Paylaşılamayan Orta Doğu

PAYLAŞILAMAYAN ORTADOĞU

Ortadoğu bölgesi, Asya, Afrika ve Avrupa kıtaları arasında geçiş kavşağı durumundadır. Bu özelliği nedeniyle Ortadoğu, hem XIX. yüzyılda, hem de özellikle II. Dünya Savaşı’nın ardından dünya politikasında merkezi bir rol oynadı.

II. Dünya Savaşı’ndan sonra Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde bağımsızlık mücadeleleri başladı. 1946’da Suriye ve Lübnan, Fransa’nın çekilmesiyle bağımsızlıklarını kazandılar. Aynı yılda İngiltere, Ürdün’e bağımsızlık verdi. Yemen, Mısır ve Irak’ta bağımsızlık hareketleri başladı. Böylece II. Dünya Savaşı’nın ardından Ortadoğu’da sömürge egemenliği gücünü yitirmeye başladı. 1952’de Libya bağımsızlığını kazandı. İngiltere’nin 1955’te Sudan’dan çekilmesiyle 1956’da Cumhuriyet ilan edildi.  1956’da  İngiltere Mısır’dan çekilirken  Fransız ve İspanyol bölgelerinin birleşmesiyle Fas Devleti ortaya çıktı. Aynı dönemde Fransa Tunus’un bağımsızlığını tanımak zorunda kaldı.

Böylece II. Dünya Savaşı’nın ardından manda yönetimlerinin kaldırmasıyla Fransa ve İngiltere’nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika üzerindeki etkinliği de zayıflamış oldu. Petrolün, temel enerji kaynağı olması nedeniyle savaş sonrası Ortadoğu’da enerji mücadelesi kaçınılmaz oldu. Batı, Ortadoğu petrolüne bağlı olduğu için  Batılı devletlerin dış politikalarını petrole olan bağımlılık belirler. Ortadoğu çatışmaları petrolden kaynaklanmış ve Arap-İsrail arasındaki milliyetçilik  çatışmalarıyla şiddetlenmiştir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.