Kafkasya’daki Sorunlar

Kafkasya’daki Sorunlar

 

Kafkasya (Güney Kafkasya) denildiğinde özellikle Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan’ın yer aldığı coğrafya akla gelmektedir. Sovyetler Birliği’nin 1991’de dağılmasıyla bağımsızlığını kazanmış ülkelerin yer aldığı bölge, Transkafkasya olarak da bilinir ve Kafkasya’nın ötesi anlamına gelir. Bu bölgenin başlıca sorunları; Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki Karabağ sorunu, Gürcistan içindeki Güney Osetya ile Abhazya’nın Gürcistan’dan ayrılma talepleri ve bunların bağımsızlığının Rusya tarafından tanınmış olmasından kaynaklanan sorundur.

 

Karabağ Sorunu: Karabağ sorunu 1991’e dayanmaktadır. 1991’de Azerbaycan ve Ermenistan’ın Sovyetlerden ayrılarak bağımsızlığını ilan etmesinin ardından Azerbaycan topraklarının bir parçası olan ancak halkın çoğunluğunu Ermenilerin oluşturduğu Dağlık Karabağ (Yukarı Karabağ) da bağımsızlığını ilan etmiştir. Bunun üzerine Azerbaycan ile Ermeniler arasında çatışmalar başlamıştır. Rusların da müdahalesiyle Karabağ bölgesindeki pek çok yerleşim yeri Rusya destekli Ermeniler tarafından işgal edilmiştir. Tarihe Hocalı Katliamı olarak geçen ve 25-26 Şubat 1992’de Rus ordusunun desteklediği Ermeni askerlerinin Hocalı’ya saldırmaları da bu sırada olmuştur.

 

Gelişmeleri izlemekle yetinen BM ve Batı Ülkeleri, Ermenilerin yaptıkları katliamlara ve işgal hareketlerine ciddi bir tepki göstermemişlerdir. Ermenilerin Mayıs 1992′ de Nahçıvan’ a saldırmalarından sonra Türkiye, 1921 Kars Antlaşması çerçevesinde bölgeyi korumak için askerî müdahalede bulunabileceğini açıklamıştır. Uluslararası toplum Ermenilerin nüfusu 60 binden fazla olan Kelbecer’e saldırmasıyla harekete geçmiştir. Güvenlik Konseyi, 822 sayılı kararı ile Ermeni kuvvetlerinin işgal altındaki topraklardan çekilmesini istediyse de sonuç alınamamıştır. Kararın ardından AGİT bünyesinde ara buluculuk çalışmaları başlatılmıştır. Taraflar arasında 1994’te ateşkes ilan edilmiş ancak bugüne kadar Karabağ bölgesinde Ermeniler tarafından işgal edilmiş Azeri topraklarının durumu, Dağlık Karabağ’ın statüsü ve yerlerinden edilmiş Azerilere ilişkin herhangi bir çözüm ortaya konmamıştır.

 

Abhazya Sorunu: Kafkasya’nın Müslüman halklarından olan Abhazlar 1989 yılından itibaren bağımsızlık yönünde hareketlenmeye başladılar ve 1991 Nisan’nında Gürcistan’ın bağımsızlık ilanını protesto ederek 1992 Ağustos’unda Abhazya Cumhuriyeti adıyla kendi bağımsızlıklarını ilan ettiler. Bu durum onları Gürcü yönetimiyle karşı karşıya getirmiştir. Tarih boyunca Gürcü ve Rus yayılmacılığına maruz kalmış olan Abhazlar, 500 bin dolayında olan toplam nüfusun % 20’sini geçmemektedir. Ermenilerin de % 10 dolayında bulundukları Abhazya’nın başkenti, Shimu’dur.

 

Sovyetler döneminde Rusya Federasyonu’na bağlanarak ayrı bir cumhuriyet olmak istemelerine karşın bu istekleri kabul edilmediği halde, Gürcistan’ın bağımsızlığını kazanması sonrasına rastgelen süreçte Rusya Gürcistan’ı istikrarsızlaştırma uğruna Abhazlara destek vererek diğer bölgelerde olduğu gibi ikiyüzlü bir politika izlemiştir. Söz konusu bağımsızlık ilanı üzerine Gürcü hükümetinin harekete geçerek Shimu’yu ele geçirmesiyle devreye giren Rusya; Gürcistan’ın bölgede denetim kurmasını BDT’ye (Bağımsız Devletler Topluluğu) üye olması ve topraklarında Rusya’ya üsler vermesi şartlarına bağlamıştır. Nitekim Rusya’nın devreye girmesiyle taraflar ateşkes imzalamış ve bölgeye barış gücü konuşlandırılmıştır. BDT’ye üye olmayı kabul etmiş olsa bile Rusya’nın isteklerinin hepsini kabul etmeyen Gürcü hükümetinin tutumu dolayısıyla Rusya’nın da yardımıyla Abhazların de facto bağımsızlık kazandıkları dikkati çekmektedir.

 

Gürcü yönetiminin 8 Ağustos 2008’de bağımsızlığını ilan eden Güney Osetya’ya askerî müdahalede bulunması Rusya’nın da müdahalesini doğurmuş, bu esnada 10 Ağustos’ta Abhazya Gürcistan’dan bağımsızlığını ilan etmiştir. Bunun üzerine Rusya, Gürcü askerlerinin derhal Abhazya’dan çekilmelerini istemiştir. Moskova yönetimi 26 Ağustos’ta aldığı kararla Güney Osetya ile Abhazya’ nın bağımsızlığını tanımıştır. Abhazya ve Güney Osetya’nm bağımsızlığı; Rusya dışında Nikaragua (2008),Venezüella (2009) ve Nauru (2009) tarafından tanınmıştır.

 

Güney Osetya Sorunu: Gürcü yönetimine bağlı olan Güney Osetya; başkenti Tshinvali olan, yaklaşık 100 bin civarında nüfusa sahip bir yönetim birimidir. Nüfusun % 66’sini Osetlerin oluşturduğu Güney Osetya’nm 1989’da Kuzeyle birleşmek için harekete geçmesi Gürcü hükümetinin tepkisine yol açmış ve bölgeyi denetim altına almak istemesiyle çatışmalar başlamıştır. Osetlerin 1990’da bir Sovyet Cumhuriyeti kurarak kendilerini Moskova’ya bağlamak istemelerine hem Moskova yönetimi hem de Tiflis yönetimi karşı çıkmıştır. Arkasından harekete geçen Gürcü yönetimi daha da ileri giderek Güney Osetya’nın o güne kadar var olan özerkliklerini de kaldırıp bölgede sıkıyönetim ilan etmiştir. Çıkan şiddetli çatışmalar üzerine Gürcü yönetiminin bölgedeki otoritesi kırılmıştır.

 

Bu süreçte harekete geçen Rusya, sınıra asker yığarak Güney Osetya’nın Gürcistan’dan ayrılma talebine açıkça destek vermiştir. Nitekim 1992 Haziran’ında Gürcüler ile Osetler arasında bir güvenlik koridoru oluşturulmasını da öngören ateşkesin ardından bölgeye barış gücü konuşlandırılmıştır. Osetler, Gürcülerin tanımamasına rağmen 2008’e kadar yarı bağımsız bir devlet gibi hareket etmiştir. 2008 Ağustos başında Güney Osetya’nın bağımsızlığını ilan etmesi üzerine Gürcistan ile Güney Osetya arasında başlayan çatışma, Rusya’nın askerî müdahalesiyle yeni bir boyut kazanmıştır. Rusya, çatışmanın sona ermesinin ardından Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsızlığını tanıma kararı almıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.