Soğuk Savaş Dönemi Ünitesi

3. ÜNİTE: SOĞUK SAVAŞ DONEMİ

II. Dünya Savaşı sonrasında Avrupa ve Asya’da, güçler dengesinde büyük boşluklar meydana geldi ve dengeler beklenildiği gibi hemen kurulamadı. Bu durumun oluşmasında, yenilen devletlerle birlikte galip devletlerden İngiltere ve Fransa’nın da savaştan büyük ölçüde yıpranmış olarak çıkması önemli rol oynadı. Bu devletlerin kendilerine gelebilmeleri için uzun yıllara gerek vardı. Avrupa’da Almanya’nın, Asya’da Japonya’nın yerini tek başına dolduracak nitelikte bir devlet yoktu. Bununla beraber Batılı devletler barışı tesis ettiklerine inanarak ve Birleşmiş Milletler Teşkilatının varlığına güvenerek ordularının büyük bir kısmını terhis ettiler. Bu ortamda savaştan sonra güçlü olarak ayakta kalabilenler ise siyasi ve ekonomik doktrinleri birbiriyle çatışan ABD ile SSCB idi.

SSCB, savaş sonundaki anlaşmalarla Avrupa’nın önemli bir bölümünü nüfuzu altına aldı ve ordusunu güçlendirerek savaş sanayini geliştirdi. Uluslararası politikada aktif bir rol oynayarak politikaya doktrin ve ideoloji unsurlarını dâhil etti. Dış politikasını kendi rejimini bütün dünyaya yaymak esası üzerine kuran SSCB, yayılmacı bir politika izledi. Dünyada tek atom bombası yapabilecek güce sahip olmasına rağmen ABD’nin bu ülkedeki savaş karşıtı kamuoyunun etkisi ile kıtasına çekilme eğilimi göstermesi SSCB’nin işine yaradı. Savaş sırasında işgal ettiği Doğu ve Orta Avrupa ülkelerini her yönüyle kendine bağlayan SSCB, Türkiye, Yunanistan ve İran üzerinde baskı kurmaya çalıştı. Uzak Doğu’da ve Çin’de iç mücadelelerin ortaya çıkmasına sebep oldu. SSCB rejiminin getirdiği düzene karşı olan ülkeler, onun bu çabalarına karşı koydu ve kendilerini güvende hissetmedikleri için ABD’ye yaklaştı.

II. Dünya Savaşı sonrası uluslararası mücadele, farklı dünya görüşlerinin çatışmasıyla oluştu. “Soğuk Savaş” olarak adlandırılan dönemde bu devletler aralarındaki anlaşmazlık ve çatışmaları doğrudan birbirlerine karşı sıcak bir savaşa girmeden sürdürdüler.

1945’e kadar uluslararası ilişkilerin ve dünya politikasının merkezi Avrupa idi. Asya, Afrika ve Latin Amerika, XX. yüzyılın ortalarına kadar uluslararası politikada aktif bölgeler değildi. Ancak savaş sonunda farklı kıtalar ve bölgeler dünya politikasında aktif rol oynamaya başladı. Asya’da Çin Halk Cumhuriyeti ve Hindistan gibi geniş ve kalabalık nüfuslu iki ülkenin ortaya çıkışı ve Japonya’nın büyük bir ekonomik kuvvet olarak tekrar güç kazanması ile bu kıta, milletlerarası politikada önemli bir güç hâline geldi.

Asya ve Afrika’daki sömürge hâlindeki ülkeler, bağımsızlığını kazanmaya başladı. Böylece “Üçüncü Dünya” veya “Bağlantısızlar Bloku” adı verilen yeni bir blok doğdu. Aynı zamanda II. Dünya Savaşı sırasında hava sahasının kullanımı ile ortaya çıkan yeni rekabet alanı, bu dönemin sonlarına doğru teknolojik gelişmelere paralel olarak uzaya kadar taşındı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.