Yakındoğu ve Asya’da Kurulan Diğer Devletler

YAKINDOĞU VE ASYADA KURULAN DİĞER DEVLETLER

TOLUNOĞULLARI (868-905)

Abbasi ordusunda görevli Türk komutanlarından Tolun’un (Tulun) oğlu Tolunoğlu Ahmet tarafından Mısır’da kurulan ilk Türk devletidir. Eski Kahire (Fustat) şehrini yeniden kurmuştur. Tarımı ve maliyeyi düzeltmiş, refahı arttırarak, hastaların ücretsiz muayene olduğu bir hastane yaptırmıştır. En önemli mimari eser Tolunoğlu Camisi’dir.

–    Arap topraklarında kurulan ilk Türk-İslam devletidir. Tolunoğulları Devletinde yönetici kesim Türklerden, halk ise Araplardan oluşmuştur.

–    Mısır, Tolunoğulları zamanında altın çağını yaşamış, halkın maddi yaşantısı çok yükselmiştir.

–    İç karışıklıklar sonucunda zayıflayınca Abbasiler tarafından yıkılmıştır.

 

AKŞİTLER (İHŞİTLER) (935-969)

Tolunoğulları Devleti’nden sonra Mısır’da kurulan ikinci Türk devletidir. Abbasilerin Şam valisi Ebubekir Mehmet tarafından kurulan Akşitler, Suriye, Filistin, Lübnan, Mekke ve Medine’yi alarak büyük bir devlet haline gelmiştir.

Abbasiler, kendilerine rakip olarak gördükleri Fatimilerin genişlemesine engel olacağı düşüncesiyle Akşitlerin kuruluşunu memnunlukla karşılamışlardır.

Akşitler Devleti’ne, iç karışıklıklardan yararlanan Fatimiler son vermişlerdir.

 

not

Tolunoğulları ve Akşitler Devleti’nin kısa ömürlü olmalarının nedeni bu devletlerin Mısır’daki Türk askerinin desteğiyle kurulmaları ve halkın tam desteğini alamayışlarıdır.

 

FATİMİLER (910-1171)

Kuzey Afrika’da kurulan bir devlettir. Hz. Muhammed’in kızı Fatma’nın soyundan geldiklerini ileri sürerek bu adı almışlardır. Şii mezhebinden olan Ubeydullah, Tunus’ta Fatimi Devleti’ni kurdu ve halife olduğunu açıkladı. Abbasi halifeliğini tanımadı ve Şii mezhebine karşı çıkan Abbasileri yıkmayı hedeflediler.

–    Bütün Kuzey Afrika, Sicilya, Sardinya ve Malta adaları alındı. Daha sonra Başkomutan Cevher 969’da Mısır’ı aldı, Kahire başkent yapılarak Akşitlere son verildi. Mekke ve Medine ile Suriye’yi yönetimlerine alarak Güney İran’daki Şii Büveyhoğulları Devletiyle ittifak yaptılar. Böylece İslam devletlerinde büyük karışıklıklara neden olan Batınilik tarikatı bu dönemde doğmuş oldu.

–    Aşırı Şii inanışı (Batınilik) siyasi bir akım haline getirmişlerdir. Mısır’ı kendilerine merkez yapan Fatimilerin devlet politikaları Şii mezhebini yaymaktı.

–    Yaptıkları bölücü çalışmalar nedeniyle İslam dünyasında karışıklıklar başlamış, Ön Asya’daki Müslüman devletleri zayıf ve güçsüz devletler haline gelmişlerdir. Bu durum, özellikle Haçlı Seferlerinin kolayca durdurulamaması sonucunu doğurmuştur.

–    Mıstarasır’ın uzun süren halifeliği zamanında en geniş sınırlarına eriştiler. Fakat Büyük Selçuklu İmparatorluğu karşısında gerilemek zorunda kaldılar. Kudüs ve Şam Selçukluların eline geçti. Batı ülkeleri de ellerinden çıktı. İç karışıklıklar, Haçlıların saldırıları, Fatimileri güç durumda bıraktı. Fatimiler, Musul ve Halep atabeyi Nureddin Zengi’den yardım istediler. O da Şirkuh komutasında bir orduyu Mısır’a gönderdi. Şirkuh vezir oldu. Ölünce yerine geçen Selahaddin Fatimi halifeliğini kaldırarak hutbeyi Abbasi halifesi adına okuttu. Böylece Fatimiler Devleti sona erdi.

–    Fatimiler Hindistan ve Doğu Akdeniz arasındaki ticaretten yararlandılar. Kurdukları El-Ezher Medresesi zamanın en ileri öğretim yapan üniversitesi oldu.

 

EYYUBİLER (1174-1250)

Mısır ve Suriye’de kurulan güçlü bir Müslüman Türk devletidir. Kurucusu Selahaddin Eyyubi, Musul Atabeyi Nureddin’in yanında yetişti. Nureddin, Selahaddin’in babası Eyyub’a Şam valiliğini verdi. Nureddin, Mısır’a sahip olmak istiyordu. Haçlılarla mücadele etmekte olan Fatimilerin Nureddin’den yardım istemeleri sonucu o da Şirkuh komutasında bir orduyu Mısır’a gönderdi. Şirkuh’un yanında Selahaddin de vardı. Şirkuh, Mısır’ın yönetimini ele aldı. Ölünce yerine Selahaddin Eyyubi geçti. Fatimi halifeliğini kaldıran Selahaddin, Mısır’ı Nureddin’e bağlı olarak yönetmeye başladı. Nureddin’in ölümünden sonra bağımsızlığını ilan etti. Kolaylıkla Suriye’yi ele geçirdi. Halep ve Musul’u aldı. Böylece devletin sınırları Nil’den Fırat’a kadar genişletmiş oldu. Bundan sonra haçlılarla mücadeleye girişti. Kudüs Kralının ordusunu Hıttin Savaşı’nda ağır bir yenilgiye uğrattı (1187). Kralı esir aldı. Kudüs’ü ve birçok kıyı şehrini ele geçirdi.

–    Bunun üzerine Avrupa’da III. Haçlı Seferi hazırlandı. İngiltere ve Fransa kralları uzun süren bir kuşatmadan sonra Akkâ Kalesini aldılarsa da Kudüs’ü kurtaramadılar.

–    Selahaddin Eyyubi, hayatta iken devletini kardeşi ve çocukları arasında paylaştırdı. Ölünce oğulları arasında anlaşmazlık çıktı. Bir süre sonra da Eyyubi Devleti parçalandı. Mısır, Suriye Filistin ve Yemen’de ayrı ayrı Eyyubi devletleri kuruldu. Bu yüzden Eyyubi Devleti güçsüz duruma düştü. Bu devletlerde bütün yetki Türk komutanlarının eline geçti.

–    Memluklu Emiri Aybeg (Aybey) adında bir komutan Mısır’daki Eyyubiler’e son verdi. Şam ve Halep Eyyubileri’ni İlhanlılar ortadan kaldırdılar.

–    Büyük Selçuklu Devleti’nin İslam dünyasının koruma politikasını izlemişlerdir. Baharat Yolunu denetlemişler ve ticaretin gelişmesine hizmet etmişlerdir. Mısır’da Türk-İslam kültür ve uygarlığının gelişmesine hizmet etmişlerdir.

 

MEMLUKLAR (KÖLEMENLER) (1250-1517)

–    Eyyubilerden sonra Mısır’da kurulan dördüncü Türk-İslam devletidir.

–    Eyyubiler, ordularını Oğuz ve Kıpçak Tork Türklerinin gençlerinden kurarlardı (Hassa ordusu, satın alınan küçük yaştaki çocukların yetiştirilmesi). Nil üzerinde Razva adasında eğitilip yetiştirilen bu askerlere “Memluk” ve “Kölemen” denilmiştir.

–    Bu askerlerin yetenekli ve güvenilir olanları, devletin önemli görevlerine atanırlardı.

–    Memluk beylerinin devlet yönetiminde sözleri Eyyubilerin son denemlerinde daha çok geçmeye başladı. Bunlardan biri olan Memluk Emiri Aybeg, son Eyyubi hükümdarı Turan Şah’ı yönetimden indirerek Eyyubi Devleti’ne son vermiş ve Memluk Devleti’ni kurmuştur.

–    Aybeg döneminde Mısır’a yönelen haçlı ordusu Mensure Savaşı’nda bozguna uğratıldı (1250).

–    Moğol istilasına karşı mağlup olmayan tek Türk devleti Memluklerdir. Sultan Kurtuz döneminde Abbasileri yıkan Moğol orduları Mısır’ı hedefledi. Bugüne kadar tam olarak yenilgiye uğratılamayan Moğollar Filistin’de Ayn-u Calut denilen yerde Memluk komutanı Baybars tarafından ağır bir şekilde yenilgiye uğratıldı (12609.

–    Ayn-u Calut zaferi Mısır’ı Moğol istilasından korumuş ve İslamiyetin büyük bir tehlikeye düşmesi de önlenmiştir. Nedeni Moğoların putperest olmalarıydı. Moğol orduları Ortadoğuda durdurularak daha ileriye gitmeleri önlenerek Avrupa’yı da olası bir Moğol saldırısından kurtarmıştır.

–    Kazandığı başarıdan yararlanarak sultan olan Baybars, Moğolların son verdikleri Abbasi halifeliğini Mısır’da yeniden kurdu (1261). Moğol katliamından kurtulan Abbasi hükümdarının akrabalarından birini Mısır’da halife ilan ederek İslam birliğinin kurulmasını amaçlamıştır.

–    Anadolu Selçuklu Devleti’ni Moğolların baskısından kurtarmak için Anadolu’ya bir sefer yaptı. Moğolları Elbistan Savaşı’nda yenilgiye uğrattı (1276). Hayfa, Yafa ve Antakya şehirleri, onun zamanında haçlılardan alındı.

–    Memluk Sultanı Kalavun Haçlılarla birlik olan Moğolları Humus yakınlarında yendi.

–    Kalarun’dan sonra hükümdar olan Melik’ül Eşref, Akka kalesini alarak haçlıları bütünüyle Suriye’den çıkardı. Memlukler, İlhanlıların ordusunun, 1303’te yine yenilgiye uğrattılar.

–    Osmanlıların Balkanlarda Hristiyan devletlere karşı kazandıkları başarılardan Memlukler de memnun oluyorlardı. Fakat Osmanlıların doğuya yönelip Anadolu’yu yönetimleri altına almalarından sonra bu iki Türk devletinin arası açıldı. II. Bayezıd zamanında Memluklerle Osmanlılar arasında uzun süren savaşlar oldu. Yavuz Sultan Selim, Memluk ordularını 1516 Mercidabık ve 1517’de Ridaniye savaşlarında yenerek bu devlete son verdi.

–    Memluklerden önceki Türk devletleri Arap kültürünün etkisi altındaydı. Memlukler Türk kültürüne önem verdiler. Türkçe bilmeyenler devlet içerisinde yükselemezlerdi. Resmi yazışmaları Arapça idi.

–    Kızıldeniz, Basra yoluyla Doğu Akdenize gelen doğu ticaret mallarının satımı, Nil deltasındaki tarım en önemli gelir kaynaklarıdır.

 

not

Memluk Devleti izlediği politikalarla Büyük Selçuklu Devleti’nin takipçisi ve mirasçısı olmaya önem vermiştir. İslam birliğinin kurulmasını amaçlamışlardır.

Memluklerin diğer Türk devletlerinden ayrılan bir özelliği de, hükümdarlığın babadan oğla geçmemesidir. Memluk Devleti’ni “Emir”ler yönetirdi. En yüksek merkeze ulaşan ve etkinliği fazla olan emir, diğer emirler (komutanlar) tarafından seçilerek sultan yapılırdı. Bundan dolayı zaman zaman emirler arasında taht kavgaları olurdu.

 

HARZEMŞAHLAR (1153-1231)

–    Harzem, Aral Gölü’ne dökülen Ceyhun Irmağı’nın deltasıyla buranın güneyindeki yerlerdir.

–    Büyük Selçuklu hükümdarı Melikşah’ın komutanlarından Anuş Tekin, Harzem valiliğine atandı. Ölümünden sonra oğlu Kutbeddin Mehmet,  Sultan Sencer tarafından “Harzemşah” ünvanıyla buraya gönderildi. Kutbeddin, otuz yıl süreyle Harzem’i başarıyla yönetti. Zamanında ülke her yönüyle ilerledi.

–    Kutbeddin’in ölümünden sonra oğlu Atsız, Harzemşah olarak görevlendirildi. Atsız, Sencer’e karşı ayaklandıysa da başarı sağlayamadı. Sencer’in üstünlüğünü kabul etmek zorunda kaldı (1144). Oğuzlara esir düşen Sencer’in kurtarılmasına çalıştı.

–    Büyük Selçukluların parçalanması üzerine Harzemşahlar sınırlarını genişlettiler. 1172’de Harzemşah olan Alaeddin Tökiş, Horasan ve İsfahan taraflarını aldı. Kendisine sultan ünvanı verildi. Harzemşahlar Devletinin en tanınmış hükümdarı oldu.

–    Yerine geçen oğlu Alaeddin Mehmet, İran ve Maveraünnehir’i ele geçirdi. Böylece Seyhun Irmağından Dicle’ye kadar uzanan bir Türk imparatorluğu kurulmuş oldu. Alaeddin Mehmet, Abbasi halifeliğine üstünlüğünü kabul ettirmek ve İslam dünyası lideri olmak istemiş, bu amaçla halifeye baskıda bulunmuştur.

–    Alaeddin Mehmet’in Karahitayları yenmesi sonucu Moğollarla komşu oldular. Başlangıçta Cengiz İmparatorluğuna karşı olumsuz politika izlenmiş fakat daha sonra ticari ilişkiler kurularak dostluğa dönüşmüştür.

–    Cengiz’in gönderdiği dostluk kervanı casusluk suçlamasıyla Otrar valisi tarafından tutuklanıp tüccarları öldürülünce (1218 Otrar Olayı) Cengiz, hazırladığı ordu ile başkent Gürgenç’i zaptetmiştir.

–    Alaeddin Mehmet’in oğlu Celalettin Harzemşah devleti yeniden kuvvetlendirdi. Moğolları zaman zaman yenilgiye uğratmıştır.

–    Celalettin Harzemşah, Moğolların baskısı nedeniyle Doğu Anadolu ve Azerbaycan bölgelerine gelerek yerleşti.

–    Moğolların Anadolu’ya saldırmasını önlemek isteyen Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubat, Moğollarla Anadolu arasında tampon bir bölge oluşturmak amacıyla Harzemşahların bölgeye yerleşmesine izin vermiştir.

–    Önceleri Anadolu Selçuklu Devleti’yle iyi geçinen ve etrafına topladığı kuvvetlerle Moğollara karşı başarıyla mücadele eden Celaleddin Harzemşah’ın kişisel çıkarları doğrultusunda hareket ederek büyük bir kültür merkezi olan Ahlat’ı ele geçirmesi ve tahrip etmesi Yassı Çemen Savaşı’na neden oldu (1230).

–    Savaş sonucunda ağır yenilgiye uğrayan Harzemşahlar, 1231 yılında Moğol saldırıları sonucunda direnemeyerek yıkılmışlardır.

–    Alaeddin Mehmed’in Cengiz’e karşı izlediği yanlış politika Moğolların İslam ülkelerini yıkmalarına neden olmuştur. Moğol istilasının olumlu tarafı ise kaçan Türk boylarının Azerbeycan’a ve Anadolu’ya yerleşerek buraların Türkleşmesini sağlanmasıdır.

–    Devletin yazışma dili Farsça, konuşma dili Türkçe olup, Arap alfabesini kullanmışlardır.

CENGİZ (TÜRK-MOĞOL) İMPARATORLUĞU (1206-1277)

–    Moğollar, Orta Asya’da. Türklere komşu bir kavimdir.

–    Bu devletin Türk Tarihinin bir bölümü kabul edilip incelenmesinin nedenleri şunlardır:

1. Türlerle aynı coğrafi bölgede yaşamaları

2. Toplum yapısı, töre ve gelenekleriyle Türklere benzemeleri

3. Devlet kurmalarında çevrelerindeki Türklere de dayanmaları

–    Bir Moğol beyinin oğlu olan Cengiz (Temuçin), Moğol İmparatorluğu’nun kurucusudur. Moğol boylarını ve Türk boylarını yönetimi altında toplayarak Moğolistan’da güçlü bir devlet kurdu. Başkenti Karakurum şehri idi.

–    Cengiz, güçlü ve disiplinli ordusuyla Çin’i on yıl süren savaşlardan sonra egemenliği altına aldı.

–    Batıya doğru ilerleyerek Moğol boylarından Naymanları, Doğu Türkistan’da Karahitayları egemenliği altına aldı. Dostluk amacıyla gönderdiği kervanın Harzemşahlar tarafından kafilesiyle imha edilmesi üzerine Harzemşahları yaptığı savaşta yendi, yıkılma süresine soktu. Oğlu Cuci Doğu Avrupa’yı istila etti. Kıpçak ülkelerini ve İran’ın büyük bir bölümünü aldı. Çok kan döktü. Şehirleri taş taş üzerinde kalmayacak şekilde yerle bir etti. Moğol ordularının Rusya içlerine ilerledikleri sırada Cengiz öldü (1227).

–    Devletin sınırları doğuda Çin Denizi’nden batıda Doğu Avrupa’ya, kuzeyde Sibirya’dan güneyde Suriye ve Himalayalara kadar uzanmıştır.

–    Cengiz, toprakları oğulları arasında paylaştırdı. Cengiz’den sonra hükümdarlığa Ögeday geldi. Macaristan ve Lehistan’a kadar egemenlik genişledi.

–    Cengiz’in soyundan gelen Moğol hükümdarları bu çok büyük imparatorluğun bütünlüğünü koruyamadılar. Kubilay’ın kağanlığında devlet Çin İmparatorluğu, Altınordu Devleti, Çağatay Hanlığı ve İlhanlılar Devleti olmak üzere dörde ayrıldı. Bu devletler, XIV. yüzyılın sonlarına doğru yıkıldılar.

Çin-Moğol imparatorluğu (Kubilay Hanlığı =  Yüvan Hanedanı 1206-1368) Moğolistan ve Çin topraklarında hüküm sürmüştür. Kubilay başkenti Karakurum’da Pekin’e taşıdı. Çin egemenlik altına alındı. Kubilay’dan sonra devlet zayıfladı Çinliler Moğolları Çin’den çıkardılar.

 

ÇAĞATAY HANLIĞI (1227-1370)

Maveraünnehir’den Doğu Türkistan’a kadar uzanan topraklarda egemenlik kurdular. Çağatay’dan sonra taht kavgaları nedeniyle devlet zayıfladı. Timur bu hanlığa son verdi.

 

İLHANLILAR DEVLETİ (1256-1363)

Büyük Moğol Hanı Cengiz, torunu Hülagü Han’ı batıyı fethetmekle görevlendirdi. Hülagü İran’ı aldı, Abbasi Devleti’ni yıkarak halifeliğe son verdi (1258).

İlhanlı orduları Suriye’de Memluklara karşı Ayn-u Calut Savaşında yenildi (1260). Moğolların batıda ilerleyişi durdu.

İran, Irak, Kafkasya, Doğu ve İç Anadolu’da egemenlik kuran İlhanlılar İslamiyeti kabul ettiler. Altınordu ve Memluklar ile yaptıkları savaşlar sonucu zayıflayıp yıkıldılar. Yıkılmalarıyla İran topraklarına Çobanoğulları hakim olmuştur.

 

ALTINORDU DEVLETİ (1241-1502)

Cengiz’in oğlu Cuci’nin ölümünden sonra, oğlu Batu Han tarafından Karadeniz’in kuzeyinde Ukrayna’dan Aral Gölü’ne kadar uzanan bozkırlar üzerinde kurulmuş bir Türk-Moğol devletidir. Batu Han, İtil Bulgarları’nı ve Kıpçakları yönetimi altına alarak bu devleti kurmuştur. Sınırlarını doğuda Aral Gölü’nden batıda Macaristan içlerine kadar genişleterek bir imparatorluk oluşturmuş, Ruslar ve Lehliler ile savaşmışlardır. En güçlü olduğu bölge Aşağı İtil (Volga) Irmağı boylarıdır. Başkent burada kurulan Saray şehri idi. 1275’te hükümdar olan Berke Han İslam dinini kabul etti. İlhanlı Devleti ile savaştı. Özbek Han zamanında (1313-1341) bütün halk Müslüman oldu. Altınordu Devleti, uzun yıllar Ruslardan yardım aldı. Rusların güneye doğru inmelerine neden oldu.

–    XV. Yüzyılın ikinci yarısında iç karışıklıklar çıktı. Devlet zayıf düştü ve parçalandı.

–    Toktamış Han devleti yeniden güçlü duruma getirdi. Timur’un yaptığı seferler sonunda bölünerek yerinde Sibirya Hanlığı, Hacı Tarkan Hanlığı, Kazan Hanlığı, Nogay Hanlığı ve Kırım Hanlığı kuruldu. Altınordu Devleti’nin bu durumu en çok Rusların işine yaradı.

 

TÜRK-MOĞOL İMPARATORLUĞU’NUN DİĞER ÖZELLİKLERİ

–    Çin, İslam dünyası ve Doğu Avrupa’da karışıklıklara son vererek devamlı ve güçlü bir siyasi düzen kurmuşlardır.

–    Sanat ve ticaretin gelişmesini sağlamışlardır. İpek ve Baharat Yolları en önemli gelir kaynakları idi. İpek Yolu’nu canlandırarak Asya ile Avrupa arasındaki ticareti geliştirmişlerdir. Vergiler Darugeçin adlı memurlar tarafından toplanırdı.

–    Bilginleri koruyarak tıp ve matematik gibi bilimlerde gelişmelere neden olmuşlardır.

–    Devlet yönetimi konusunda diğer toplumları etkilemişlerdir.

–    Çin’den Avrupa’ya kadar uzanan bütün devletleri ve milletleri bir araya getirerek kültür ve uygarlık alanında gelişmelere neden olmuşlardır.

–    Obaların komutanlarına Noyan, yardımcıları olan gönüllü askerlere de Kökerler denirdi.

–    Ülkede Cengiz Kağan’ın eski Türk Törelerine dayanarak hazırlattığı sert, disiplinli ve yazısız yasalar geçerliydi. Dinlere hoşgörüyle bakılmıştır. Dinsel yasalar geçersizdi.

–    Devlet düzen ve yönetim şekilleri İslam öncesi Türk devletlerine benzemiştir.

–    Önemli Moğol eserleri, Ögeday Kağan zamanında yazılan Moğolların Gizli Tarihi ile İlhanlılar zamanında içerisinde Fransız, Budist, Türk, Arap, Moğol görevlilerinin bulunduğu yazı kurulunca yazılan Cami-üt Tevarih adlı eserdir. Bu eserde Türklerin kahramanlıkları da belirtilmiştir.

Moğolların Orta ve Ortadoğu İslam ülkelerini yağma etmeleri sonucunda, birçok kültürel yönü olan önemli kentler yıkılmıştır. Moğolların istila hareketleri yıkıcı ve cana kıyıcı bir özellikteydi. Haçlı Seferleri sürdüğü bir dönemde Moğolların İslam dünyası üzerine yaptıkları bu saldırıları Avrupa’da takdirle karşılanmıştır.

 

TİMUR İMPARATORLUĞU (1369-1501)

–    İmparatorluğun kurucusu olan Timur, Maveraünnehir’de Keş şehrinde doğdu. Tanınmış bir Türk ailesindendi. Gençliğinde, bir gece baskınında ayağından yaralanmış ve topal kalmıştır. Bu yüzden kendisine Timurlenk (Aksak Timur) denilmiştir.

–    Çağatay Devletine hizmet eden Timur, Moğolların Maveraünnehir halkına baskıda bulunmaları sonucu isyan etti. Kurduğu oduyla Moğolları Maveraünnehir’den çıkardı, Çağatay Hanlığının bütün ülkelerini ele geçirdi, Belh şehrinde 1369’da emir ilan edildi.

–    Bundan sonra Harzem, Horasan, İran ve Azerbeycan’ı aldı. Altınordu Devleti’ni zayıflattı. O da Cengiz gibi önüne çıkan devletleri yıktı; şehirleri yağma ettirdi ve çok sayıda insan öldürdü. İran’da İlhanlıların yerine kurulan Muzafferoğulları Devleti’ni yıktı. Celayirli Devleti’nden Bağdat’ı aldı.

–    Osmanlılara karşı yapacağı sefer için ekonomik yönden kuvvetlenmek için Hindistan’a bir sefer yaptı. İndus Irmağı’nı geçerek Delhi’ye kadar ilerledi. Büyük başarılar kazandıktan sonra ele geçirdiği zengin hazinelerle başkenti Sencerkant’a döndü (1389).

–    Topraklarını Timur’a kaptıran Celayir Sultanı Ahmet Celayir ve Karakoyun hükümdarı Kara Yusuf, Osmanlı hükümdarı Yıldırım Bayezıt’a sığındılar.

–    Bağdat’ı ikinci kez alan Timur, bu beylerin teslimini istedi. İstekleri gerçekleşmeyince Anadolu’ya girdi, Sivas’ı yakıp yıktı, Suriye’ye doğru ilerledi, Halep ve Şam’ı aldı.

–    Osmanlı padişahı Yıldırım Bayezıd ile yaptığı Ankara Savaşı’nı kazandı (1420). Bir süre Anadolu’da kaldı. Kıyı İzmir’i şövalyelerden aldıktan sonra başkente döndü.

–    Timur, Cengiz’in büyük imparatorluğunu İslami temellerde yeniden kurmayı amaçladı. 200 bin kişilik bir orduyla Çin Seferi’ne çıktı ancak Otrar şehrine geldiğinde hastalanarak öldü (1405). Kendisine Semerkant’ta büyük bir türbe yapılmıştır. Timur’un ölümünden sonra kısa sürede parçalanarak küçük beylikler haline geldi.

–    Hüseyin Baykara, Timur Devleti’ni yeniden kuvvetlendirmek istediyse de Timur’un torunlarından Babür Hindistan’da Babür İmparatorluğu’nu kurdu.

–    Zamanında başkentleri Semerkant önemli bir bilim ve eğitim merkezi haline getirilmiştir.

–    Timur’un Osmanlıları zayıflatması, Balkanlarda ilerlemeyi duraklatmış, Altınordu Devleti’ni zayıflatması ise Rusların kuvvetlenmesine ve güneye inmelerine neden olmuştur.

–    Farsça edebiyat dili, Arapça bilim dili olarak kullanılmıştır. Türkçe daha sonra önem kazanmıştır. Ali Şir Nevai, Muhameketül Lugatayn adlı eseriyle Türkçe’nin Farsça’dan zengin bir dil olduğunu belirtmiştir. Çağatay Türkçesi’ne önem verilmiştir.

–    Timur bilim adamlarını Semerkant’ta toplayarak bilimsel alanda çalışmalara önem verdi. Hükümdarlardan Uluğbey Heyet Cetveli ve Yıldızlar Fihristi adlı eserler yazmıştır.

–    Timur, büyük bir komutan ve hükümdar olduğu halde “Emir” adını kullanmıştır. Nedeni de hükümdar soyundan gelmemesidir.

BABÜR İMPARATORLUĞU (1504-1858)

–    Babür İmparatorluğu, Kuzey Hindistan ile Afganistan’da XVI. yüzyılın ilk yarısında kurulan bir Türk devletidir. İmparatorluğun kurucusu olan Babür, Timur’un beşinci göbekten torunudur.

–    Merkezi Ağra idi. Hindistan’da kurulan Türk devletlerinin en büyüğü, kültür ve uygarlık alanında en ileri olanıdır.

–    Bu bölgelerde Müslümanlığın yayılmasını ve tutunmasını sağlamışlar, Türk-İslam kültürü ve uygarlığının gelişmesine hizmet etmişlerdir.

–    Babür, Fergana’da valilik görevinde iken bölgenin Özbekler tarafından işgal edilmesi üzerine az bir kuvvetle Afganistan’a gitti, Kabil’i alarak burada yerleşti ve yeni devletini kurdu. Hindistan’a seferler yaparak burada Ludi hükümdarını Panipat Savaşı’nda yendi, Delhi ve Ağra’yı aldı. Ağra’yı başkent yaptı. Birleşik Hindu ordularını Osmanlı subaylarının yönettiği topçu birlikleriyle yendi, Hindistan’a kesin egemen olarak büyük bir imparatorluk meydana getirdi.

–    Babür cesur bir komutan, zeki bir devlet adamı idi. Aynı zamanda edip ve şairdi. Babürname adlı eserinde anılarını anlatmıştır. Babür 1530 yılında öldü. Yerine geçen oğlu Hümayun eğlenceye düşkündü. Devlet işlerine önem vermedi.

–    Ekber Şah imparatorluğu yeniden güçlendirdi. Halka bu dönemde adaletli yaklaşılmış, cizye vergisi kaldırılmıştır. Müslümanlarla Hindular arasındaki ayrılıkları ortadan kaldırmak hangi dinden ve toplumdan olursa olsun bilgili ve çalışkan kimseleri işbaşına getirdi. Ekber Şah, bütün dinlerin olumlu yönlerini alarak yeni bir denemesinde de bulunmuştur.

–    Şah Cihan, ayaklanmalarla uğraştı. Çok sevdiği eşi 1631’de doğum sırasında öldü. Şah Cihan onun mezarı üzerine Ağra’da dünyanın en güzel anıtlarından biri olan Taç Mahal’ı İstanbul’dan getirttiği bir Türk mimarına yaptırdı. Hindistan’da imparatorluğunu genişletti. Otuz yıl hükümdarlık yaptıktan sonra oğlu Evrengzip tarafından hapsedildi (1658), sekiz yıl sonra da öldü.

–    Evrengzip acıması olmayan bir hükümdardı. Zamanı iç savaşlarla geçti. Bu döneme kadar hükümdarlar çok faklı dini inanışların ve kültürlerin bulunduğu ülkede din özgürlüğüne önem veren hoşgörülü bir yönetim uyguladılar. Ancak Evrengzip tutucu bir yönetim gösterdi. Hindu topraklarını yıkması, Hindu prensleri öldürtmesi iç karışıklıklara neden oldu. Safevi hükümdarı Nadir Şah ile savaşlara girişti. Diğer yandan İngiliz ve Hollandalıların sömürgeci politikaları gibi nedenler sonucu devlet zayıfladı, gerilemeye başladı. XVIII. yüzyılda Avrupalılar Hindistan’ı sömürge haline getirmeye başladılar. İngilizler 1585’de Hindistan’ı doğrudan kendilerine bağladılar. Hindu-Türk devleti yıkıldı.

–    1947’de İngiltere Hindistan’dan çekildi. Hindularla bağımsızlık savaşı yapan Müslümanlar Pakistan Devleti’ni kurdular.

AKKOYUNLULAR 81403-1502)

–    Oğuzların Bayındır, Döğer, Bayat boylarına ait göçebe Türkmenler tarafından Diyarbakır çevresinde kurulmuştur.

–    Akkoyunlu Devleti’nin kurucusu olan Kara Yörük Osman Bey on bir yıl rehin rehine olarak Sivas hükümdarı Kadı Burhaneddin’in yaında kaldı. Sonra Kadı Burhaneddin ile arası açıldı. Kendisini izleyen Kadı Burhaneddin’i öldürdü. Bundan sonra Kara Yörük Osman Bey, Timur’un koruyuculuğunda Diyarbakır ve çevresinde bir devlet kurdu (1403).

–    1453’te Uzun Hasan Bey, Akkoyunlu hükümdarı olduktan sonra bu devlet güçlü duruma geldi. Uzun Hasan, Trabzon Rum İmparatoru David’in yeğeni ile evlendi. Osmanlılara karşı düşmanca davrandı. Osmanlılara karşı Venediklilerle ilişki kurdu. Fatih’in Trabzon’u almasını engellemek istediyse de Osmanlılar Trabzon Rum İmparatorluğu’na son verdiler.

–    Uzun Hasan daha çok doğuda başarı sağladı. Karakoyunlu Devleti’ni yıktı. İran’ı ve Irak’ın doğusunu ülkesine kattı. Başkenti Diyarbakır’dan Tebriz’e taşıdı (1468). Bağdat’ı alarak devletin sınırlarını genişletti.

–    Bu başarılardan sonra kendisini Timur gibi görmeye başlayan Uzun Hasan, Osmanlıları da yenebileceğini sandı. Karamanoğullarına yardım etmek için elli bin kişilik bir orduyu Anadolu’ya gönderdi. Konya valisi Şahzade Mustafa bu orduyu yenilgiye uğrattı (1472). Bunun üzerine Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet Akkoyunlular üzerine yürüyerek Uzun Hasan’ı Otlukbeli Savaşı’nda yendi (1473). Uzun Hasan, bundan sonra Anadolu üzerindeki girişimlerinden vazgeçmek zorunda kaldı, 1478’te öldü.

–    Uzun Hasan’dan sonra yerine geçen oğulları ve torunları başarılı olamadılar. İç karaşıklıklar yüzünden Akkoyunlu Devleti zayıf düştü. Bu durumdan yararlanan Şah İsmail, Tebriz’i alarak bu devlete son verdi (1508), Safevi Devleti’ni kurdu.

–    Türkçe’ye önem vermişlerdir. Uzun Hasan zamanında Kur’an Türkçe’ye çevrildi. Hassa Nökerleri denilen maaşlı askerlerden merkezi bir orduları vardı. Devlet teşkilatlanmasında Osmanlıları örnek aldılar.

 

KARAKOYUNLULAR (1380-1469)

–    İlhanlı Devleti’nin zayıflaması üzerine Doğu Anadolu’da yaşayan Oğuz boylarından olan Karakoyunlu Türkmenleri bağımsız oldular ve XIV. yüzyılın ikinci yarısında Erzurum’dan Musul’a kadar olan yerlerde bir Türk beyliği kurdular. Devletin kurucusu Bayram Hoca’dır. İlk merkezleri Ercis’tir.

–    Mardin Artukluları’nı yenen Kara Mehmet Tebriz’i başkent yaptı (1388).

–    Karakoyunlular Kara Yusuf zamanında güçlü duruma geldiler. Bu sırada Timur batıya doğru ilerliyordu. Kara Yusuf ve Ahmet Celayir, Timur’a karşı birlikte savaştılarsa da yenilgiye uğradılar.

–    Kara Yusuf önce Osmanlılara, sonra Memlüklere sığındı. Timur’un ölmesinden sonra ülkesine döndü. Tebriz ile Azerbeycan’ı aldı. Akkoyunlu Beyi Kara Osman’ı yenilgiye uğrattı. Ahmet Celayir ile arası açıldı, onu yendi ve öldürdü.

–    Kara Yusuf’tan sonra Timur Devleti hükümdarı Şahruh’un desteği ile Cihanşah Karakoyunlu hükümdarı oldu. İran’da Fars ve Kirman eyaletlerini aldı. Horasan ve Herat’ı ele geçirdi. Osmanlılarla iyi ilişkilerde bulundu. Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan ile yaptığı savaşta öldü (1469). Bundan sonra Akkoyunlular Tebriz’i alarak bu devleti yıktılar.

–    Karakoyunlular devlet teşkilatlanmasında İlhanlıları örnek aldılar. Devlet göçebe Türkmenlere dayanmıştır. Hükümdarlara Noyan, Bahadır ünvanları da verilmiştir.

 

Göçebe Türk devletlerinde aşiretler güçlü bir lider çevresinde toplanarak devletin kuvvetlenmesini sağlamışlardır. Ancak başta birleştirici olmayan zayıf biri bulunduğunda göçebe boylar devlete verdikleri destekleri çekmişler, devletler hızla yıkılma sürecine girmişlerdir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.