Arap-İsrail Savaşları Ve Büyük Devletlerin Politikaları

D.ARAP-İSRAİL SAVAŞLARI VE BÜYÜK DEVLETLERİN POLİTİKALARI

  DEVLETLER SEBEPLER SONUÇLARI ABD SSCB İNGİLTERE FRANSA
I948 Arap-İsrail Savaşı Mısır,Ürdün,

Suriye,

Lübnan,

Irak,

İsrail

• BM kararıyla Filistin topraklarında İsrail Devleti’nin kurul­ması • İsrail başarılı oldu.• 1949’da BM aracılığıyla taraflar arasında ateşkes antlaşması imzalandı.

• Çok sayıda Filistinli, komşu ülkelere sığındı ve mülteciler sorunu ortaya çıktı.

(2. haritaya bkz.)

• İsrail’i kurulduğu gün tanıdı.•               İngiltere ile birlikte savaşta Filistin’e silah sevkiyatını önlemek için ambargo koydu. İsrail’i kurulduktan iki gün sonra tanıdı.Savaş sırasında İsrail’in yanında yer alarak bu ülkeye silah şevketti. Araplarla gerginleşen ilişkiler İsrail’in kurulmasıyla daha da bozuldu.Savaşta ABD ile birlikte hareket etti.

1952’den sonra bu bölge­deki etkinliği azaldı.

• II. Dünya Savaşı’ndan sonra iç ve dış sorunları nede­niyle Orta Doğu’da savaştan sonra aktif bir politika izleye­medi.
1956 Mısır İsrail Savaşı Mısır ile İngilizlerin ve Fransızların desteğini alan İsrail ·   Mısır’ın Süveyş Kanalı’nı millîleştirmesi

·   Filistinlilerin ülkelerinden çıkarılmaları

·        Mısır yenildi.·        BM kararı doğrultusunda İngiltere ve Fransa Mısır topraklarından çekildi.

·        İsrail, savaş öncesi (1949) sınırlarına döndü.

·        Orta Doğu, ABD ve SSCB’nin rekabet ve mücadele alanı oldu.

·        (3. haritaya bkz.)

•SSCB’nin bölgede güçlenmesini engellemek amacıyla İsrail – İngiliz-Fransız ortak saldırısına karşı çıktı.

•Savaşın sonunda Mısır’ın boşaltılmasında önemli rol oynadı.

Orta Doğu’da aktif bir politika izleyerek İsrail’ destekleyen Batılı devletlere karşı Arapların yanında yer aldı.Mısır’a silah sattı.

Orta Doğu’da önemli bir konuma geldi.

·   1956’da, Mısır’ın Süveyş Kanalı’m millîleştirmesi üzerine yapılan gizli görüşmelerde İsrail’in Mısır’a saldırıya geçmesine karar verdiler.·   İsrail’in saldırısı üzerine bölgenin güvenliğini sağlamak gerekçesi ile Süveyş’i işgal ettiler. ABD ile SSCB’nin baskısı ile kuvvetlerini Mısır’dan çektiler.
1956 Arap – İsrail ( Altı Gün) Savaşı   İsrail ile Mısır, Suriye ve Ürdün Mısır’ın Akabe Körfezi’ni İsrail’e ka­patmasıFilistin Kurtuluş Örgütünün kurularak Ürdün’e yerleştirilmesi İsrail; Doğu Kudüs, Golan Tepeleri, Sina Yarımadası ve Gazze’yi ele geçirerek topraklarını dört kat gen işletti.İsrail, Tiran Boğazı’nı da ele geçirerek Süveyş Kanalı’na ulaştı. • SSCB ile birlikte savaşı önleme çalışmalarını başlattı Ancak başarılı olamadı. Savaş sonrası durum BM’de görüşü­lürken İsrail yanlısı bir tutum izledi. Daha sonra Orta Doğu’da üstünlüğü SSCB’ye kaptırma endişesiyle barışı sağlamada aktif rol aldı. •               Savaş sonrası Orta Doğu­da etkisini arttırdı.•               Suriye, Mısır ve Cezayir- de deniz üsleri kurarak Akde­niz’de önemli bir güç hâline geldi.

Bölgeye ekonomik ve askerî yardımda bulundu.

·   Orta Doğu’da eski etkin­liğini kazanmaya çalıştı. İsrail’e silah ambargosu koy­du. Bazı Arap devletlerine askerî ve ekonomik yardım teşebbüsünde bulundu.·   Orta Doğu’da eski etkinli­ğini sağlayamadı.
1973 Yom Kippur Savaşı “Yahudilerin oruç tuttukları kutsal ay” Mısır ve Suriye ile İsrail •1967 Arap-İsrailSavaşı’nda Mısır ve Suriye’nin kaybettiği toprakları İsrail’den geri almak istemesi ·   İsrail başarılı oldu.·   1974’te Mısır ile İsrail arasında imzalanan antlaşma ile Süveyş Kanalı’nın tamamı Mısır hâkimiyetine bırakıldı.

·   Mısır, Sina’daki toprağının bir bölümü­nü İsrail’den geri aldı.

·   Camp David Antlaşmalarına giden yol açıldı.

·   Barış görüşmelerinde öncü olan ABD’nin Orta Doğu’daki etkisi arttı.

·   Arap ülkelerinin Batılı devletlere petrol ambargosu koyması petrol krizine yol açtı.

·   SSCB ile birlikte hareket etti.·   İsrail’e baskı yaparak sa­vaştan alıkoymaya çalıştı. Daha sonra İsrail’e silah gönderdi. Savaşın sonunda SSCB’nin bölgedeki etkinliğini azaltmak amacıyla barış antlaşmalarının imzalanma­sına öncülük yaptı (1974’te Sina ve 1978’de Camp David). Bu anlaşmalarla Mısır’la olan ilişkilerini geliştirdi. ·   Suriye ve Mısır’ı yatıştır­maya çalıştı. İsrail’in Suriye cephesinde ilerlemesi üzerine savaşın derhal durdurulması konusunda ABD’ye çağrıda bulundu ve BM’de Arapları destekledi.·   Bazı Arap devletleri üze­rinde etki sahibi olarak dolaylı da olsa, Akdeniz’e inebilme politikasını belli ölçüde gerçek­leştirdi.

İsrail-1

İsrail-2

İsrail-4

 

FİLİSTİN’DEN GÖÇ

Filistin’den ilk göç hareketi 1948 savaşı sonrasında başladı. Bu tarihte İsrail Devleti’nin kuruluşunun ilan edilmesi ve bunun 181 sayılı BM kararıyla da onaylanması üzerine çok sayıda Filistinli kendi öz vatanında vatansız durumuna düşürülmüştü. 1948’de ilk mülteci akını o zaman henüz işgal altında olmayan Gazze ve Batı Şeria’ya olmuştu. Bu yüzden özellikle Gazze’de o toprakların besleyebileceği sayının üstünde insan toplandı. 1967 Haziran savaşında Gazze ve Batı Şeria’nın da İsrail tarafından işgal edilmesi üzerine buralarda yaşayan çok sayıda Filistinli başka ülkelere iltica etmek zorunda kaldı. Bu tarihten sonra en büyük mülteci akını da Lübnan ve Ürdün’e oldu. Yüz binlerce Filistinli de başta Körfez ülkeleri olmak üzere değişik Arap ülkelerine iltica etti. Bugün bu ülkelerde, çeşitli Avrupa ülkelerinde ve ABD’de çok sayıda Filistinli yaşamaktadır. Bunların bazıları yaşadıkları ülkelerde vatandaşlık hakkı almış olsa da birçoğu hâlâ mülteci konumundadır ve vatansız olarak değerlendirilmektedir.

Ana Britanica, c. 8, s. 584

2005 BM kayıtlarına göre Filistinli mülteciler

Toplammülteci

(1959)

Toplammülteci

(1965)

Toplammülteci

(1979)

Toplammülteci

(1992)

Toplammülteci

(1999)

Toplammülteci

(2005)

Kamplardayaşayanlar

(2005)

Ürdün 586.706 697.658 599.553 1.042.123 1.512.742 1.780.701 283.183
Batı Şeria 321.722 * 472.473 569.741 82.299 587.542 181.241
Gazze 245.343 301.879 358.898 582.863 798.444 961.645 471.555
Lübnan 129.228 162.499 219.561 324.219 370.144 400.582 210.952
Suriye 109.596 138.081 203.830 306.042 374.521 424.650 112.882
Toplam 1.070.783 1.300.117 1.803.564 2.727.820 3.625.592 4.255.120 1.259.813

* Ürdün ve Batı Şeria birlikte sayılmıştır. Prof. Dr. Tayyar ARI, Geçmişten Günümüze Orta Doğu, s. 232

MEKİK DİPLOMASİSİ

1973 Arap-İsrail Savaşı BM’nin kararı doğrultusunda sona ermesine rağmen barış sağlanamadı. Barışın sağlanabilmesi için ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, Tel-Aviv ile diğer Arap başkentleri arasında defalarca gidip geldi. Mekik Diplomasisi (shuttle diplomacy) adını alan bu ziyaretler sonunda, Mısır ile İsrail arasında askerî nitelikli çekilme antlaşması ile Suriye-İsrail anlaşmaları imzalanarak barışa giden yol açıldı. ABD’nin Orta Doğu barışındaki taktiği, barışa adım adım ilerlemekti. Bu çalışmalar Camp David Antlaşmalarına giden yolu açtı.

Prof. Dr. FahirARMAOĞLU, Filistin Meselesi ve Arap-İsrail Savaşları, s. 339

1. Camp David Antlaşmaları

ABD Başkanı Nixon, 1974’te İsrail ile Mısır arasında imzalanan Sina Antlaşması’yla oluşan barış ortamını güçlendirmek amacıyla, Orta Doğu devletlerini ziyaret etti. Bu gezi sırasında ABD ile Mısır arasında bir anlaşma imzalanması, SSCB’yi rahatsız ederken ABD-Libya ilişkilerini de olumsuz etkiledi.

Bu arada Mısır Halk Meclisi’nin Mısır-SSCB Dostluk Antlaşması’nı feshetmesi ABD’yi bir Orta Doğu barışı konusunda harekete geçirdi. 1977’de ABD, bölge ülkeleriyle barış için temaslarda bulundu. Aynı yıl İsrail ve Mısır Devlet başkanları karşılıklı olarak resmî ziyaretlerde bulundular. İsrail’in Batı Şeria’da yeni Yahudi yerleşim merkezleri kurması iki ülke arasında devam eden müzakerelerden sonuç alınmasını engelledi. İsrail’in bu tavrı Mısır ve ABD ile olan ilişkilerinin bozulmasına sebep oldu.

1978’de ABD, bölgedeki gücünü kullanarak İsrail ve Mısır’ı Camp David’te bir araya getirdi. 17 Eylül’de İsrail ile Mısır, Filistin meselesi ve iki ülke arasındaki barış esaslarını içeren antlaşmaları imzaladı.

CAMP DAVID ANTLAŞMALARINA GÖRE

Camp David Antlaşmalarında Filistin meselesi ile ilgili şu kararlar alındı.

  • Gazze ve Batı Şeria’da yaşayan Filistinlilere, şekli ve mahiyeti, İsrail, Mısır ve Ürdün’ün ortak kararına göre belirlenecek beş yıllık bir süre için bir muhtariyet verilecek.
  • Bu muhtariyet döneminde İsrail, bu iki toprakta, kendi güvenliğini de sarsmayacak şekilde, asker miktarını asgariye indirecekti.
  • Muhtariyet döneminin üçüncü yılından itibaren, İsrail, Mısır, Ürdün ve Filistin muhtariyet idaresinin temsilcileri arasında, Batı Şeria ve Gazze’nin nihai statüsünü tespit edecek bir anlaşma için müzakereler yapılacaktı. Bu anlaşma, Filistin halkının “meşru hakları” ile “adil istekleri”ni tanıyacaktı.
  • Bu dönemde İsrail ile Ürdün arasında barış müzakereleri ve İsrail’in güvenliğini sağlayacak düzenlemeler de yapılacaktı.
    Prof. Dr. Tayyar ARI, Geçmişten Günümüze Ortadoğu, s. 397-398

 

Camp David Antlaşmalarına tepki gösteren Arap ülkeleri, Mart 1979’da Bağdat’ta toplanarak Mısır’ın bu anlaşmayı feshetmesini, Filistin meselesinde ortak hareket edilmesini ve bağımsız bir Filistin Devleti’nin kurulmasını kararlaştırdı.

Camp David Antlaşmaları çerçevesinde belirlenen Mısır-İsrail Barış Antlaşması, planlanan sürede imzalanamadı.

Özellikle İsrail ve Mısır’ın bu antlaşmanın maddelerini kendine göre yorumlaması, İran’da gerçekleşen rejim değişikliği ve ABD’nin tutumu, süreci sonlandırdı.

26 Mart 1979’da karşılıklı toprak bütünlüğü ve bağımsızlık düşüncesine saygı duymayı esas alarak bugünkü İsrail-Mısır sınırlarını çizen “İsrail-Mısır Barış Antlaşması” Washington’da imzalandı. Bu antlaşma, İsrail’in, güneyde güvenliğini garantilerken Mısır’ın Arap dünyası ile ilişkilerinin kopmasına yol açtı.

Arap ülkelerinden Mısır’a yapılan ekonomik yardım kesilirken ABD, Mısır’a ekonomik yardımda bulundu. İsrail 27 Nisan 1982’de Sina’dan tamamen çekildi. Bu gelişmeler Orta Doğu’da ABD aleyhtarlığını artırırken Suriye gibi bazı ülkeleri SSCB’ye yakınlaştırdı. Bu barış antlaşmaları, İsrail’in muhtariyet vaadedilen Batı Şeria’da devamlı olarak Yahudi yerleşim merkezleri kurması, Kudüs’ü başkent yapması, Golan Tepelerini ilhak ettiğini açıklaması ile amacına ulaşamamış ve bölgedeki gerginliğin artmasını engelleyememiştir.

ARAP BİRLİĞİNİN CAMP DAVID ANTLAŞMALARINA TEPKİSİ

Camp David Antlaşmalarına Avrupa Topluluğu destek verirken SSCB ve Arap ülkeleri tepki gösterdi. Suriye, Cezayir, Libya, Güney Yemen ve Filistin Kurtuluş Örgütü Mısır’a ekonomik boykot uygulanması, SSCB ile ilişkilerin geliştirilmesi, ortak bir komutanlık kurulması ve Arap Birliği merkezinin Kahire’den başka bir yere taşınması kararı aldılar.

2. İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT)

İsrail işgali altındaki Kudüs’te, 21 Ağustos 1969’da Müslümanların kutsal yerlerinden olan El-Aksa Camii’nin kundaklanması ve camide maddi hasar oluşması İslam dünyasında büyük tepkilere yol açtı. Ürdün Kralı Hüseyin’in önerisi ile Arap devletlerinin dış işleri bakanları 25 Ağustos 1969’da Kahire’de toplanarak bir “İslam Zirvesi” oluşturulması kararı verildi.

22-25 Eylül’de Fas’ın başkenti Rabat’ta Türkiye dâhil 24 ülkenin katıldığı bir “İslam Zirvesi” toplandı. Zirve sonunda yayınlanan bildiride, İsrail’in Kudüs’ü boşaltması ve 1967 Haziran savaşında işgal ettiği Arap topraklarından çekilmesi kararlaştırılırken İsrail’i tanımış olan devletlerin, İsrail ile diplomatik ilişkilerini kesmeleri istendi.

İslam Zirvesi’nin ikincisi, 1974’te Pakistan’ın Lahor kentinde yapılmıştır. Zirvede Filistin ile ilgili alınan kararlar yanında, 1971’de Pakistan’a karşı ayaklanarak bağımsızlığını ilan eden Bangladeş’in Pakistan tarafından tanınması da sağlanmıştır. Böylece İslam Konferansları, İsrail meselesinin dışında, İslam dünyasının meselelerini tartışıp bu meselelere de çözüm getirmeye çalıştı.

Teşkilatın 1973’te yapılan Cidde toplantısında üye ülkelerin maliye bakanları mali teşkilatlanmanın önemini vurguladılar. Ekim 1975’teki toplantıda İslam Kalkınma Bankasının kuruluş planı onaylandı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.