Tarih Araştırmaları

Tarih Makaleleri Araştırmaları Yazıları Tezleri

Sultan III. Mustafa Han

SULTAN III. MUSTAFA (1757–1774) Manisa’dan, Amasya’dan birkaç at çatlatıp, kan ter içinde Dersaadete yetişen şehzadeler devri kapanalı çok oldu. O şevk, heyecan ve korku dolu seneler gerilerde kaldı. Gizlice gönderilip çağırılan, bekleyenlere doğum sancısı çektiren şehzade yollarına bakmıyor, o yolu Birinci Ahmet sessizce kapatmıştı. Nicedir yeni usule alıştık. Şimşirlik adlı saray hapishanesinden çağırılan, bin naz ile gelip tahtı dolduran yaşlı …

Devamını Okuyun »

Sultan III. Osman Han

ÜÇÜNCÜ OSMAN (1754–1757) Ağabeyi Sultan Mahmut geride bir şehzade bırakamadan ölünce, hiçbir tereddüde kapılmadan gelip tahta oturdu. Sultan Üçüncü Osman olarak anılan yeni padişah, 56 yaşında bir piri fânidir. Tarih kitapları kendisinden fazla bahsetmez. Eskiden faaliyet alanı olarak valiliklerde pişen gencecik, enerjik şehzadelere benzemiyor, hiçbir devlet tecrübesine de sahip değildi. Değişen gelenek onun ömrünü de saray duvarlarının arasında geçirtmiş, hormonlu …

Devamını Okuyun »

Sultan I. Mahmud Han

BİRİNCİ MAHMUD (22 Ağustos 1730 – 1754)   Sekiz yaşında şehzade iken amcası III. Ahmed’in saltanata geçmesiyle Şimşirlik adlı saray dairesine kapatılan Mahmut, 27 sene sonra amcasıyla yer değiştirmişti. I. Mahmut olarak tahta çıktığında 35 yaşındaydı. İstanbul ihtilâlcilerin çemberinde, halk evlerinden çıkamaz durumda, koruyamayanların namusu, ırzı serserilerin ayaklan altında, zenginlerin malı, bazı devletlilerin sarayları işgaldeydi. 2 Ekim’de saltanat değişikliğiyle ihtilâlin …

Devamını Okuyun »

Sultan III. Ahmed Han

SULTAN ÜÇÜNCÜ AHMED (22 Ağustos 1703 – 1730)   Sultan İkinci Mustafa’yı bir ihtilâlle tahtından indirenler, hiç istemedikleri halde, Üçüncü Ahmed’i başlarında buldular. İstemiyorlardı; çünkü Sultan Ahmed Sultan Mustafa’nın sevgili kardeşiydi; onun intikamım almak isteyebilirdi; ama olan olmuş, Sultan Ahmet tahta oturmuştu. Bundan sonra iki tarafında işi zordu. Önce ihtilâlciler fırsat ellerinde iken, yarım kalan vazifelerini tamamlamaya çalıştılar. Sultan Mustafa’nın, …

Devamını Okuyun »

Sultan II. Mustafa Han

İKİNCİ MUSTAFA (1695–1703) İkinci Ahmed’in padişahlığı hiçbir yüreği ferahlatmadığı gibi, ölümü de hüzünlendirmedi, denebilir. Cenazesi gözyaşlarına boğulmadan kaldırılmıştı. İnsanlar kayıplarla dolu savaşlardan, iktisadî sıkıntılardan bıkmış, durgunlaşan heyecanlan galeyana getirecek; enerjik, cesur, tebaasının rahatı için kendi rahatını feda edebilecek bir baba padişah bekliyordu. Ve bu beklentide olanlar için Sultan Ahmed’in ölümü bir kapı aralamış sayılıyordu. İşte; o kapıdan süzülüp çıkan Dördüncü …

Devamını Okuyun »

Sultan II. Ahmed Han

SULTAN İKİNCİ AHMED (1691–1695) Sultan İkinci Ahmet de malûm sebepten dolayı saray hapishanesinde yaşlanmıştı. Ağabeyinin ölüm gününde bile tutsak muamelesi görüyordu. Vezir-i Âzam ile saray erkânı kendisini istemeselerdi, ya eski padişah veya onun oğlu Mustafa tahta geçirilecekti. Şans Ahmed’den yanaydı. Vezir-i Âzamin sıkı tembihini dikkate alan görevliler, Edirne’de tahtı Şehzade Ahmed’e takdim ettiler. Sultan Ahmed aksakallı bir ihtiyardı. 49 yaşına, …

Devamını Okuyun »

Sultan II. Süleyman Han

İKİNCİ SÜLEYMAN (1687–1691) Önceden alışık olduğumuz bir acıklı sahne… Mevzu aynı, tereddüt aynı, korku aynı, şahıs farklı. Hani bir zamanlar fazla yaşamasını istemediği birine tanıdığı, “Yavuz’a vezir olasın” dermiş ya. Böyle bir beddua var mıydı bilmiyorum ama bu kafamla o günleri yaşasaydım, sevmediğim birine şöyle bir bedduam olabilirdi. “Padişahın ikinci şehzadesi olasın.” Babaları Sultan İbrahim hal olduğunda; Şehzade Mehmet altı …

Devamını Okuyun »

Sultan IV. Mehmed Han

DÖRDÜNCÜ MEHMED (1648–1687)   Kaderin kendisine biçtiği rol padişahlıktı. Henüz altı yaşını yedi ay geçiyor “Pâdişah-ı nevcüvan” hazretleri… Varsın olsun, devleti yönetecek insan mı yok Osmanlı’da? Vezir-i Âzam ve diğer vezirler, ağalar, bir de üç nesildir hevesini tatmin edememiş Valide Sultan, yani büyük Valide Kösem Mahpeyker Sultan. Ayrıca Küçük Mehmed’in anası Haseki Turhan Hatice Sultan da var ama o şimdilik …

Devamını Okuyun »

Sultan İbrahim Han

SULTAN İBRAHİM (1640-1648)   Ölüm Allah’ın emridir; acısı da, hüznü de doğumlar kadar tesirli değildir. Doğum, hele de Osmanlı Devleti’nin kaderine el koymaya, tahtına oturmaya bir doğum ise… Dördüncü Murad ezile ezile gelişip, devleti güçlü pençesine almıştı, o güçle disiplin en bozuk yerlere bile ulaşmıştı. Yüce Mevlâ ondan aklı, zekâyı kuvveti esirgememişti, o da bu vasıtaları iyi kullanmıştı, belki de …

Devamını Okuyun »

Sultan IV. Murad Han

DÖRDÜNCÜ MURAD (1623-1640) Osmanlı Devleti dirayetsiz ve çocuk padişahlar dönemine girmiş, beş senede üç saltanat değişikliği yaşamıştır; bunlardan biri, bir daha Allah göstermesin diyeceğimiz padişah katliyle olmuştur. Askerde asayiş, vezirlerde sadakat, devlette düzen unutulanlar arasına karışmış, birinci sınıf devlet adamları çağı sıkıca kapanmış, devleti yönetmeye çalışan ikinci – üçüncü sınıf erkân birinci sınıf soygunlarla itibar aşınmasına devam ediyor. Kadın hâkimiyeti …

Devamını Okuyun »