Asya Pasifik Çin Japonya’daki Sorunlar

Asya Pasifik Çin Japonya’daki Sorunlar

Asya-Pasifik-Çin-Japonya

Bu bölgenin temel sorunları; Hindistan ve Pakistan arasındaki Keşmir sorunu, Tayvan ile Çin arasındaki sorun ile Kuzey Kore’nin nükleer güç olma talebinden kaynaklanan sorundur.

Bu sorunlardan en önemlisi hâlâ çözülmemiş olan 1947’de Hindistan ve Pakistan ayrılıp iki ayrı bağımsız devlet olduğunda ortaya çıkan ve günümüze kadar devam eden Keşmir sorunudur. İki ülkeyi birçok defa karşı karşıya getiren, Pakistan’ın nükleer silaha sahip olmasının en önemli nedenini oluşturan sorun; nüfusunun yaklaşık % 80’ini Müslümanların meydana getirdiği ancak Hindistan’ın denetiminde bulunan Jammu-Keşmir eyaleti yüzünden yaşanan sorundur. Bu mücadele, son zamanlarda tamamen Keşmir halkının özgürlük mücadelesine dönüşmüş olsa da iki ülkeyi karşı karşıya getirme potansiyeli taşımaktadır.

İki devlet arasında Keşmir yüzünden çıkan sürtüşmeler; biri bağımsızlıktan hemen sonra 1948’de, diğeri de 1965’te olmak üzere iki defa savaşa dönüşmüştür. Keşmir halkı 1949’da BM tarafından da kabul edilen plebisit (halk oylaması) kararının uygulanmasını ve kendi geleceklerini belirleme haklarının Hindistan tarafından yarım yüzyıldır engellenmeye çalışılmasına dünya kamuoyunun ilgi göstermesini beklemektedir. Bu beklentileri karşısındaki uluslararası kamuoyunun, uluslararası evrensel kuruluşların ilgisizliğine ve Hindistan hükümetinin uyguladığı bastırma, sindirme, asimilasyon karşısındaki duyarsızlığına anlam veremeyen Keşmir halkı; 1987’den bu yana bu işgale kendi imkânlarıyla karşı çıkmaya karar vermiştir. Keşmir halkının en büyük arzusu, mücadelelerinin ve haklı davalarının dünyaya duyurulması ve kendilerinin ayrılıkçı veya terörist olarak görülme yanlışlığına düşme yanılgısından uluslararası kamuoyunun kurtarılmasıdır.

Kuzey Kore’nin nükleer silaha sahip olmak istemesinden kaynaklanan sorun, Pasifik bölgesindeki en ciddi sorunlardan biridir. ABD, Çin, Rusya, Japonya ve Güney Kore’nin Kuzey Kore ile görüşmeleri (altı devlet müzakereleri) 2003’te başlamış, 2005’te görüşmeler askıya alınmış, Kuzey Kore’nin 2006’da yeni bir füze denemesi gerçekleştirerek Japonya’yı vuracak kapasiteye ulaştığını göstermesi ile Kuzey Kore sorununu tekrar bölgenin en önemli sorunu haline getirmiştir. Ekonomik yardımların kesilmesi ya da ekonomik ambargo uygulanması gibi önlemlerin Kuzey Kore yönetimi üzerinde etkili olmadığı anlaşılmaktadır. Nükleer silahlara sahip olduğu bilinen Kuzey Kore’nin bunların hedefe gönderilmesi için sahip olduğu balistik füzelerin menzili içinde Amerikan müttefiki ülkelerin bulunması sorunu ABD açısından da yaşamsal hale getirmektedir. 1945 Antlaşmasıyla silahsızlandırılmış Japonya’nın olası bir saldırı karşısında Kuzey Kore’nin füze rampalarını vurmak için planlar yapmasının, bölgedeki silahlanma dengesinde radikal değişiklikleri beraberinde getireceğinden endişe edilmektedir. Kuzey Kore sorunu başta Güney Kore olmak üzere bölgedeki diğer ülkeleri de tedirgin etmektedir.

Çin ile Tayvan arasındaki sorun, Tayvan’ın Çin Cumhuriyeti adını kullanmasından ve Çin ile birleşmek istememesinden kaynaklanmaktadır. Tayvan hükümeti bağımsızlık konusunu gündeme getirmese de günün birinde Tayvan halkının bağımsızlık talebinin hayata geçme ihtimali Çin Halk Cumhuriyeti’ni kaygılandırmaktadır. Tayvan’ın bağımsızlık yönündeki talepleri şimdilik ABD tarafından önlenmektedir. ABD’nin sağladığı güvenlik karşısında bu dayanışma, Çin Halk Cumhuriyeti’ni rahatsız etmektedir. Şimdilik tek Çin politikasını sürdüren Amerikan yönetimi, Tayvan’ın bağımsızlığı sorununun uzun vadede çözülebileceğini düşünerek meseleyi zamana bırakmayı tercih etmektedir. Çin ile Tayvan arasında yaşanan Tayvan Boğazı’ndaki egemenlik sorunu da ABD’yi sorunun bir parçası haline getirmektedir. Zira ABD ile Tayvan arasındaki 1979 tarihli Güvenlik İşbirliği Antlaşması, ABD’yi Tayvan’ın güvenliğinden sorumlu bir ülke konumuna sokmuştur. Bu durum, Tayvan Boğazı’ndaki bir çatışmada ABD’yi sürecin bir parçası haline getirmektedir.

Diğer taraftan Tayvan sorunu, aynı zamanda Çin ile Japonya arasındaki birçok sorundan biridir. II. Dünya Savaşı öncesinde Japonya’nın elinde bulunan Tayvan; 1945’te ABD ile Japonya arasında yapılan antlaşma ile ABD’ye bırakılmış, ABD Tayvan’ın Çin’in bir parçası olduğunu 1972’de kabul etmiştir. Japonya’nın 1996’da açıkladığı güvenlik stratejisinde Tayvan’ın Japonya’nın güvenlik alanında gösterilmesi, Çin’i tehdit eden önemli bir unsur olarak algılanmıştır.

Çin ile Japonya arasındaki sorunların biri de Doğu Çin Denizi’ndeki deniz alanları ve üzerindeki hava sahasına ilişkin egemenlik iddiasından kaynaklanmaktadır. Sorun, adaların statüsünden ve bölgedeki münhasır ekonomik bölgelerin kullanımından kaynaklanmaktadır. Japonya’nın 2005’te aldığı bir kararla bölgedeki petrol kaynaklarının kullanımına tek başına karar verecek olması iki ülke arasındaki ilişkileri gerginleştirmiştir.

Çin ile Japonya arasındaki bir başka sorun ise ABD ile Japonya arasında 1996’da imzalanan Savunma İşbirliği Antlaşmasıdır. Söz konusu Antlaşma’nın Kuzey Kore’ye karşı yapılmış olduğu açıklanmışsa da bunun kendine yönelik olduğunu düşünen Çin, bundan rahatsızlık duymaktadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.