II. Dünya Savaşı’nın Siyasi Sonuçları

II. Dünya Savaşı’nın Siyasi Sonuçları

D. SAVAŞIN ETKİLERİ

1939-1945 yılları arasında cereyan eden II. Dünya Savaşı kısa sürede yayılarak topyekûn bir savaşa dönüştü. Bu yüzden savaşın oldukça kapsamlı olan sonuçlarını siyasi, ekonomik ve toplumsal olmak üzere sınıflandırabiliriz.

a. Siyasi Sonuçlar

II. Dünya Savaşı’nın Müttefiklerce kazanılması ile Faşizm ve Nazizm gibi akımlar tasfiye edildi. 1945’ten sonra dünyanın siyasi yapısı yeniden inşa edilmeye başlandı. Mihver Devletlere karşı direnişe geçenler kazanç sağladı. Birçok ülkede savaşın olumsuz etkilerinden kurtulmak amacıyla reformlar başlatıldı.

Asya, Afrika ve Orta Doğu’da yaşayan halklar, II. Dünya Savaşı’nda, emperyalist devletlerin zayıflığını görerek bu devletlere karşı mücadeleye başladı. 1942’de Hindistan, Endonezya gibi ülkelerde millî kurtuluş hareketleri oluştu.

İngiltere ve Fransa’nın II. Dünya Savaşı sonunda galip devletler arasında olmasına rağmen ekonomileri oldukça bozuldu, sömürgeleri üzerindeki etkileri de azalmaya başladı.

Savaşın mağlup devletleri İtalya ve Almanya’nın toprakları işgal edildi. Müttefik ordularının denetimi altında başkentleri Berlin ve Viyana da dâhil olmak üzere, Almanya ve Avusturya toprakları dört işgal bölgesine ayrıldı. Sömürge imparatorluğunu kaybeden İtalya, ekonomik ve siyasi alanda yeniden yapılanmanın güçlükleriyle karşı karşıyaydı. 1946’da düzenlenen bir halk oylamasıyla İtalya’da cumhuriyet rejimine geçildi.

Savaşın diğer mağlup devleti Japonya, ABD orduları tarafından işgal edildi. Japonya savaş sırasında işgal ettiği toprakların yanı sıra XIX. yüzyıl sonlarından itibaren elde ettiği toprakları da geri vermek zorunda kaldı. ABD, tekrar savaşa girmesini yasaklayan demokratik bir anayasa hazırlaması, orduyu kaldırma ve eğitim reformu gibi köklü yenilikler yapması konusunda Japonya’ya baskı yaptı.

II. Dünya Savaşı’nda SSCB’nin Almanya’ya karşı önemli zafer kazanması, Çekoslovakya başta olmak üzere bazı Avrupalılar tarafından SSCB’nin kurtarıcı olarak görülmesine sebep oldu. Böylece kuruluşundan itibaren ilk kez bu kadar saygı gören SSCB’nin 1930’larda karşılaştığı uluslararası alandan dışlanma süreci sona erdi. Avrupa kıtasının yarısına hâkim olan SSCB, savaş sonunda büyük bir güç hâline geldi.

II. Dünya Savaşı’ndan en az etkilenen ABD, atom bombasına sahip olmakla önemli bir avantaj elde etti. Birleşmiş Milletlerin New York’u, Uluslararası Para Fonunun (IMF) Washington’u merkez olarak seçmesi ABD’nin gücünü ve Avrupa merkezli uluslararası sistemin sona erdiğini göstermekteydi. Dünyadaki altın rezervinin % 75’ine sahip olan ABD’nin, dünya sanayi üretiminin % 50’sini ve uluslararası ticaretin % 25’ini elinde bulundurması da bu ülkenin dünyadaki konumunu güçlendirdi.

I.Dünya Savaşı sonunda barışı korumak amacıyla kurulan Milletler Cemiyeti, büyük devletlerin tesiri altında kalarak tarafsızlığını koruyamamıştı ve II. Dünya Savaşı’na yol açan krizleri çözememişti. Bu yüzden daha II. Dünya Savaşı sırasında dünya barışını sağlamak amacıyla ABD ve İngiltere, Atlantik Bildirisi’ni yayınlayarak Birleşmiş Milletler Teşkilatının temelini attı. 1943’te de Moskova Konferansı ile ABD, İngiltere, SSCB ve Çin daimî bir barış teşkilatının kurulması üzerinde anlaşmaya vardı. Bu devletler 1944’te Washington’da teşkilatın taslak biçimini, görevlerini ve yetkilerini belirledi.

Şubat 1945’te Yalta Konferansı’nda ABD, İngiltere ve SSCB, Mart 1945’e kadar Mihver Devletlere savaş ilan eden devletlerin Birleşmiş Milletlere üye olarak kabul edilmesine karar verdi. Aynı yıl Birleşmiş Milletleri resmen kurmak için San Francisco Konferansı toplandı. Bu Konferans’ta ABD, SSCB, İngiltere, Çin ve daha sonra Fransa’nın katılımıyla oluşan büyük devletler teşkilat üzerinde kesin üstünlük kurmak ve bunu antlaşmaya eklemek istedi. Küçük devletler olarak adlandırılan kırk altı devlet ise buna karşı çıktı. Görüşmeler sonucunda Genel Kurulda devletlerin eşitliği, Güvenlik Konseyinde büyük devletlerin üyeliklerinin sürekliliği ve “veto” haklarının varlığı kabul edildi. Konferans sonunda Birleşmiş Milletler Antlaşması kabul edilerek Birleşmiş Milletler Teşkilatı kuruldu ve Milletler Cemiyeti 19 Nisan 1946’da yetkilerini bu Teşkilata devretti.

Birleşmiş Milletler Teşkilatı Şeması

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.