II. Kök Türk (Kutluk) Devleti

II. Kök Türk (Kutluk) Devleti

(682 – 744)

Kutluk Devleti

 

Türkler I. Kök Türk Devleti’nin yıkılışından sonra 50 yılı aşkın bir süre Çin esaretinde yaşamak zorunda kalmış, bu süre içerisinde tekrar bağımsızlıklarını kazanmak için birçok kez ayaklanmışlardır. Bu ayaklanmalar, Çinliler tarafından kanlı bir biçimde bastırılmıştır. Bu ayaklanmaların biri de Çin sarayını basarak imparatoru ele geçirmek amacıyla yapılan Kürşad Ayaklanması’dır.

 

BAĞIMSIZLIK YOLUNDA BİR AVUÇ TÜRK: KÜRŞAD VE ARKADAŞLARI

 

Türkler, 630’da Çinlilerle yaptıkları savaşta yenilince Doğu Kök Türk Devleti yıkıldı. Binlercesi, Çinlilere esir düşerek Çin’e götürüldü ve orada kendilerine tahsis edilen bölgede yaşamaya mecbur edildi. Çinliler, Türkleri asimile etmek amacıyla Kök Türk soylularını Çin ordusunda subay olarak görevlendirdi. Doğu Kök Türk Kağanı Çuluk’un küçük oğlu olan Kürşad da bu subaylardan biriydi.

 

Esaretin onuncu yılında, Kürşad, 39 arkadaşıyla birlikte ihtilal yapmaya karar verdi. Geceleri kılık değiştirerek halk arasında tek başına dolaşan Çin hükümdarı Tay-tsung’u rehin almayı; imparatorun hayatına karşılık Çin sarayında bulunan yeğeni Urku Tigin’i kurtarmayı planladı. Diğer taraftan da toplayabildikleri kadar Türk ile birlikte Ötüken’e giderek bir devlet kurmayı ve Urku Tigin’i de kağan ilan etmeyi düşündü.

 

İhtilal için kararlaştırılan gecede sağanak yağmur yüzünden Çin hükümdarı sarayından dışarı çıkmadı. İhtilali ertelemenin sakıncalı olacağını düşünen Kürşad, arkadaşlarıyla birlikte imparatoru esir almak üzere Çin sarayını bastı. Kanlı bir vuruşma oldu. Sarayın içinde meydana gelen mücadelede adamlarının bir kısmı hayatını kaybetti. Çinli muhafızlarla baş edilemeyeceğini ve imparatorun ele geçirilemeyeceğini anlayan Kürşad, adamlarına sarayı terk etmelerini söyledi. Kürşad, adamlarıyla birlikte sarayda bulunan atlara atlayarak buradan ayrıldı. Ancak Çin ordusu Kürşad ve arkadaşlarını takip etti. Vey Irmağı kıyısına gelince duraklayan Kürşad ve arkadaşları, Çin askerlerine karşı koymaya çalıştılarsa da başarılı olmadılar. Vey Irmağı’nı geçip Ötüken’e ulaşamadılar. Büyük bir ordu karşısında daha fazla dayanamayıp hayatlarını kaybettiler. Kürşad ve arkadaşlarının girişimi her ne kadar başarıya ulaşamasa da Çin boyunduruğundaki Türkleri öç alma düşüncesiyle harekete geçirdi. Bu girişim sonrasında korkuya kapılan Çinliler, bütün esir Kök Türkleri serbest bırakmak zorunda kaldılar. Kürşad ve arkadaşlarının yaptığı ihtilal, diğer Türk boylarına Çinlilere karşı cesaret ve mücadele hırsı verdi. Millî benliklerine daha çok sahip çıkan Türkler, bağımsızlıklarını elde edecekleri fırsatı beklediler.

Refik Özdek, Türklerin Altın Kitabı, s. 175’ten özetlenmiştir.

 

Kutluk (İlteriş) Kağan Dönemi: Kök Türkler, Kutluk liderliğinde birleşerek bağımsızlıklarını elde ettiler (682). Bu bağımsızlık hareketi içinde büyük bir devlet adamı olan Tonyukuk da vardı. Ötüken ve çevresini ele geçirerek II. Kök Türk Devleti’ni kuran Kutluk, İlteriş unvanı ile Kağan ilan edildi. İlteriş, devleti derleyen, toparlayan demektir. Türkler, Kutluk Kağan zamanında Çin’e 46 başarılı sefer yapmışlardır.

 

Kutluk İlteriş Kağan devletin merkezini Karakurum’a taşımıştır.

 

Kapgan Kağan Dönemi: Kutluk Kağan öldüğünde çocukları,Bilge ve Kültigin küçük oldukları için yerine kardeşi Kapgan Kağan (692-716) geçti. Kendisine tecrübeli bir devlet adamı olan Tonyukuk yardımcı olmuştur. Kapgan iktidarda bulunduğu süre içinde Çin’i baskı altında tutarak bütün Türk boylarını Kök Türk egemenliğinde toplamayı amaçlamıştır. Bunları gerçekleştirmek için Maveraünnehir bölgesini ele geçirmek istemiştir.

 

Kapgan Kağan döneminde Türk boylarının çoğu Kök Türk hâkimiyetine girmiş, Türk birliği büyük ölçüde sağlanmıştır. Bir taraftan da Çin ile yapılan savaşlar devam etmiştir. Döneminde yapılan 25 savaştan 13’ünü Kapgan’ın kendisi yönetmiştir.

 

Kapgan Kağan, bir ayaklanmanın bastırılması sırasında hayatını kaybetmiştir (716). Onun yerine oğlu İnal geçmiştir. Ancak Bilge ve Kül Tigin kardeşler İnal’ın yönetimine karşı çıkmıştır. Tonyukuk’un da yardımıyla İnal ortadan kaldırılmıştır. İnal’ın yerine Bilge, kağan olmuştur. Kül Tigin, orduların başkomutanlığına getirilmiştir.

 

Bilge Kağan Dönemi: Bilge Kağan zamanında II. Kök Türk Devleti en parlak dönemini yaşamıştır. Onun zamanında Basmiller,Karluklar, Kırgızlar ve Türgişler yeniden Kök Türk hâkimiyetine alınmıştır. Düşmanca tavırlarından dolayı Çin üzerine seferler yapılmıştır. Fakat Bilge Kağan barış siyaseti gütmek istediğinden Çin’le savaşmanın toplumuna bir yarar sağlamayacağı düşünmüştür. Bu yüzden onlarla barış yapmıştır.

 

II.Kök Türk Devleti’nin kuruluşunda ve gelişmesinde önemli çalışmaları olan Tonyukuk 727, cesareti ve savaşçılığıyla ünlü Kül Tigin 731, Bilge Kağan ise 734 yılında ölmüştür.

Bilge Kağan’ın ölümünden sonra yönetime gelenler başarılı olamamışlardır. Hanedan üyeleri arasında anlaşmazlıklar başlamıştır. Karluklar, Uygurlar ve Basmiller birleşerek II. Kök Türk Devleti’nin yönetimini ele geçirmişlerdir (744).

 

Kök Türkler Döneminden günümüze ulaşan temel kaynak Orhun Yazıtları’dır. Bu yazıtlar Türk tarihinin ve edebiyatının ilk yazılı örnekleridir. Türk devlet adamlarının millete hesap vermesi, devletin ve halkın karşılıklı olarak görevlerinin belirtilmesi, Türklerde devlet anlayışının kavranması açısından önemlidir.

Gelişmiş bir ticaret hayatına sahip olan Kök Türkler parayı değişim aracı olarak kullanan ilk Türk Devleti’dir.

 

TÜRK TARİHİNİN YAZILI TANIKLARI

 

Türk dilinin ve tarihinin en eski yazılı örnekleri Kök Türk alfabesi ile yazılmış olan yazıtlardır. En önemlileri Orhun Irmağı vadisindeki Orhun Yazıtları (Kök Türk Kitabeleri) ile Talas ve Yenisey bölgesindeki Yenisey Yazıtları’dır. Danimarkalı Wilhelm Thomsen (Vilhelm Tomsen) tarafından 1893’de okunan Orhun yazıtları, Tonyukuk (725), Kül Tigin (732) ve Bilge Kağan (735) adına dikilmiştir.

 

Bilge Kağan yazıtında Kök Türk Devleti’nin kuruluşu ve elli yıllık tutsaklık dönemi şöyle anlatılmaktadır: “Üstte mavi gök, altta yağız yer kılındıkta, ikisi arasında insanoğlu kılınmış. İnsanoğlunun üzerine ecdadım Bumin Kağan, İstemi Kağan oturmuş. Oturarak Türk milletinin ilini, töresini tutuvermiş, düzene sokuvermiş. Beyleri, milleti ahenksiz olduğu için, Çin milleti hilekâr ve sahtekâr olduğu için, küçük kardeş ve büyük kardeşi birbirine düşürdüğü için bey ve milleti karşılıklı çekiştirttiği için, Türk milleti il yaptığı ilini elden çıkarmış, kağan yaptığı kağanını kaybedivermiş. Çin milletine beylik erkek evladını kul kıldı, hanımlık kız evladını cariye kıldı. Türk beyleri Türk adını bıraktı. Çinli beyler Çin adını tutarak, Çin kağanına itaat etmiş. Elli yıl işi gücü vermiş…” Türk halk kitlesi şöyle demiş: “İlli millet idim, ilim şimdi hani. Kime illi kazanıyorum der imiş.

 

Kağanlı millet idim, kağanım hani, ne kağana işi gücü veriyorum der imiş.

 

Öyle deyip Çin kağanına düşman olmuş. Düşman olup, kendisini tanzim ve tertip edemediğinden yine tabi olmuş.”

Bilge Kağan, Kül Tigin anıtında da Çin politikası hakkındaki görüşlerini belirtmektedir: “Çin milletinin sözü tatlı, ipek kumaşı yumuşak imiş. Tatlı sözle, yumuşak ipek kumaşla aldatıp uzak milleti öylece yaklaştırırmış. Yaklaştırıp konduktan sonra, kötü şeyleri o zaman düşünürmüş. İyi bilgili insanı, iyi cesur insanı yürütmezmiş. Bir insan yanılsa, kabilesi, milleti, akrabasına kadar barındırmazmış. Tatlı sözüne, yumuşak ipek kumaşına aldanıp çok çok, Türk milleti, öldün; Türk milleti, öleceksin! Türk, Oğuz beyleri, millet işitin: Üstte gök basmasa, altta yer delinmese, Türk milleti, ilini, töreni kim bozabilir?”

 

Tanrı buyurduğu için kendim devletli olduğum için, kağan oturdum. Kağan oturup aç, fakir milleti hep toplattım. Fakir milleti zengin kıldım. Az milleti çok kıldım. Yoksa, bu sözümde yalan var mı? Türk beyleri, milleti, bunu işitin! Türk milletini toplayıp il tutacağını burada vurdum. Dört taraf hep düşman imiş. Ordu sevk ederek dört taraftaki milleti hep almış, hep tabi kılmış. Başlıya baş eğdirmiş, dizliye diz çöktürmüş. Doğuda Kadırkan ormanına kadar, batıda Demir Kapıya kadar kondurmuş. İkisi arasında vefat etmiş.

 

Tonyukuk da kendi adıyla anılan yazıtında, II. Kök Türk Devleti’nin kuruluş dönemini özetlemektedir: “Kapgan Kağan oturdu. Gece uyumadı, gündüz oturmadı. Kızıl kanımı döktürerek, kara terimi koşturarak işi, gücü verdim hep. Uzun keşif kolunu yine gönderdim hep. Siperi, nöbet yerini büyüttüm hep. Geri dönen düşmanı getirirdim. Kağanımla ordu gönderdim. Tanrı korusun, bu Türk milleti arasında silahlı düşmanı koşturmadım. Damgalı atı koşturmadım. İlteriş Kağan kazanmasa ve ben kendim kazanmasam, il de millet de yok olacaktı. Kazandığı için, ve kendim kazandığım için il de il oldu, millet de millet oldu.”

 

Nihad Sami Banarlı, Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, Orhun Abideleri, s. 61-71’den özetlenmiştir.

 

TÜRKLERDE KADININ TOPLUMDAKİ ROLÜ

 

İslamiyet’ten önceki Türklere ait bilgiler MÖ 4000 yıllarına kadar gitmektedir. Bu bilgilere göre kadın ata binme, silah kullanma, savaşabilme özelliklerine sahiptir. Türkler tarihleri boyunca kadına değer vermişler ve onu yüceltmişlerdir. Dede Korkut Hikâyeleri’nde ve Kutadgu Bilig’de Türk kadınından saygıyla bahsedilir.

 

Ziya Gökalp’in “Türkçülüğün Esasları” adlı eserinde İslamiyetin kabulünden önceki dönemde Türk kadınının konumu ayrıntılı bir biçimde verilir. Bu eserde yer alan bilgilere göre eski Türklerde ana ve baba soyu değerce birbirine eşit tutulur. Ailede mal ve mülk tümüyle ortaktır. Çocukların velayetinde anne ve baba ortak hakka sahiptir. Türk toplumlarında devlet yönetiminde hakan ve hatunun sorumlulukları ortaktır.

 

Hatta yasa mahiyetindeki emirnameler hatun ve hakanın imzası olmazsa yürürlüğe konulmaz. Ayrıca elçi kabulünde, şölenlerde, kengeşlerde, kurultaylarda, ibadetlerde ve ayinlerde, harp ve sulh meclislerinde hatun da mutlaka hakanla beraber bulunur. Türk devletlerinde kadın yalnız ev içinde değil, tarlada, pazarda ve hatta devlet işlerinde eşinin yardımcısı olup, özellikle sosyal etkinliklerde ön planda yer almaktadır.

 

Vahap Sağ, “Tarihsel Süreç İçerisinde Türk Kadını ve Atatürk”, s. 11-13’ten özetlenmiştir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.