Acem

Acem

Araplar’ın Arap olmayanlara ve özellikle İranlılara verdikleri isim.

Arapça bir kelime olan ucme sözlükte “konuşurken dil kurallarına uymamak, dili bozuk olmak; düzgün ve fasihin zıddı” gibi anlamlara gelmektedir. Aynı kökten türeyen acem de kökünde “Açık seçik konuşmak” mânası bulunan arab kelimesinin karşıtıdır. Câhiliye devri şiirinde acem yerine, aynı kökten gelen acem kelimesi de kullanılmıştır. [221] Acem kelimesinin aynı zamanda tek kişiyi belirtmek için kullanılan bir kalıp olan nisbet hali acemî, fasih konuşsun veya konuşmasın, “Arap olmayan kimse” demek olup bu mânada Hz. Peygamber tarafından Veda hutbesinde de kullanılmıştır. [222] A’cemî ise. ister Arap ister Acem olsun, “Fasih konuşmayan kimse” anlamına gelmektedir. [223]

Acem kelimesinin etimolojik ve semantik gelişimi. Grekçe’de aynı anlamı taşıyan barbar kelimesine benzer. Eski Grekler’in kendileri dışındaki toplumları, yabancıları barbar diye adlandırmaları gibi Araplar da Arap olmayan toplumlar için acem kelimesini kullanmışlardır. Gerek Grekler gerekse Arapların kendileri hakkında bu kelimeleri kullandıkları toplumlar, ilk planda komşuları olmuştur. Bu bakımdan acem kelimesi, ilk İslâmî fetihler sırasında özel mânada İranlılar için kullanılmıştır. Bu dönemde, fâtih Araplar’ın bunlara karşı sosyal ve siyasî üstünlüklerini ifade eden aşağılayıcı bir mâna da verdikleri acem kelimesi, III. (IX.) yüzyıldan itibaren. Arap olmayan toplumların ve özellikle İranlılar’ın İslâm dünyasında sosyal ve kültürel alanda olduğu gibi politik alanda da güç kazanmalarıyla birlikte. sadece etnik ve coğrafî bir ayırımı ifade eder olmuştur. Bu çerçevede, Selçuklular devrinden itibaren İsfahan, Hemedan ve Tahran arasında kalan merkezî İran (el-Cibâl) için Irâk-ı Acemî, frak olarak bilinen Mezopotamya bölgesi için de Irâk-ı Arabî tâbiri kullanılmağa başlanmıştır. Daha sonraki dönemlerde acem kelimesi İran’ın bütünü için kullanıldığı gibi. Farsça’da ve Türkçe’de “İranlı” ve “İranlılar” mânasına da kullanılmıştır. [224] Türkiye’de Azeri Türkleri’ne “Acem” denmesi de İran’la olan münasebetleri sebebiyle olmalıdır. Ayrıca Türkçe’de ve Farsça’da acemi kelimesi mecazî olarak “Bir işi beceremeyen, tecrübesiz, bilgisiz kimse” mânasına da kullanılmaktadır.

Diğer yönden müslüman İspanya’da, İber yarımadasında mahallî İspanyol lehçelerini konuşanlar için acem tâbiri kullanıldığı gibi. Arap harfleriyle yazılan İspanyolca literatürü ifade İçin de alja-mia tâbiri kullanılmıştır. [225]

Bibliyografya

1- Müsned, V, 411.

2- Tehzîbü’l-luğd. “Acm” md.

3- Zevzenî. Şerhu’l-mıt’düdkâl, Beyrut, ts.

4- Râgıb el-İsfahânî, al-Müfredât, “Acm” md.

5- Yakut. Mu’cemü’l-bütdân. Beyrut 1977.

6- Linânü’l-‘Arab, “Acm” md.

7- Kâmüs-t Türk. “Acm” md.

8- Muhammed Muin. Ferheng-i Fârisi, “Acm” md.

9- Ali Ekber Dihhüdâ. Lıığatnâme. “Arra” md.

10- Pakalırı. I. 8: Goldziner, “Acem”, İA, I, 117.

11- F. Gabrieli. “Adjam”, I-TI (İng) i, 206.

12- C. E. Bosvvorth, “Ajanı”, Etr.. 1,700-701. [226]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.