İslam Öncesi Türk Tarihi Özeti Ders Notu

İSLAM ÖNCESİ TÜRK TARİHİ

  • En eski Türk kültürünün açığa çıktığı merkezler Anav, Kelteminar, Afanesyevo, Andronova ve Karasuk‘tur. Yarı göçebe bir hayat yaşayan Orta Asya Türkleri, değişik zamanlarda bazı nedenlerle başka bölgelere göçmüşlerdir.
  • Göçler doğuda Çin’e, güneyde Hindistan’a yönelmiştir. Batıda ise Hazar’ın kuzeyinden Rusya ve Orta Avrupa’ya, Hazar’ın güneyinden İran, Mezopotamya ve Mısır’a doğru gerçekleşmiştir. Bu göçlerin başlıca sebepleri şunlardır:
  • Toprakların verimsizliğinden dolayı iktisadi sıkıntının artması,
  • İklim şartlarının değişmesinden dolayı kuraklığın başgöstermesi,
  • Nüfus artışından dolayı otlakların yetersiz kalması,
  • Soydaş veya yabancı kavimlere yenilenlerin, “bağımsız yaşama arzusu”yla yurtlarını terk etmeleri.
  • Göçlerden dolayı Türk tarihini belli bir zaman kesitinde, belli bir coğrafyada, bir bütün halinde incelemek zordur. Göçler nedeniyle Orta Asya Türk kültürü dünyanın değişik yerlerine yayılmış, yeni devletler kurulmuş, Avrupa ve Asya ‘nın siyasi ve sosyal yapısında önemli değişiklikler meydana gelmiştir.

İLK TÜRK DEVLETLERİ

1) Büyük Hun Devleti (Asya Hun Devleti):

  • Orta Asya’da kurulan ilk teşkilatlı Türk devletidir. Hunlar, MÖ III. yüzyılda önemli bir güç haline geldiler. Ötüken merkez olmak üzere geniş bir alana yayıldılar. Bilinen ilk Hun hakanı Teoman’dır. Devlet, Mete zamanında güçlendi. Hunlar, tarihte ilk defa bütün Türkleri bir çatı etrafında topladılar. İpek Yolu hakimiyetinden dolayı Çinlilerle uzun süre savaştılar. Çinliler, Hun akınlarını durdurmak için Çin Seddi‘ni yaptılar. Mete, sonraki Türk devletlerine örnek olacak bir siyasi yapı bıraktı.
  • Hun hükümdarlarının Çinli prenseslerle evlenmeleri, Çin ipeğine düşkün olmaları ve İpek Yolu hakimiyetinin kaybedilmesi devletin çökmesine neden oldu. MS 48’de Hun İmparatorluğu ikiye ayrıldı. Kuzey Hunları, Çin saldırıları ve kuraklık yüzünden batıya göçtüler. Güney Hunları ise Çin egemenliğine girdiler (216).

Kavimler Göçü:

  • Büyük Hun Devleti’nin yıkılmasından sonra, Asya’nın batısında oturan Hunlar, Doğu Avrupa’ya doğru harekete geçtiler. Karadeniz’in kuzeyi ile Doğu Avrupa’da o tarihlerde Ostrogot, Vizigot, Gepit, Lombard ve Vandallar gibi Germen kavimleri ile bazı Slav kabileler yaşıyordu. Hunların Volga Nehri’nin batısına geçmesiyle bölgede bir göç harekatı başladı. Hunların önünden kaçan kavimler Roma’ya kadar giderek Avrupa’nın siyasi yapısını değiştirdiler. Bu olaya Kavimler Göçü

Sonuç:

  • Avrupa’nın en büyük gücü olan Roma İmparatorluğu Doğu ve Batı olmak üzere ikiye ayrıldı.
  • Batı Roma İmparatorluğu yıkıldı. Toprakları üzerinde birçok Germen devleti kuruldu.
  • Germenler Hristiyanlığı kabul ederek Ortaçağ Avrupası’na damgalarını vurdular.
  • Avrupa’nın siyasi, sosyal ve etnik yapısı değişti.
  • İlkçağ kapandı, Ortaçağ başladı. Feodalite rejimi ortaya çıktı. Skolastik düşünce yayıldı.

2)            Avrupa Hun Devleti:

  • Aral Dağları’ndan Tuna’ya kadar olan bölgede kuruldu. Avrupa Hunlarının en parlak dönemi olan Atilla zamanında Balkan Seferi düzenlenmiş, Bizans’la Margos ve Anatolios barışları yapılmış, Bizans vergiye bağlanmıştır. Atilla, daha sonra Batı Roma’ya sefer düzenlediyse de, Papa’nın ricası üzerine Roma’yı almaktan vazgeçti. Atilla’dan sonra, iç isyanlar ve Bizans saldırıları devletin zayıflamasına ve yıkılmasına yol açtı. Hunlar, bir yandan bozkır yaşamını Avrupa’ya taşırken, öte yandan egemenlikleri altındaki kavimlerin kültürlerinden etkilendiler. IV. yüzyıldan itibaren, Hristiyanlaşarak yerli topluluklara karıştılar, milli benliklerini yitirdiler.

 

3)            Akhunlar (Eftalitler):

  • Kuzey Hunlarının soyundan gelen Akhunlar, Çin egemenliğini kabul etmeyerek Batı Türkistan ve Kuzey Afganistan arasındaki bölgeye yerleştiler. Sasani ve Göktürklerle mücadele ettiler. Sonunda Göktürkler tarafından ortadan kaldırıldılar (567).

4) Göktürk Devleti:

  • Orta Asya’da kurulan ikinci büyük Türk devletidir. Türk adını ilk defa bir devlet adı olarak kullanmışlardır. Göktürklerde kağanlık Bumin Kağan’la başlar (552). Ötüken’i başkent yapan Bumin Kağan Avarları yenerek bağımsızlığını kazandı. Türklerdeki “ikili teşkilat” gereğince, devletin Batı kanadının yönetimini kardeşi İstemi Han Yabgu’ya verdi. Kendisi de Doğu bölgesini idare etti. İstemi Han, Akhunları itaat altına aldı. İpek Yolu‘nu kontrol etti. Fakat zamanla, iç çekişmeler ve Çin müdahalesi sonucu zayıflayan devlet, Doğu ve Batı olmak üzere ikiye ayrıldı (582). Daha sonra Göktürkler bir süre Çin hakimiyetine girdiler.

Not: İpek Yolu’na hâkim olma mücadelesi Göktürk, Sasani ve Bizanslıları karşı karşıya getirmiştir. Türklerin doğudan, Bizanslıların ise batıdan saldırıları Sasani Devleti’ni zayıflatmış; bu durum, ileride İslam ordularının İran’ı fethini kolaylaştırmıştır.

 

5) İkinci Göktürk (Kutluk) Devleti:

  • Kutluk İlteriş Kağan, Çin esaretine son vererek devleti yeniden kurdu (681). Vezir Tonyukuk sayesinde Göktürkler kısa sürede eski güçlerine kavuştular. Bilge ve KülTekin kağanlardan sonra yeniden iç çekişmeler başladı. Türk boylarından Basmil, Karluk ve Uygurlar isyan ettiler. Uygurlar Göktürk Devleti’ne son darbeyi vurdular.

Not: Tarihte bütün Türklerin tek bir bayrak altında toplandıkları ikinci dönem Göktürkler dönemidir.

6) Uygur Devleti:

  • İkinci Göktürk Devleti’ni yıkarak kendi devletlerini kurdular. Türgeş ve Kırgızları hakimiyet altına aldılar (745). İlk Uygur Kağanı Kutluk Bilge Kül Kağan’dır. Uygurlar, Hun ve Göktürklerin kültür mirasını almış; ancak, bunlardan farklı olarak tam bir yerleşik hayat yaşamışlardır. Saray ve manastırlar yapmış, süsleme sanatını geliştirmiş, kâğıt üzerine yazılmış belgeler bırakmış, siyasi başarılarından ziyade medeni faaliyetleriyle tanınmışlardır. Uygurlar çeşitli dinlerle karşılaşmış, inanç konusunda hoşgörülü davranmış, çabuk din değiştirmiş, Budizm ve Maniheizm dinlerine girmişlerdir.
  • Çin tesiri ve ağır kış koşulları yüzünden sarsılan devlet, Kırgız saldırılarıyla yıkıldı (840). Uygur kabileleri güneye doğru hareket ederek Kansu Uygurları ve Turfan Uygurları devletlerini kurdular. Bunlar zamanla Moğol hakimiyetine girerek, Moğolların Türkleşmesine etki ettiler. Turfan Uygurları XIV. yüzyılda İslamiyet’i kabul ettiler.

DİĞER TÜRK DEVLET ve TOPLULUKLARI

  • Sibirler: Batıya göçtüler. Bizans’la mücadele ettiler. Hazar Devleti’ne temel oluşturdular.
  • Avarlar: Göktürklerin baskısıyla Batı’ya göçtüler. Orta Avrupa’da devlet kurdular. İstanbul’u kuşattılar. Ruslara devlet teşkilatını öğrettiler. Frank saldırılarıyla yıkıldılar. Balkanlar’daki yerli topluluklara karışarak benliklerini kaybettiler.
  • Bulgarlar: Oğuz kökenlidirler. Batıya göçtüler. Avar baskısından kurtularak bağımsız oldular. Hazar saldırılarıyla yıkıldılar. İtil Bulgarları yüzyılda İslamiyet’e girdiler. Tuna Bulgarları ise Hristiyanlığı kabul ederek benliklerini yitirdiler.
  • Hazarlar: İtil merkez olmak üzere bağımsız bir devlet kurdular. Devlet yöneticileri Musevilik dinini kabul ettiler; fakat, inanç konusunda hoşgörülü davrandılar. Ruslar tarafından yıkıldılar.
  • Macarlar: Ogur Türkleriyle karışarak ortaya çıktılar. Peçenek baskısıyla bugünkü yerlerine yerleştiler. Hristiyanlaşarak Türklüklerini terk ettiler.
  • Peçenekler: Batıya göçtüler. Devlet teşkilatı kuramadılar. Bizans hakimiyetine girdiler. Hristiyan-laşarak Balkanlar ve Anadolu’ya yerleştiler. Malazgirt Savaşı’nda Selçukluların safına geçtiler.
  • Kıpçaklar (Kumanlar): Bir kısmı Moğollara karışarak Macaristan’a kadar gitti. Geriye kalanlar Altınordu Devleti‘ne temel oluşturdu. Moğolların Türkleşmesinde etkili oldular. Mücadeleleri Dede Korkut Destanı’na konu olmuştur.
  • Oğuzlar (Uzlar): Bir kısmı Balkanlara yerleşerek zamanla Hristiyanlaştı. Güneye inenler ise İslamiyet’i seçtiler. Selçuklu, Osmanlı ve diğer Türk devletlerini kurdular. İslamiyet’i benimsemeleri, yerleşik hayata geçmelerinde etkili oldu.
  • Türgeşler: Göktürk mirası üzerinde yaşadılar. İslamiyet’in Orta Asya’da yayılmasını önlediler. Karluklar tarafından siyasi hayatlarına son verildi.
  • Kırgızlar: Uygurları yıkarak bağımsız oldular. Sonra, Moğol hakimiyetine girerek Kırgızistan’a yerleştiler. Manas Destanı Kırgızlara aittir.
  • Karluklar: Talas Savaşı’nda Araplara yardım ettiler. Savaştan sonra Müslüman Daha sonra Karahanlı Devleti’ne temel oluşturdular.

İslam Öncesi Türk Devletlerinde Kültür ve Medeniyet

1) Devlet Yönetimi:

  • Bağımsız olarak yaşanan topraklar yurt olarak görülür, bağımsız olunamayan yerler kolayca terk edilirdi. Türkler, hükümdarlara Gök-Tanrı tarafından devleti yönetme yetkisi verildiğine inanırlardı. Bu yetkiye “kut” denirdi. Ülke, hanedan üyelerinin ortak malı olarak görülürdü. Bu egemenlik anlayışı, taht kavgalarının çıkmasına neden olmaktaydı. Hükümdar eşleri idarede söz sahibiydi; devlet meclisine katılır, elçi kabullerinde bulunurlardı.
  • Devlet iki idari bölgeye ayrılarak yönetilirdi. (Sağ-sol, kuzey-güney, doğu-batı). Genellikle sağ, hükümdarın bulunduğu bölgeyi oluştururdu. Bölümlerin başında bulunan yabgular, yarı bağımsız olarak bölgelerini yönetirlerdi. Ancak bütün devleti ilgilendiren konularda ortak hareket ederlerdi. Türklerde siyasi, askeri ve ekonomik kararların alındığı meclise “Kurultay” denirdi. Kurultay bir nevi Danışma Meclisi Alınan kararlar tavsiye niteliğindeydi; hükümdarı tam olarak bağlamazdı.

2)            Hukuk:

  • Devlet işleyişi töre ile düzenlenirdi. Töre, örf Adli teşkilatın başı hükümdardı. Hükümdar töre’nin dışına çıkamazdı. Göçebe hayat şartlarından dolayı hapis cezası oldukça azdı. Adalet işlerine yargıçlar bakardı. İlk yazılı hukuk vesikaları Uygurlar dönemine aittir. Çeşitli konuları içeren bu belgelerin, hukuki terimlerle ve geçmişin örf ve adetleriyle günümüze kadar gelmiş olması Türk kültürünün sürekliliğini gösterir.

3)            Ordu:

  • Her fert asker sayılırdı. Askerlik normal hayatın bir unsuruydu. İlk kez Mete Han tarafından sistemli hale getirilen askeri birlikler “onlu sisteme” göre düzenlenmişti. Savaş silahları olarak süngü, kargı, mızrak, kalkan, kılıç, yay ve ok kullanılmıştır. Türk ordu sistemi Çin, Roma ve Bizans’ı etkilemiştir.

4) Din ve İnanış:

  • Türkler, eşi ve benzeri olmayan, insanlara yol gösteren, onların varlıklarına hükmeden Gök-Tanrı inancına sahiptiler. Bu nedenle puta tapıcılık Bir sihir karakterine sahip olan Şamanizm de eski Türk toplumuna damgasını vurmuştur.
  • Eski Türklerde ahiret inancı vardı. Ölü bütün servet ve atıyla birlikte yakılırdı. Mezarlara “kurgan“, cenaze törenine ise “yuğ” denirdi. Türkler arasında Budizm, Maniheizm, Taoizm, Musevilik, Hristiyanlık ve İslamiyet yayılmıştır. Bu dinler, özellikle kültürel alanda etkili olmuştur. Fakat buna rağmen, Türkler milli benliklerini korumuşlardır.

5) Sosyal ve İktisadi Hayat:

  • İktisadi hayat büyük ölçüde hayvancılığa dayanmaktaydı. Bu nedenle, Hun, Göktürk ve Uygurlarda Bahar Bayramı yapılırdı. (Bu gelenek Yakındoğu’ya taşınmış ve Nevruz Bayramı‘na kaynaklık etmiştir.) Ayrıca ticaret, yağma, haraç ve hediyelerin de iktisadi hayatta önemli yeri vardı. Göktürkler döneminde ihtiyaç fazlası hayvanlar Çin ipeği ile değiştirilmiştir. Uygurlar zamanında Çin’le ticari ilişkiler daha da artmıştır. Çin ipeğinin batıya taşınmasında her ülkenin kârı vardı. Bu durum, İpek Yolu’na hakim olmak isteyen devletler arasında uzun süren mücadelelere neden olmuştur.

6) Yazı, Dil ve Edebiyat:

  • Türkçe’de ziraat ve madenciliğe ait kelimelerin bulunması, daha ilk zamandan itibaren yerleşik bir medeniyete erişmiş olduklarını gösterir. Türklerde ilk alfabeyi Göktürkler kullanmışlardır. Orhun (Göktürk) alfabesi ile yazılan ve yazılı edebiyatın en güzel eserlerinden olan Orhun Kitabeleri’ni bırakmışlardır. Vezir Tonyukuk, Kül Tekin ve Bilge Kağan adına dikilen bu kitabeler:
  • Türk adının geçtiği ilk Türkçe metinlerdir.
  • Türk tarihinin ilk Türkçe kaynaklarıdır.
  • Devlet adamları millete hesap vermişlerdir.
  • Türk uygarlığı, yasaları ve kültürü hakkında bilgi verilmiş; devlet ve halkın karşılıklı olarak görevleri belirtilmiştir.
  • Halkın refahının her şeyin üstünde tutulduğu gösterilmiştir.
  • Eski Türklerde “demokrasi” ve “sosyal devlet” anlayışının varlığı ortaya konmuştur.
  • Uygurlar, Uygur Alfabesi’ni geliştirmişler; çağdaş matbaanın esasını teşkil eden hareketli harf sistemini bulmuşlar ve bu yolla kitap basmışlardır.
  • Sözlü edebiyatın en önemli türü destanlardır. Destanlar gelenek ve görenekleri yansıtır. İslamiyet’ten sonra yazılan Oğuz Kağan Destanı’nda. İslam öncesi olaylar anlatılmıştır. Göktürklerin Türeyiş ve Ergenekon, Uygurların Yaradılış ve Göç, Kırgızların Manas destanları önemlidir.

7) Bilim ve Sanat:

  • Orta Asya Türkleri “On İki Hayvanlı Takvim” diye bir takvim geliştirdiler. Birçok din ve medeniyetten tercüme yapılmış; bilim adamlarına önem verilmiştir. Bilim adamları hükümdara danışmanlık yapmışlardır. Göçebe hayat şartlarından dolayı, genel olarak Türklerde sanat, taşınabilir malzemeden deri, ahşap, metal ve taş işçiliğine dayalıydı. Uygurların yerleşik hayata geçmesiyle birlikte sanat, manastır, saray yapımı ve bunların iç donanımı biçiminde gelişme göstermiştir. Türkler, müzik, şiir ve resimle de uğraşmışlardır.

 

Türk Kültürünün Çevre Kültürlerle Etkileşimi:

1) Türk- Çin İlişkileri:

  • Orta Asya Türklerinin en çok ilişki kurdukları devlet Çin’dir. Hunlar zamanında, iki ülke arasında yapılan antlaşmayla ticaret resmileşmiştir. Göktürkler döneminde ticaret artmış, sınır kasabaları ortak pazar yeri olarak kullanılmıştır. Ticaret genellikle takas usulüyle yapılmış; Çinlilere at satılıp, karşılığında ipek, buğday, demir alınmıştır.

2) Türk – Moğol İlişkileri:

  • Türklerle Moğollar arasındaki coğrafi yakınlık kültürel alanda da etkili olmuştur. Cengiz Yasası’nın oluşmasında Uygur kanunlarının etkisi vardır. Ayrıca Türk devlet yapısı ve askeri teşkilatı da Moğollarda etkili olmuştur. Uygur yazısı ve hükümdarlık ünvanları Moğollar tarafından kullanılmıştır.

3) Türk – Arap İlişkileri

  • Ömer’in Nihavend Savaşı’nda Sasani Devleti’ni yıkması, Müslümanların Türklerle karşılaşmasına yol açtı. Müslümanlarla Çinliler arasında yapılan Talas Savaşı’nda Karluklar Müslümanlara yardım ettiler. Abbasiler döneminde Türkler kitleler halinde Müslüman olarak Abbasi ordusunda görev aldılar. Karşılıklı kültür alışverişi hızlandı. Türk idari ve askeri sisteminin Abbasi Devleti’nde tesiri arttı.

4) Türk – İran İlişkileri

  • Türklerin İranlılarla ilişkileri Göktürkler zamanında yoğunluk kazanmıştır. İranlı tüccarlar İpek Yolu üzerinde koloniler kurmuşlar; böylece, ticaretin gelişmesine ve kültürel etkileşimin artmasına ortam hazırlamışlardır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.