İslam Tarihînin Kaynakları

İSLAM TARİHÎNİN KAYNAKLARI

Tarih, insan topluluklarının gerçekleştirdikleri kültürel, sosyal, siyasî, ekonomik ve dinî etkinlikleri; bunların ortaya çıkışını ve gelişimini, neden-sonuç ilişkileri içerisinde, yer ve zaman belirterek ele alıp inceleyen bilim dalıdır.

Bu tanımdan da anlaşılacağı gibi tarihin konusu oldukça kapsamlıdır. Tarihin konusunun kapsamlı olması, çeşitli sonuçların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bunlardan biri de; zamana, mekana ve konuya göre tarihin çeşitlere ayrılmasıdır. İşte İslam tarihi de genel insanlık tarihi içinde zamanı, mekanı ve konusu itibarıyla kendine özgü nitelikleri bulunan bir bilim dalıdır denilebilir.

İslâm tarihi ise; İslâmiyet’in ortaya çıkışından bugüne kadar geçen süre içerisinde, bu dine bağlı toplulukların her türlü siyasî, sosyal, kültürel, dinî, ekonomik etkinliklerini ve diğer toplumlarla olan ilişkilerini ele alır.

Genel tarihin bir parçası olmakla birlikte, zaman, yer ve konulan açısından belirli sınırlan bulunan İslâm tarihinin kendine özgü kaynaklan vardır.

I.Ana Kaynaklar

  1. Kur’an-ı Kerim
  2. Hadisler

II.Yazılı kaynaklar

  1. Siyer, Megazi, Teracim ve Tabakat Kitapları
  2. İlk dönemlerde yazılmış İslam tarihleri
  3. Ayrıca kayda geçen haberler, kitabeler, şecereler, vakanüvislerin eserleri, çeşitli seyahatnameler, takvimler, biyografiler, kronikler, günlükler… vb.

III.Yazısız Kaynaklar

  1. İslam toplumlarının yaşantılarını bilmemizde, nesilden nesile sözlü olarak aktarıla gelen anekdotlar, kıssalar, fıkralar, vecizeler, destanlar, hikâyeler gibi anlatıma dayalı yazısız kaynaklar
  2. Eski kentler, kaleler, su yolları, çeşmeler, zaviyeler, türbeler, mezarlar, heykel ve kabartmalar, çeşitli ev, av ya da savaş araçları… vb.

 

Kur’an-ı kerim ve hadisler: İslâm tarihinin ana kaynağı, İslâm dininin temel kitabı olan Kur’an-ı Kerim’dir.

Kur’an ayetlerinde; yaratılış, dinler, devletler, kavimler ve Hz. Muhammed’in seferleri hakkında bilgiler verilmiş ve bütün bunlar belli bir yöntem içinde yorumlanmıştır. Bu nedenle, İslâm tarihi hakkında Kur’anı kerim başvurulacak ana kaynak olarak karşımıza çıkmaktadır.

İslâm tarihinin ikinci ana kaynağı hadis kitaplarıdır. Hadis, Hz. Muhammed’in çeşitli konularda Müslümanları aydınlatmak, Kur’an ayetlerini açıklamak için söylediği sözlerin yanında davranışlarının da tespit edilip yazılmasıdır. Kur’an’ın açıklanması ve uygulanması açısından büyük önem taşıyan Hz. Muhammed’in sözleri toplanarak hadis kitapları yazılmıştır.

İslâmiyetin ilk zamanlarında meydana gelen ve Hz. Muhammed’in çevresinde gelişen olaylar; o dönemin dinsel, sosyal, ekonomik ve kültürel yapısını da yansıtmaktadır. Hadis kitaplarında, Hz. Muhammed’in sözlerinin yanı sıra İslâmiyetin doğuşu ve yayılışı sırasında yaşanan bazı olaylar ve yapılan etkinlikler de yer almaktadır.

Siyer, megazî, teracim ve tabakat kitapları: İslâmiyetin ilk döneminden başlamak üzere, siyer adı verilen eserler ortaya çıkmıştır.

Siyerler, Hz. Muhammed’in yaşamına ilişkin anlatılanları içeren kitaplardır. Bu kitaplarda yalnızca Hz. Muhammed döneminin İslâm toplumu değil, Müslümanların ilişki içinde oldukları devlet ve toplumlar hakkında da bilgiler bulunmaktadır.

Megazî ise Hz. Muhammed’in yaptığı sefer ve savaşlarla ilgili bilgi veren kaynaklardır.

Teracim ve tabakat kitapları ise Hz. Muhammed ve o dönemde yaşayan kişilerin biyografilerinden oluşur.

İlk dönemlerde yazılmış eserler ve yazılı kaynaklar: Müslümanlar, Kur’an’da geçmişe ilişkin verilen olayları geniş olarak öğrenmek için daha Hz. Muhammed zamanında tarihe karşı büyük ilgi duymuşlardır. Zamanla gelişen tarih bilinci, İslâm toplumlarım ilgilendiren çeşitli eserlerin ortaya çıkmasını sağlamıştır. İlk dönemlerde yazılan bu eserler, kendilerinden sonrakiler için kaynak oluşturmuş ve günümüze kadar, çok sayıda İslâm tarihi kitabı yazılmıştır.

Müslümanlar, Arabistan Yarımadası’nın dışına taşıp dünyanın çeşitli yerlerinde Müslüman olmayan toplumlarla ilişkiler kurmuşlardır. Bunun sonucu olarak İslâm ve İslâm toplumlarının durumu, Müslüman olmayan tarihçilerin ilgi alanına girmiştir. Bu tarihçiler de İslâm dünyasının siyasî, kültürel, sosyal ve ekonomik yapısı hakkında doğrudan ya da dolaylı olarak bilgi vermişlerdir.

Çeşitli yazılı, yazısız ve görsel kaynaklar: Kaydı tutulan çeşitli haberler, kitabeler, şecereler, seyahatnameler, takvimler, biyografiler, kronikler, günlükler ve benzer dokümanlar da İslâm tarihinin kaynaklan arasında yer alır.

İslâm tarihi ve Müslüman toplumlarının yaşantılarını bilmemizde, kuşaktan kuşağa sözlü olarak aktarıla gelen kıssalar, fıkralar, vecizeler, destanlar, hikâyeler gibi anlatıma dayalı sözlü kaynakların önemli bir yeri bulunmaktadır. Sanat değeri bakımından da önemli olan arkeolojik eserler, aynı şekilde İslâm tarihinin kaynaklan içinde yer alır.

İslâmiyetin ilk dönemleri arkeolojik buluntular bakımından çok zengin değildir. Ancak, eski şehirler, kaleler, su yollan, camiler, çeşmeler, zaviyeler, türbeler, mezarlar, heykel ve kabartmalar; çeşitli ev, av ya da savaş araçları ve paralar bu döneme ait arkeolojik eserler arasında sayılabilir. Emevîler zamanından sonra arkeolojik nitelikteki eserlerin sayısında belli bir artış olmuştur.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.