girmiş ve internetin bir alt kümesi olan “World Wide Web”in (Geniş Dünya Ağı) yıllık büyüme hızı artmaya başlamıştır. Tüm dünyayı kapsayan bu ağ ile aralarında bağlantı bulunan tüm belgeler ve dijitalleştirilmiş nesneler bir araya getirilmek istenmiştir. Bilgisayar ile telefonun iş birliğine insanın bilgisinin de eklenmesiyle ortaya çıkan internet, günümüzde önemli bir yere sahiptir.

 

3. Kültürel Hayat

Hızlı sanayileşme ve tarımda makineleşmenin artması sonucu köylerden kentlere doğru hızlı bir göç başladı. Kadınların eğitim düzeyinin artması ve sosyal hayata aktif olarak katılması erkek egemenliğini ön plana çıkaran anlayışı sona erdirdi. Cinsiyete dayalı her türlü şiddet eylemine karşı çıkıldı.

Sanayileşmiş ülkelerin kent nüfusunun artmasında Üçüncü Dünya Ülkelerinden yapılan göçler de etkili oldu. İş merkezlerinin bulunduğu şehirlerin etrafındaki mahallelerde işçiler ve göçmenler yaşamaktaydı. Gelir düzeyi düşük aynı zamanda farklı etnik kökene sahip olan bu mahallelerde güvenlik sorunları çıkmaya başladı. Ekonomik gelir düzeyi yüksek olan kişiler ise şehir dışında müstakil evlerden oluşan yerleşim alanları oluşturarak buralarda yaşamaya başladılar.

Bilimsel ve teknolojik gelişmelerle ulaşılan düzey ve gelecek konusundaki bilinmezlik, edebiyatta post modern (modern ötesi) anlayışın 1960’lardan itibaren hâkim olmasına yol açmıştır.

Müzik alanında 1950’lerde ortaya çıkan “Rock And Roll” tarzı bu dönemde de etkisini sürdürmüştür. Bunun yanında dönemin siyasi ve politik çekişmelerini, savaş, göç vb. toplumsal sorunları dile getirmek amacıyla yeni müzik türleri ve grupları ortaya çıkmıştır. Heavy Metal müzik türü ve bu türün temsilcisi olan Rolling Stones grubu döneme damgasını vurmuştur.

Savaştan sonra yeni bir boyut kazanan soyut resim anlayışı bu dönemde de etkisini devam ettirmiştir. Sanayinin toplumsal yaşam üzerindeki etkileri mimaride de kendini hissettirdi. Bu alanda Paris’te inşa edilen Beaubourg Kültür Merkezi bu tarz mimari eserlere önemli bir örnektir.

1960-1980 yılları arasında yapılan olimpiyatlarda ABD, SSCB, Japonya ve Doğu Almanya madalya sıralamasında önde gelen ülkelerdir. Türkiye ise istediği başarıyı elde edememiştir.

1960-1980 yılları arasında düzenlenen FIFA Dünya Kupası’nda sırasıyla Brezilya (1962),İngiltere (1966), Brezilya (1970), Almanya (1974) ve Arjantin (1978) şampiyon oldu. Bu dönemde “FIFA Dünya Kupası”nda kurallar gereği, kupayı üçüncü kez kazanan Brezilya, 1970’te kupayı müzesine götürdü. Başlangıçta “Avrupa Uluslar Kupası” adıyla anılan “Avrupa Futbol Şampiyonası” UEFA tarafından 1960’tan itibaren 4 yılda bir düzenlenecek şekilde organize edilmiştir.

Türkiye ise 1960-1980 döneminde finallere katılma hakkını elde edememiştir.

1951 yılından itibaren yapılan Akdeniz Oyunlarının tamamına katılan Türkiye, 1971’de düzenlenen altıncı Akdeniz Oyunlarına İzmir’de ev sahipliği yaptı. 1963-1979 yılları arasında düzenlenen bu oyunlarda Türkiye 1963’te dördüncü, 1967’de beşinci, 1971’de dördüncü, 1975’te beşinci ve 1979’da ise altıncı oldu.

1960-1980 yılları arasında “UEFA Şampiyon Kulüpler Kupası”nda FC Bayern München ve AFC Ajax üçer kez kupayı kazanarak dikkat çekti. UEFA tarafından 1971’de organize edilen UEFA Kupası (UEFA Cup), Avrupa’da Şampiyonlar Ligi’nden sonraki en değerli kupa ve en çok takımın katıldığı futbol turnuvasıdır. Her iki şampiyona da her yıl düzenlenmektedir.

FIBA (Uluslararası Basketbol Federasyonu) tarafından dört yılda bir düzenlenen Dünya Basketbol Şampiyonası ulusal erkek basketbol takımlarının dört yılda bir katıldığı bir turnuvadır. Bu dönemde SSCB ve Yugoslavya ikişer kez şampiyon olarak dikkat çekmişlerdir. Bayanlar Dünya Şampiyonası da dört yılda bir düzenlenir. Turnuva erkek ve bayan takımları için aynı yılda ancak farklı ülkelerde yapılmaktadır. Bu dönemde yapılan şampiyonalarda her iki kategoride de SSCB en başarılı ülke olarak dikkat çekmektedir.

FIVB (Uluslarası Volevbol Federasyonu) tarafından düzenlenen Dünya Voleybol Şampiyonası erkekler için 1962 yılından itibaren bayanlar için ise 1964’ten itibaren dört yılda bir yapılmaktadır. Şampiyonaya kıta elemelerinde başarılı olan takımlar katılmaktadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.