Abdurrahman Nesib Efendi

ABDURRAHMAN NESİB EFENDİ

 

(1842-1914) Osmanlı şeyhülislâmı.

Üsküp Naibi Halil Fevzi Efendİ’nin oğ­lu, Tırhala Kadısı Ahmed Sâdık Efendi’nin torunudur. Üsküp’te doğdu; do­ğumundan kısa bir süre önce ölen ba­basının vasiyeti üzerine kendisine Aziz Mahmud Hüdâyî Dergâhı Postnişini Ab-durrahman Nesîb Dede’nin adı kondu. Ailesinin Liphova’ya taşınması üzerine ilk tahsilini orada Yanyalı Şeyh Ömer Efendİ’nin yanında yaptı. Daha sonra Yanyalı Abdüllatif Efendi’den ders aldı ve Ergiri’de medreseye devam etti. Ay­rıca Liphovalı Süleyman Efendi’den de hat dersleri aldı; ardından İşkodra Rüşdiyesi’nden mezun oldu. 1863’te İstanbul’a giderek Fatih dersiamlarından Mustafa Şevket Efendİ’nin derslerini takip etmeye başladı. Bir süre Muallimhâne-i Nüvvâb’a devam etti ve üçüncü sınıftan diploma aldı. Daha sonra Ru­meli Sadâreti Dairesi’nde zabıt kâtip­liğinde bulundu, bu sırada Edirne rus’unu elde etti. 1868’de Nevrekop nâibliğine, 1871’de Bosna vilâyeti merkez nâibliğine tayin edildi; bir süre sonra da Travnik nâibliğine nakledildi. 1876-1909 yılları arasında Rodos. Diyarbekir, Erzurum, Yanya, Selanik, Şam ve Halep nâiblikleriyle Rodos, Yanya, Edirne ve İstanbul vilâyetleri mahkeme reisliği, temyiz âzalığı ve Mısır kadılığı görevle­rinde bulundu. Bu görevleri sırasında hareket-i altmışlı, mûsıle-i Süleymâniye, İzmir, Bursa, Haremeyn ve İstanbul pa­yelerini elde etti. 31 Aralık 191 l’de şey­hülislâmlığa getirildi. Bu görevde yedi ay kadar kaldıktan sonra, 20 Temmuz 1912’de kabinenin istifası ile görevin­den ayrıldı. 11 Mart 1914’te vefat etti: kabri Bakırköy Mezarlığfndadır.

İkinci dereceden Mecîdî. üçüncü de­receden Osmânî nişanlarına sahip olan Abdurrahman Efendi, hayatının son yıl­larını Bakırköy’deki konağında geçir­miştir. Altmış seneye yaklaşan memuri­yet hayatında, bulunduğu yerlerde dü­rüstlüğü ve çalışkanlığı ile iyi bir inti­ba bırakmış. Şam, Halep. Mısır âlim ve şairleri tarafından hakkında yazılan çe­şitli kaside ve makalelerle övülmüştür. Muhyiddin İbnü’l-Arabrden yaptığı bazı tercümeleri Müntehabât adıyla Tercümân-ı Hakîkafta yayımlamış, Fuşûşu’1-hikem’den de “Salât’la ilgili bir kıs­mı Türkçe’ye çevirmiştir. [406]

 

Bibliyografya

 

1- ŞS, Sicil Defteri, nr. 248, I, 19.

2- İlmiyye Sal­namesi.

3- Sadık Albayrak. Son Devir Osmanlı ulemâsı, İstanbul 1980. [407]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.