Batı Blokunun Kuruluşu

2. Batı Blokunun Kuruluşu 

Daha önce belirtildiği gibi II. Dünya Savaşı dünyadaki dengelerde büyük bir değişime neden olmuştu. Uluslararası politikada daha önce aktif rol üstlenen devletlerin savaştan yıpranarak çıkması, Avrupa ve dünya siyasetinde boşluk meydana getirmişti. SSCB’nin yayılmacı politika izlemesi, Türkiye’den toprak ve üs istemesi, Yunan iç savaşı, İngiltere’yi endişeye düşürdü.

İngiltere’nin ekonomik nedenlerden dolayı bu bölgedeki askerlerini çekeceğini belirtmesi ve SSCB yayılmasını ancak ABD’nin engelleyebileceği yönündeki telkinleri, kabuğuna çekilmeyi düşünen ABD’nin Batı’nın liderliğini üstlenmesi için açık bir davetti. Bu davet ABD’yi aktif politika izlemeye sevk etmişti.

ABD, 1946’dan sonra SSCB yayılmasına karşı Doğu Bloku’nu kuşatmaya yönelik bir “çevreleme politikası” izlemeye başladı. Bu doğrultuda Truman Doktrini ve Marshall Planı uygulamaya konulmuş, paktlar kurulmuş, askerî anlaşmalar imzalanmıştır.
a. Truman Doktrini 

ABD’nin Batı dünyasının liderliğini açık bir şekilde üstlenmek için yaptığı ilk girişim, Truman Doktrini’nin ilanı olmuştur. Truman Doktrini’nin uygulamaya konulmasının nedeni ABD yöneticilerinin dünyanın SSCB tehdidi altında bulunduğuna dair endişeleridir. Truman Doktrini, yeryüzünün iki bloka ayrıldığını ve SSCB-ABD mücadelesinin başladığını ilan etmiştir. Ayrıca Doğu Avrupa ve Balkanlardaki bölünmeyi çok daha kesin çizgilerle ortaya koymuştur. Yunan İç Savaşı’nın seyrini değiştirip merkezî hükûmetin komünistleri yenmesini sağlamıştır.

  • YUNAN İÇ SAVAŞI: II. Dünya Savaşı’nda Yunanistan’da “Ulusal Kurtuluş Ordusu” (ELAS) ve “Hür Demokratik Yunan Ordusu” (EDES) örgütleri Alman işgaline karşı başarılı mücadeleler vermişti. İki grup arasında politik çekişmelerden dolayı 1944’te başlayan mücadele 1948’e kadar devam etmiş ve iç savaşa dönüşmüştü. ELAS, SSCB ve Yugoslavya’dan, EDES ise ABD ve İngiltere’den destek görüyordu. 1950’ye kadar süren çatışmaların sona ermesinde Cominformdan çıkarılan Yugoslavya’nın çetecilere yaptığı yardımı kesmesi ve ABD tarafından yürürlüğe konan Truman Doktrini etkili olmuştur. Prof. Dr. Oral SANDER, Siyasi Tarih, s. 253

Doktrinin uygulanması bir başka açıdan II. Dünya Savaşı’ndan önce İngiltere’nin etkisi altındaki bir bölgenin kontrolünün ABD tarafından devralındığının göstergesidir.

ABD, bu doktrini Orta Doğu’ya doğru genişletmek için girişimlerde bulundu. Ancak Moskova’nın o dönemde Orta Doğu’da fazla etkin olmaması nedeniyle kendilerini tehlikede görmeyen Arap devletleri doktrinin genişletilmesine izin vermediler.

Yunan İç Savaşı

II. Dünya Savaşı’nda Yunanistan’da “Ulusal Kurtuluş Ordusu” (ELAS) ve “Hür Demokratik Yunan Ordusu” (EDES) örgütleri Alman işgaline karşı başarılı mücadeleler vermişti. İki grup arasında politik çekişmelerden dolayı 1944’te başlayan mücadele 1948’e kadar devam etmiş ve iç savaşa dönüşmüştü. ELAS, SSCB ve Yugoslavya’dan, EDES ise ABD ve İngiltere’den destek görüyordu. 1950’ye kadar süren çatışmaların sona ermesinde Cominformdan çıkarılan Yugoslavya’nın çetecilere yaptığı yardımı kesmesi ve ABD tarafından yürürlüğe konan Truman Doktrini etkili olmuştur.

Prof. Dr. Oral SANDER, Siyasi Tarih, s. 253

b. Marshall Planı 

ABD, ekonomik sıkıntılarına yardımcı olmak için Batı Avrupa’ya 15 milyar dolar ekonomik yardım yapmış fakat bu yardım verimli kullanılmamıştı. Marshall Planı’na göre, Avrupa ülkeleri her şeyden önce kendi aralarında bir ekonomik iş birliğine girişmeli, iş birliği sonunda ekonomik açık ortaya çıktığında ABD, bu açığın kapatılması için yardım etmeliydi. Plan, her Avrupa ülkesine Amerikan malı malzeme ve makine yardımını kapsıyordu.

16 Avrupa ülkesinin üyeleri Türkiye dâhil, 22 Eylülde Amerika’ya sunulmak üzere bir “Avrupa Ekonomik Kalkınma Programı” hazırladılar. Bu program üzerine ABD, 3 Nisan 1948’de “Dış Yardım Kanunu”nu çıkardı. Bu kanuna dayanarak daha ilk yılında 16’lara (İngiltere, Fransa, Belçika, İtalya, Portekiz, İrlanda, Yunanistan, Türkiye, Hollanda, Lüksemburg, İsviçre, İzlanda, Avusturya, Norveç, Danimarka ve İsveç) 6 milyar dolarlık bir ekonomik yardım yaptı. Bu yardım ileriki yıllarda 12 milyar dolara ulaştı. Marshall Planı, SSCB ve onun uydularına da açık olmakla birlikte, Yogoslavya dışındaki Doğu Bloku üyeleri buna katılmak istemediler. Avrupa’da Marshall yardımları sonucunda üç yıllık bir süre içinde tarım ve sanayi üretimi savaş öncesine oranla büyük bir artış gösterdi. Dış Yardım Kanununun çıkması üzerine 16 Avrupa ülkesi, 16 Nisan 1948’de “Avrupa Ekonomik İş Birliği Teşkilatı”nı kurdular.

  • Marshall Planına karşılık SSCB de uyduları arasındaki ekonomik iş birliğini geliştirmek için, “Molotof Planı” ile ikili ticaret düzenini kurdu. Çekoslovakya başta olmak üzere bazı uydu ülkeler “Marshall Planı”na katılmak için büyük istek göstermiştir. SSCB’nin Çekoslovakya’da tam egemenlik kurabilmek amacıyla Şubat 1948’de gerçekleştirdiği “Çekoslovak Darbesi”nde bunun büyük bir etkisi vardır.

c. NATO’nun Kuruluşu 

Marshall Planı ve Truman Doktrini, SSCB’nin Orta Doğu ve Avrupa’daki yayılma faaliyetlerine karşı ABD’nin almış olduğu ilk tedbirlerdir. Çekoslovak darbesinden (Şubat 1948) sonra, İngiltere, Fransa, Belçika, Hollanda ve Lüksemburg arasında “Batı Avrupa Birliği” (Mart 1948) adı verilen bir ittifak sistemi kurulmuştur. Berlin Buhranı (Haziran 1948), Batı savunmasının örgütlenmesine hız vermişti. Ancak Batı Avrupa devletlerinin gücü SSCB’ye karşı gerekli dengeyi kurmaktan yoksundu. Bu nedenle Amerika’nın bu savunma sistemini desteklemesi gerekiyordu. Sonunda SSCB’nin tehditlerine karşılık 4 Nisan 1949’da 12 Batılı ülke (İngiltere, Fransa, Belçika, Hollanda, İtalya, İzlanda, Danimarka, Lüksemburg, Norveç, Portekiz, ABD, Kanada) arasında kısa adı ile NATO (North Atlantik Treaty Organization) olan Kuzey Atlantik İttifakını kurdu. İttifak, savunma amacı yanında siyasi, ekonomik, sosyal alanlarda da iş birliğini amaçlıyordu. NATO’nun kurulmasıyla Sovyet yayılmasına karşı etkili bir set kurulmuş, Doğu Blokuna karşı denge sağlanmış ve Batı Bloku ortaya çıkmıştır. Türkiye ve Yunanistan 1952 de, Batı Almanya 1955’te ve İspanya da 1982 yılında NATO’ya katılmıştır.

  •  Batı Blokunda NATO’nun kurulmasından sonra bu teşkilata karşı Doğu Blokunda Varşova Paktı kurulmuştur (1955).

d. Avrupa Konseyinin Kuruluşu 

İngiltere, Fransa, Belçika, Hollanda, İtalya, İrlanda, Danimarka, Lüksemburg, Norveç ve İsveç 5 Mayıs 1949’da Londra’da Avrupa Konseyini kurdular. Konseyin çalışma alanları, insan hakları, medya, hukuki iş birliği, sosyal dayanışma, sağlık, eğitim, kültür, spor, gençlik vb. olarak belirlenmiştir. Türkiye Konseye 8 Ağustos 1949’da üye olmuştur.

e. Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) 

Avrupa’nın bütünleşmesi ile ilgili düşünceler çok eskilere dayanmakla beraber bu düşünceyi gerçekleştirecek koşullar ancak XX. yüzyılda oluşmuştur. Bu yüzyılın ilk yarısında iki büyük savaşın acısını yaşayan Avrupa, bir daha bu tür çatışmaların yaşanmaması için çözüm arayışına girmiştir. Çözüm olarak da Avrupa devletleri arasındaki düşmanlığı ortadan kaldıracak bir bütünleşmenin gerçekleştirilmesi düşüncesi benimsenmiştir.

Avrupa devletleri bu bütünleşmeyle hem kendi ekonomik potansiyellerini birleştirerek bir Avrupa pazarı oluşturmak hem de Sovyetler Birliği’nin Batı’ya doğru yayılmasının engellenmesi yönünde önemli bir adım atmak istemişlerdi. Birliğin asıl temeli ise 9 Mayıs 1950 tarihinde Fransız Dış İşleri Bakanı Schuman’ın yayımladığı bir bildiri ile atılmıştır.

Bu girişim sonucunda Fransa, Federal Almanya, Belçika, İtalya, Lüksemburg ve Hollanda’nın katılımıyla Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu kurulmuştur (18 Nisan 1951). Bu başarılı girişim, Avrupa’da daha geniş kapsamlı bir ekonomik birleşmenin gerçekleştirilmesine yönelik yeni görüşlerin doğmasına yol açmış ve 1957’de Roma Antlaşması ile Avrupa Ekonomik Topluluğu kurulmuştur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.