Hazarlar

Hazarlar

hazar

 

Hazarlar, I. Kök Türk Devleti’nin yıkılmasından sonra Karadeniz’in kuzeyi ve Kafkaslar bölgesinde bir hakanlık olarak kurulmuştur (630). Hazarlar, Bizans, Sasani ve Müslüman Araplarla askerî, siyasi ve ticari ilişkide bulundular. Bizans-Sasani savaşlarında Bizans tarafını tutarak Sasanilerin zayıflamasında rol oynadılar.

 

Zayıflayan Sasani Devleti, Hz. Ömer zamanında yıkıldı. İran, Müslümanların eline geçti. Böylece Hazarlar ve Müslümanlar karşı karşıya geldi. Hazarlar ile Müslüman Araplar arasındaki ilk savaş, Hz.Osman zamanında meydana geldi. Hazar topraklarına giren Arap orduları geri çekilmek zorunda kaldı. Emeviler zamanında şiddetli bir şekilde devam eden bu savaşlar Abbasiler zamanında yavaşladı.

 

VIII ve IX. yüzyıllarda, Doğu Avrupa’nın en büyük devleti hâline gelen Hazarlar, X. yüzyıldan itibaren Peçenek akınlarıyla zayıfladı. Ticaret yolları üzerindeki denetimlerini kaybettiler. Bu durum, ekonomilerinin bozulmasına neden olmuştur. Bundan yararlanan Ruslar, Hazar Hakanlığı’na son verdiler (968).

 

Hazarlar, güçlü ordularıyla VII ve IX. yüzyıllar arasında bulundukları bölgede huzuru ve ulaşım güvenliğini sağladılar. Hazarların bu dönemi “Hazar Barış Çağı” olarak adlandırıldı. Bu dönemdeki ticari canlılık, Hazar ülkesine bolluk ve zenginlik getirdi. Yönetici zümresinin Musevi olduğu Hazarlar arasında diğer devletlerle kurdukları ilişkiler sonucunda İslamiyet, Hristiyanlık ve Musevilik yayıldı. Dinî hoşgörünün bulunduğu Hazar ülkesinde, farklı dinlere inananlar ibadet ve ayinlerini serbestçe yapabilmiştir.

 

Hazarların en büyük etkisi Ruslar üzerinde oldu. Rus prenslikleri, Hazarların devlet ve ordu teşkilatını örnek alarak güçlendiler. Günümüzdeki Hazar Denizi’nin adı bu Türk devletinden kalmıştır.

 

Hazar ülkesinin coğrafi konumu ticaretin gelişmesini sağladı. Arap ülkelerinden kuzeye Bizans’tan doğuya uzanan ticaret yolları buradan geçmekteydi.

 

 

DÖNEMİN SEYYAHLARINA GÖRE HAZARLAR

 

Hakanların hükümdarlık süresi en fazla kırk yıl sürer. Hakanların askerleri asla savaştan kaçmazlar. Yenilip de geri dönenler öldürülür. Hazar hakanlığının Volga Nehri’nin iki tarafında kurulu bir şehri vardır. Nehrin bir tarafında Müslümanlar, diğer tarafında hakan ve taraftarları oturur. Müslümanların başında “hazz” denilen hakanın görevlisi vardı. Hazar hakanları Musevi’dir.

 

İbn-i Havkal, “İdil şehrinde Müslümanlara, Yahudilere, Hristiyanlara ait ikişer kadı, Şamanistlere ait bir kadı olmak üzere yedi kadı görevlidir.” der. Hazar ülkesi geniştir. Hazarlar, kışın şehirde, yazın bozkırlarda yaşarlar.

 

İdil şehri, Volga Nehri tarafından üç kısma bölünmüştür. Doğuda Müslüman ve Şamanist Hazarlar, Batı’da Yahudi ve Hristiyan Hazarlar, nehrin ortasındaki adada hakan oturur. Hazar hakanları bütün Türkler üzerinde mutlak otoriteye sahipti. Onun bulunduğu orduya karşı diğer Türkler, harp etmez. Hazarlar başlarına bir felaket gelince bunun hakan ile Gök Tanrı arasındaki anlaşmazlıktan kaynaklandığını düşünür ve hakanı öldürürler. Hakan idam edilirken kanları kutsal kabul edildiği için kanının akmamasına dikkat edilir.

 

Ibn-i Fadlan, Seyahatname s. 80’den özetlenmiştir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.