Sevr Barış Antlaşması (10 Ağustos 1920)

SEVR BARIŞ ANTLAŞMASI (10 AĞUSTOS 1920)

SEVR ANTLAŞMASI’NIN İMZALANMASINI GECİKTİREN NEDENLER

1-  I. Dünya Savaşı devam ederken, İtilaf Devletleri’nin aralarında yaptıkları gizli antlaşmalarla İtalya’ya verilmesi planlanan Batı Anadolu’nun, 1919 Paris Konferansı’nda Yunanlılara verilmesi, bunun sonucu olarak da İtilaf Devletleri arasında anlaşmazlıkların başlaması

2-  Mondros Ateşkesi’nin geçici olmasına karşın kalıcı hükümler içermesi

3-  İtilaf Devletleri’nin hiç ummadıkları bir biçimde Anadolu’da Kurtuluş Hareketi’nin başlaması ve genişleyip güçlenmesi

4-  İtilaf Devletlerinin iç ayaklanmalar çıkartmak yoluyla amaçlarına ulaşabileceklerini düşünmeleri

 

Antlaşma Öncesi Yapılan Hazırlıkları ve Antlaşmanın İmzalanmasının Nedenleri:

1-  İtilaf Devletleri, bir yandan kendi aralarındaki anlaşmazlıkları gidermeye çalışırken, diğer yandan Anadolu’da çeşitli ayaklanmalar çıkararak amaçlarına kısa yoldan ulaşmak istediler. Ancak ayaklanmalardan umdukları sonucu alamadılar.

2-  TBMM’nin açılması, Yeni Türk Devleti’nin kuruluşunun dünyaya duyurulması ve I. TBMM’nin önderliğinde Anadolu Hareketi’nin gittikçe güçlenmesi üzerine İstanbul Hükümeti ve İtilaf Devletleri’nin telaşa düşmesi

3-  İstanbul Hükümeti’nin varlığını sürdürebilmek amacıyla İtilaf Devletleriyle hemen bir barış antlaşması imzalayıp Anadolu Hareketi’ni sona erdirmek istemesi

4-  I. Dünya Savaşı’ndan sonra Osmanlı Devleti’yle yapacakları barış antlaşmasını sonraya bırakan İtilaf Devletleri’nin Anadolu işgallerinin direnişle karşılanması ve işgallerin tehlikeye düşmesi üzerine Anadolu’nun paylaşımı konusundaki anlaşmazlıkları bir tarafa bırakarak bir araya gelmeleri

5-  Barış Antlaşmasının imzalanmasını çabuklaştırmak isteyen İngilizlerin desteklediği Yunan kuvvetlerinin 22 Haziran 1920’de Bursa-Uşak çizgisini aşarak Batı Anadolu’da işgalleri hızlandırması, ardından Trakya’yı işgal etmeleri üzerine Osmanlı yöneticilerinin telaşa düşmesi

 

SAN-REMO KONFERANSI (18-26 NİSAN 1920)

 

18 Ocak 1919’da Paris’te toplanan Barış Konferansı, Avrupa sorununu çözümlemişti. Fakat Osmanlı Devleti’nin geleceği konusunda henüz bağlayıcı bir sonuca varılamamıştı. Daha sonra Paris Barış Konferansı kadar geniş tabanlı olmayan görüşmeler yapılarak Dünya Barışı sağlanmaya çalışıldı.

Kendi düşüncelerine göre dünyada bir barış düzeni kurmak isteyen İngiltere, Fransa ve İtalya devletlerinin temsilcileri Londra’da toplanarak çeşitli görüşmeler yaptılar. Osmanlı Devleti ile yapılacak Barış Antlaşmasının esaslarını belirlemek amacıyla düzenlenen Londra Konferansı, (12 Şubat-10 Mart 1920) nın son toplantısında gelecekte yapılacak görüşmelerin İtalya’nın San-Remo kentinde yapılmasını kararlaştırdı.

18-26 Nisan 1920 tarihleri arasında yapılan San-Remo Konferansı’na İngiltere, Fransa ve İtalya devletlerinin temsilcileri katıldı. Her devletin iki üyeyle katıldığı konferansta bir komisyon oluşturuldu. Bu komisyon, Paris ve Londra Konferanslarının belirlediği esaslara göre bir antlaşma metni hazırlayacaktı. Daha önce yapılan görüşmelerde Türkiye ile yapılacak Barış Antlaşması’nın ana ilkeleri belirlenmediği için San-Remo’da buna son şekil verildi.

 

San-Remo Konferansı’nda belirlenen barış şartları özetle şöyle idi:

İngiltere, Irak ve Filistin’de, Fransa Suriye’de mandater olarak hak sahibi olacak Güney ve Güneydoğu Anadolu’da, Anadolu içlerine kadar uzanan İtalya ve Fransa’ya ait bölgeler oluşturulacak, İngiltere’nin koruyuculuğu altında bir Kürdistan Devleti kurulacak, Doğu Anadolu Ermenilere verilecek, İzmir, Batı Trakya ve Doğu Trakya’nın büyük bölümü Yunanistan’a verilecek, Boğazlar uluslararası bir komisyonun yönetimine bırakılacaktı.

Osmanlı Devleti’ni parçalamayı amaçlayan İtilaf Devletleri, belirledikleri şartları duyurmak üzere Türk temsilcilerinin de konferansa katılmasını zorunlu gördüler.

 

SEVR BARIŞ ANTLAŞMASI’NIN HAZIRLANMASI VE OSMANLI HÜKÜMETİ TARAFINDAN İMZALANMASI

İtilaf Devletleri’nin San-Remo Konferansı’nda alınan kararları Osmanlılara duyurmak için, Osmanlı Devleti’nin de konferansa çağrılması üzerine, Osmanlı Hükümeti Sadrazam Tevfik Paşa başkanlığında bir heyet yolladı.

San-Remo’ya gözlemci olarak giden Tevfik Paşa barış taslağını görünce dehşete düştü. Barışın imzalanmasıyla birlikte bağımsızlığın yok olacağını, devletin ortadan kalkacağını vurguladı ve imzalamadan geri döndü.

İtilaf Devletleri, antlaşma koşullarının kabul edilmesini hızlandırmak amacıyla Yunanlıları 22 Haziran 1920’den itibaren büyük bir saldırıya geçirdiler.

Böylece Batı Anadolu’da Yunanistan daha geniş topraklar kazanacak ve Türk tarafını barışa razı edecekti. İlerleyen Yunan kuvvetleri Balıkesir, Karamürsel, Mudanya ve Nazilli’yi ele geçirdiler. Ardından Bursa-Uşak çizgisinin doğusuna kadar geldiler. Yunanlılar, Milne Hattı’nda durdukları zaman 14 bin km2 lik bir toprağı ele geçirmişlerdi. Şimdi ise Yunanlıların işgal ettikleri topraklar 54 bin km2 ye ulaşmıştı.

Batı Anadolu’daki başarılardan cesaretlenen Yunanlılar, 20 Temmuz 1920’den itibaren Doğu Trakya’da ilerlemeye başladılar. Doğu Trakya kısa sürede Yunanlıların eline geçmiştir.

Bu gelişmeler karşısında İstanbul Hükümeti antlaşmanın kabul edilmesine karar verdi.

Anayasaya göre yapılacak barışın mecliste görüşülerek kabul edilmesi gerekiyordu. Mebusan Meclisi kapalı olduğundan Padişah Vahdettin ve Sadrazam Damat Ferit Paşa, eski komutan ve vezirlerden oluşan “Saltanat Şurası”nı topladılar. Padişah sorumluluğu bu kurulun üzerine yıkmayı amaçlamıştır. Saltanat Şurası barışın yapılmasını kabul etti ve Paris’e gönderilen heyet Sevr Barış Antlaşması’nı imzaladı (10 Ağustos 1920).

 

SEVR BARIŞ ANTLAŞMASI’NIN HÜKÜMLERİ

 

 

1-    İstanbul, Osmanlı Devleti’nin başkenti olarak kalacak, ancak azınlıkların hakları gözetilmezse Türklerin elinden alınacaktı.

2-    Boğazlar, savaş ve barış zamanında bile bütün devletlerin gemilerine açık olacak, Türklerin etkisinin olmadığı uluslararası bir komisyon tarafından yönetilecekti.

3-    Antlaşmanın yürürlüğe girmesinden itibaren altı ay içinde İngiltere, Fransa ve İtalya temsilcilerinden oluşan bir kurul, Doğu Anadolu’da Ermenistan ve Kürdistan Devletlerinin kurulmasını belirleyecekti.

4-    Sınırları, İngiltere, Fransa ve İtalya temsilcileri tarafından çizilecek İzmir ile birlikte Ege Bölgesinin büyük bir bölümü ve Midye-Enez çizgisinin batısındaki bütün topraklar Yunanistan’a verilecekti.

5-    Adana ve Maraş üzerinden Mardin’e kadar uzanan çizgi güney sınırımızı oluşturacak ve bu sınırın güneyinde kalan topraklarla Suriye Fransızlara verilecekti.

6-    Antalya ve Konya dahil olmak üzere iç Batı Anadolu’nun büyük bir bölümü İtalyanların nüfuzu altına girecekti.

7-    Osmanlı Devleti’nin sınırları İstanbul dolayları ve Anadolu’nun küçük bir bölümü ile sınırlandırılacaktı.

8-    Osmanlı Devleti sınırları içinde bulunan Arap ülkeleri İngiliz ve Fransızlar arasında paylaştırılıp, manda altına alınacaktı.

9-    İç güvenliği sağlamak amacıyla 50.000 kişilik ordu bırakılacak ve ağır silahlar olmayacaktı.

10-  Kapitülasyonlardan bütün devletler faydalanacak ve içeriği genişletilecekti.

11-  Azınlıklara Türklerden daha fazla hak verilecekti.

Bu antlaşma, işgal baskısı altındaki bir hükümet tarafından imzalanmıştır.

Sevr Antlaşması’nı, imzalayan devletlerin yetkili organlarınca onaylanması gerekiyordu. Bu anlamda Osmanlı Hükümeti’nin alacağı kararların Meşrutiyet gereği Mebusan Meclisi tarafından onaylanması gerekmektedir. Padişah 11 Nisan 1920’de meclisi feshettiği için Osmanlı Parlamentosu barışı görüşemedi. Kaldı ki Son Osmanlı Meclisi dağıtılmadan önce imzalanması muhtemel böyle bir antlaşmayı reddetmiştir. Misak-ı Milli Kararları’nı kabul ve ilan etmiş, vatanın bölünmez bir bütün olduğuna karar vermiştir.

Bu nedenle Padişah Sevr Antlaşması’nı onaylamakla Misak-ı Milli kararlarına, yani Ulusal İrade’ye ters düşmüş oluyordu.

Ankara’daki TBMM Hükümeti ise antlaşmayı reddetmiş, imzalayanları da vatan haini ve vatansız saymış ve uygulanmasına fırsat vermemiştir.

Batılı devletler arasında bu antlaşmayı Yunanistan’dan başka onaylayan olmadı. Bu nedenle Sevr hukuki bir geçerlilik kazanmadı. Ölü doğmuş ve kağıt üzerinde kalmaya mahkum bir antlaşmadır. Lozan Antlaşması bu durumu resmileştirmiş oldu.

Padişahın Sevr Barışı’nı kabul etmesi azınlık çıkarlarına, İtilaf Devletleri’nin görüşüne ve Mondros hükümlerine ters değil, uygundur.

Bir antlaşmanın içeriği ne olursa olsun padişahın onaylaması Monarşik anlayışa da ters değildir. Oysa Türk halkını yok sayan, egemenliğini ve bağımsızlığını ortadan kaldıran böyle bir antlaşma, bağımsızlık bilincine sahip bir toplum için kabul edilemez niteliktedir. Böylesine halkı yakından ilgilendiren bir antlaşmanın onaylanması açık ki çoğunluğun görüşüne aykırıdır.

Sevr Barış Antlaşması, İstanbul Hükümeti’ni ve güdümündeki kişileri memnun etti. Onlara göre “tümden yok olmaktansa, küçük de olsa bir varlık kalması” daha iyi idi.

Bu durumdan Rumlar ve Ermeniler de memnun kaldı.

İşgal Devletleri için artık Doğu Sorunu çözülmüştü. Bu gelişmeler herkese açıkça şu gerçeği göstermiştir: Vatanın kurtulması için düşmanla çarpışıp onu yurttan kovmaktan başka çare yoktur. Bundan sonra yapılacak mücadele, Mustafa Kemal’in ve TBMM’nin önderliğinde yürütülecektir.

 

SEVR BARIŞI’NIN ÖZELLİKLERİ

–    Osmanlı Devleti’nin imzaladığı son antlaşmadır.

–    Osmanlı Devleti fiilen sona ermiştir.

–    Osmanlı Parlamentosunun onayından geçmediği için, Kanun-i Esasi’ye ve Türk halkının iradesine ters düşmüştür.

–    TBMM ve Türk halkı tarafından onaylanmadığı için yürürlüğe girmemiştir.

–    Bu Barış ile ilk kez Ayastefonos ve Berlin Antlaşmalarıyla (1878) madde konusu olan Ermenilere devlet kurma hakkı tanınmıştır.

–    Ancak bu durum Gümrü Barışı ile (3 Aralık 1920) kesin olarak önlenecektir.

–    Padişah ve devlet yöneticilerinin vatan haini olduğunun anlaşılması halkın Ulusal Mücadeleye katılımını arttırmıştır. Anadolu’da Ulusal Mücadele bilincini ve azmini kamçılamıştır.

–    TBMM, Sevr Antlaşması’na karşı ilk fiili tepki olarak Türk ordularını Ermenilere karşı taarruza geçirmiştir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.