Haçlı Seferleri

HAÇLI SEFERLERİ

VII. yüzyıldan beri Müslümanların elinde bulunan kutsal Kudüs şehrini geri almak, Türk-İslam ilerleyişini durdurmak, doğunun zenginliklerini ele geçirmek amacıyla Avrupalı Hristiyanların XI. yüzyılın sonlarından XII. yüzyıl sonlarına kadar İslam dünyası üzerine yaptıkları seferlere denir.

Haçlı Seferleri başladığında Müslüman ülkeler birliklerini tamamen kaybetmişlerdi. Mezhep kavgaları ve iç çatışmalar nedeniyle zayıf, güçsüz devletler haline gelmişler ve Haçlı Seferlerine karşı koyacak güçleri kalmamıştı.

Haçlı tehlikesini önleyen ve İslamiyeti yok olmaktan kurtaran Türkler olmuştur.

HAÇLI SEFERLERİNİN NEDENLERİ

1.  İsa’nın kabrini kurtarmak, Haçlı Seferlerinin göze çarpan en önemli motiflerinden biri “Müslümanların eline geçen kutsal yerlerin yeniden hristiyanlığa kazandırılması” ve “hac yollarının güvenlik altına alınması” olacaktı.

2.  Doğu Hristiyanlarına yardım etmek

3.  Katolik + Ordodoks birliğini sağlamak

4.  Papaların egemenlik alanlarını genişletmek arzusu Haçlı Seferleri bir anlamda Türk tehlikesi karşısında yardım isteyen doğu hristiyanlarına “yardım götürme” amacıyla düzenlenecektir. Bununla birlikte 1054’te birbirinden ayrılan Batı ve Doğu kiliselerini Papalık çevresinde birleştirmek, böylece Papalığın etki alanını genişletmek tutkusu yatar. Ama sonuçta kiliseler birbirine yaklaşmak yerine, aradaki uçurum daha da genişleyecektir. Temel nedenlerden biri de “Endülijans” (günah bağışı) kurumunun en geniş anlarında işlerlik kazanmasıdır. Kilise, seferlere katılacakları bir takım dinsel ayrıcalıklarla ödüllendirecekti. Bunlar, tüm günahlarından arınacaklar, cennete gideceklerdi. Sefere katılamayacak durumda olanlar ise kiliseye yapacakları maddi bir bağış karşılığı aynı ayrıcalıklardan yararlanacaklardı.

5.  Kluni Tarikatı’nın çalışmaları

6.  Doğu ticaret yollarını, doğudaki ticaret merkezlerini ve doğunun zenginlik kaynaklarını ele geçirmek (halkın seferlere katılmasını sağlayan en önemli madde).

7.  Avrupa’nın fazla nüfusuna yerleşim alanları bulmak.

8.  Avrupa’nın açlık ve işsizlik sorununa çözüm aramak.

Avrupa’da Kavimler Göçü sonunda para ekonomisinin çökmesi, pazarsız bir tarım ekonomisinin egemen olması, kentsel yaşamın sönmesine neden olmuştur. İşte Haçlı Seferleri “Batıya kapanan Doğu ticaretini yeniden açılması ve Akdeniz’in eski görevini yerine getirmesini sağlamak” amacıyla yapılacaktır. Doğu, feodalizmin açlığa mahkum ettiği tüm yoksullara bir bolluk ülkesi, doğal afet veya ardı arkası kesilmeyen soygunlardan, sürekli açlıkla karşı karşıya gelen köylülerin umut ışığı olmuştu. Haçlı Seferleri, Avrupa’nın fazla nüfusuna yeni yerleşim alanları, zenginlik kaynakları sağlamak için yapılmıştır. Bu anlamda Haçlı Seferleri “Emperyalist” bir girişimdir, “sömürgecilik girişimi”dir.

9.  Batı Avrupa’daki feodal iç savaşlara son vererek Batı Avrupa’nın huzurunu sağlamak, hazır potansiyeli İslam dünyası üzerine yöneltmek. Feodal savaşlar Batı Avrupa halkını kırıyordu. Derebeylik döneminde en küçük olay senyörler arasında sürekli ve bitirici iç savaşlara yol açıyordu. Bundan en çok zarar görenler yine yoksul halktı. İşte burada Batı kamuoyunun dikkatini başka bir alana çevirmek, böylece didişmelerden tükenen Batıyı kurtarmaktır. Hem iç savaşlara son verme, hem de bu hazır potansiyelden Batının Doğuya açılması eyleminde yararlanmayı düşündüler.

Kısaca Haçlı Seferleri yoksul halkın ve şövalyelerin Batıdan uzaklaşmasını sağlayan, yeni topraklar kazandıran, beslenme sorunlarını çözen bir yöntem olarak düşünülmüştür.

Haçlı Seferleri, görünüşte dinsel niteliği ağır basan bir olay gibi görünürse de bu seferler, Batı toplumunun kendi iç sorunlarına, umutlarına, tutkularına ve tamamen maddesel özlemlerine çok iyi uydurulmuş girişimlerdir.

Kilise, birliğini sağlamak, egemenlik alanını genişletmek için Yahudilere ve Müslümanlara karşı savaşları teşvik etmiş, kutsamış, hatta kışkırtmıştır.

Kısaca, Haçlı Seferleri, Kilisenin yapıtıdır.

“İsa’nın kabrini kurtarmak!” Başlangıçta neden bu. Ancak yüzyıllarca Arap egemenliğinde kalan Kudüs için hiçbir girişimde bulunmayan Avrupa, aynı hoşgörüyü Türklere karşı göstermedi.

Haçlı Seferleri, Türk-İslam dünyası lehine bozulan dengenin Hristiyan Batı lehine düzeltilmesi amacını güden, Batının sorunlarına toptan bir çözüm sağlayacağı umuduyla başlatılan çok yönlü girişimlerdir.

İslam dünyası üzerine sekiz Haçlı Seferi düzenlenmiştir.

 

I. HAÇLI SEFERİ (1096-1099)

İslam dünyası üzerine düzenli ordular hazırlanırken papaz Piyer Lermit’in etrafında toplanan işsiz güçsüz bazı kişiler düzenli orduları beklemeden yola çıktılar. Bizans İmparatorluğu’nun hemen Anadolu’ya geçirdiği bu kuvvetler, daha İznik’e varmadan yok edildi.

Gelen ilk haçlı kuvvetlerinden sonra asıl ordular sefere çıktılar. Sayıları çok kalabalık olan haçlılar Bizans ile bir anlaşma yaptılar. Buna göre, haçlılar, Türklerden aldıkları yerleri Bizans’a verecekler, buna karşılık sefer boyunca Bizans haçlılara yardım edecekti.

Haçlı ordusu karşısında tutunamayan Sultan I. Kılıçaslan İznik’i bırakarak geri çekildi. Haçlılar büyük kayıplara rağmen Antalya’yı ve ardından Kudüs’ü ele geçirdiler.

Bu sefer sonunda:

Haçlılar amaçlarına ulaşarak Kudüs’ü aldılar.

Kudüs’te bir Latin Krallığı, Antakya ve Urfa’da birer kontluk kurdular.

Bu sefere krallar katılmamıştır.

 

II. HAÇLI SEFERİ (1147-1149)

Musul Atabeyi Zengi, Urfa’yı alınca Kudüs Latin Krallığı Avrupa’dan yardım istedi. Bunun üzerine yeni bir Haçlı Seferi düzenlendi.

Bu sefere kralların da katıldığını görüyoruz. Bunun nedeni birinci sefer sonucunda Doğu’nun anlatılanlardan daha zengin ve ileri düzeyde olduğunun anlaşılmasıydı.

Papa’nın çağrısı üzerine Fransa Kralı VII. Lui ve Alman İmparatoru III. Konrad orduları ile yola çıktılar. Ancak Sultan I. Mesut bunları Anadolu’da yendi. Sefer başarılı olamadı.

 

III. HAÇLI SEFERİ (1189-1192)

Mısır’da devlet kurmuş olan Selahaddin Eyyubi, Haçlılara karşı amansız bir mücadeleye girişti. Amacı, Suriye’deki Haçlı üstünlüğüne son vermekti.

Selahaddin Eyyubi bu mücadelelerinde başarılı olarak 1187’de “Hıttin” denilen yerde Haçlıları yendi ve Kudüs’ü geri aldı. Suriye’nin büyük bir bölümünü Haçlı istilasından kurtardı.

Müslümanların kazandığı bu zaferler sonucu Avrupa’da yeni bir Haçlı Seferi düzenlendi. Alman İmparatoru Frederik Barbaros, Fransa Kralı Filip Ogüst, İngiltere Kralı Aslan Yürekli Rişar’ın komutasındaki Haçlı orduları bir başarı elde edemeden geri döndüler.

 

IV. HAÇLI SEFERİ (1204)

Bu sefer, sonucu bakımından Katolik-Ortodoks mücadelesine dönüşerek Hristiyanlar arası çekişmelerin daha da artmasına neden olmuştur.

Kudüs’ün Türklerin elinde olması ve üçüncü Haçlı Seferinin başarılı olmaması, Hristiyanları yeni bir Haçlı Seferine teşvik etti. Haçlılar, Anadolu’dan geçmenin tehlikesini anladıklarından bu seferi denizden düzenlemeyi kararlaştırdılar. Bu amaçla Haçlılar Venedik’te toplandılar.

Bu sırada Bizans’ta iç karışıklıklar vardı. Tahttan indirilen İsac Angelos’un Papa’dan yardım istemesi sonucu seferin yönü değişti. Haçlılar gemilerle İstanbul’a geldiler. Fakat şehirde çıkan bir ayaklanma bahanesiyle İstanbul’a girdiler ve şehri yağmaladılar.

 

Böylece:

İstanbul’da yerleşen Haçlılar burada bir Latin Krallığı kurmuşlardır (1204-1261).

İstanbul’dan kaçan Rumlar tarafından da İznik Rum İmparatorluğu (1204-1261) ve Trabzon Rum İmparatorluğu (1204-1461) kuruldu.

Ancak Latin Krallığı çok sürmemiş, İznik Rum İmparatorluğu İstanbul’u alarak Latinleri buradan kovmuştur (1261).

HAÇLI SEFERLERİNİN SONUÇLARI

Hristiyanların din adamlarına ve kiliseye duydukları güven sarsıldı, bağlılık azaldı. Böylece feodalizmin hem siyasal, hem ekonomik, hem de kültürel yapısına darbe vurulmuş oldu. Haçlı Seferleri ilk üç sefer sonucunda kilisenin saygınlığını doruk noktasına çıkardıysa da, bu düzey korunamadı. Amaçlarından uzaklaşıldıkça ve başarısızlıklar görüldükçe kilise sorumlu tutuldu. Kiliseye ve dine olan ilgi ve güven giderek azaldı. Endülijans kurumu önceleri seferlerin giderlerini karşılamak için işletilirken giderek sömürü aracı durumuna geldi. Yozlaşma ve kötüye kullanıma kiliseye ve din adamlarına olan saygıyı büsbütün azalttı. Doğu Hristiyanlarına yardım götürmek şöyle dursun, seferler ilişkileri iyice bozdu. Haçlılar Doğu Hristiyanları ile Müslümanlar arasında hiçbir ayırım yapmadılar (IV. Haçlı Seferi).

Skolastik düşünce zayıflamaya başladı. Kilisenin bilim ve edebiyattaki sınırlamaları ve zorlamaları azalmış, akıla ve bilimsel düşünce geniş kitlelere yayılmaya başlamıştır.

Batının maddi bakımdan zenginleşmesini ve ticaretin gelişmesini desteklemiştir.

Doğu ticaretini dolaylı olarak Batıya çekti. Doğu-Batı ticareti canlanarak gelişmeye başladı.

Hacı adaylarının taşınması zorunluluğu bile böyle bir gelişme için yeterlidir.

Armatörler bu yolla kazandıklarını ticarete yatırıyorlar, yolcularını boşalttıktan sonra gemilerine baharattan lüks eşyaya değin doğu ürünlerini yükleyip, getirip Avrupa’da yüksek fiyatla satıyorlardı.

Hatta Papalığın yasaklanmasına rağmen Müslümanlara kaçak silah ve köle bile satılmıştır.

Haçlı Seferleri sırasında savaşçıları bir de tüccarlar izliyordu. Çoğu İtalyan tüccarlar ele geçirilen kentlere yerleştirildiler. Kendilerine geniş ayrıcalıklar verildi. Ancak Haçlılar Suriye ve Filistin’de dar bir kıyı kordonunun dışına, egemenlik alanlarını İslam dünyasının derinliklerine yayamadılar. Böylece Doğu kervanları kıyıya ulaşana dek Müslümanların denetimi altında kaldı. Bundan sonra Doğu malları İtalyan tüccarları aracılığı ile Batıya ulaştırılıyordu. Haçlı Seferleri Batıya, Doğu ticaretinin fehdi sağlayamadı. Ama dolaylı da olsa Doğu ticareti Batıya açıldı. Bundan en çok çıkar sağlayanlar “aracılar” oldu. Akdeniz’de İslam varlığını güçlendiren adalar Sicilya, Girit, Kıbrıs, Sardunya, Batılıların eline geçti. Böylece Akdeniz’in büyük bölümünün denetimi Hristiyanların eline geçti. Bu iki gelişme Batıda köklü sonuçlar yarattı. Kentsel yaşam gelişmeye, burjuva sınıfı tarihsel rolünü yavaş yavaş oynamaya başladı. Yeniden bir toplumsal dönüşüm oldu. Zenginliğin kaynağı toprak olmaktan çıkmaya, ticaret ve endüstri giderek önem kazanmaya başladı.

Seferler sonunda derebeylerin ölümüyle ve zayıflamasıyla feodalite rejimi gücünü kaybetmeye başladı. Seferler sırasında birçok derebeyinin geri dönmemesi sonucunda toprakları yoksul köylüler tarafından paylaşılmış ve derebeyleri eski nüfuzlarını kaybetmeye başlamışlardır. Avrupa’da hayat standartları yükselmeye başladı. Derebeyliklerin zayıflaması üzerine krallıklar güçlenmeye başlamışlardır.

Kralların güçlenmeye başlaması aralarında ekonomik rekabete neden olmuş, bu ise Coğrafi Keşiflerin yapılmasına neden olmuştur.

Sınıflar arası dengesizlikler azalmış, serflerin ekonomik durumları biraz olsun düzelmiştir.

Seferler sırasında Avrupa halkları birbirlerini tarıma olanağı bulmuşlar, böylece ulusal devletlerin temeli atılmıştır.

9

Ulusal devletlerin kurulması Fransız İhtilali sonucundadır.

Avrupalılar, İslam medeniyetlerini yakından tanıma fırsatını buldular. Doğu-Batı dünyasının birbirini tanıması insani ilişkilerinin gelişmesine yol açtı.

Doğu bilgileri Batıya aktarıldı. Barut, pusula, kağıt ve matbaa gibi icatlar Avrupalılar tarafından öğrenildi. Bu gelişmeler Batı medeniyetlerinin ilerlemesinde temel oluşturmuştur. Avrupalılar pozitif bilimleri tanıdılar.

Avrupa’da açlık ve kıtlık sorunu belli ölçüde çözümlendi. Doğu ticaretinin Batıya açılması, refahın artması bir oranda açlık ve kıtlık sorunlarına çözüm oldu. Haçlılar ülkelerine döndükten sonra yeni bir tüketici sınıfı oluşturdular. Bu da Doğu ticaretinin artan oranlarda sürdürülmesini gerektirdi.

Fazla nüfus sorununu çözemediler. Aradaki mesafenin uzaklığı, seferler sonunda belli kıyılarda toplanmaları, buraları askeri güç olarak meydana getirdi. Taban yine yerli kaldı. 1291’den sonra kutsal topraklarda haçlılardan hiçbir iz kalmadı. Bu seferler “İstila Seferleri” oldu, yerleşme, bütünleşme ve kaynaşma sağlanamadı.

Avrupa’da iç barış sağlanamadı. Batının iç didişmeleri sona ermedi. Aksine yeni boyut kazandı. Ancak seferlere katılan derebeyleri umduklarını bulamadıkları gibi güçlerini de büyük ölçüde yitirdiler. Kimileri öldü, kimileri yoksullaştı. Şatolarını, topraklarını elden çıkardılar. Toplum üzerindeki eski güçlerini ve ağırlıklarını yitirdiler. Barutun toplarda kullanılmasıyla şatoları yıkıp mutlak monarşiler kurulmaya başlandı.

Türk-İslam Dünyasında Meydana Getirdiği Sonuçlar

Anadolu’nun harab olmasına yol açmış ve Anadolu birliği bozulmuştur.

Türklerin Anadolu’da ilerlemeleri durmuş, Batıya yönelişleri de gecikmiştir.

Marmara Bölgesi, Batı Anadolu ve Akdenizin batı kısmı Selçukluların elinden çıkmıştır.

İlk haçlıların başarılı olup Suriye ve Filistin’e yerleşmeleri üzerine bu bölgeler 174 yıl boyunca savaş alanı olmuş, şehirler yıkılmış, ekonomik kayıplara ve insan ölümlerine neden olmuştur.

İslam dünyası üzerine yapılan Haçlı Seferlerine karşı koyan, İslam dünyasının Haçlı tehlikesinden koruyan Türkler olmuştur. Bunun sonucunda da Türklerin İslam dünyasındaki önemi artmıştır.

HÜMANİZMA

Avrupa’da Ortaçağın sonlarına doğru, eski Yunan ve Latin edebiyatlarının incelenmesi sonucunda doğan, konusu insanlık ve tabiat sevgisi olan fikir akımıdır. Başlangıçta edebiyat alanında kendini göstermiştir. Hümanizm ilk önce İtalya’da görüldü. İlk hümanist edebiyatçı Dante’ydi.

 

MAGNA CARTA (BÜYÜK ŞART) 1215

Fransızlara karşı yaptığı savaşlarda başarısızlığa uğrayan İngiltere Kralı Yurtsuz John, soylulara danışmadan ağır vergiler koydu. Soylular, yanlarına halkı da alıp, krala karşı ayaklandılar ve isteklerinin kabul edilmemesi halinde krala karşı savaşacaklarına ant içtiler. Bunun üzerine Kral Yurtsuz John, Magna Carta Libertium (Büyük Özgürlük Fermanı) adlı belgeyi imzalamak zorunda kaldı.

Buna göre;

Kral, uyruğunun rızası olmadan halktan vergi alamayacaktı.

Özgür kimseler haksız yere tutuklanmayacak, hapis ve sürgün cezaları verilmeyecekti.

Adalet satılamaz, geciktirilemez, hiçbir hür yurttaş ondan yoksun bırakılamaz.

Bu ferman dünyada ilk anayasal hareket olarak kabul edilir.

Bu belge ile yeryüzünde ilk kez mutlak bir kralın yetkileri halk tarafından kısıtlanmış ve demokrasi konusunda büyük bir adım atılmıştır.

Kralla uyruğu arasındaki bu sözleşme, karşılıklı hakları saptayan bir tür anayasa niteliğindedir. Kral’ın yurttaşların özgürlüğü ve malı üzerindeki yetkilerini kaldırmış ve hukuk devleti kavramını geliştirmiştir.

Bu gelişmeler İngiltere’de 1295 yılında Parlamento yönetiminin kurulması ile sonuçlanmış ve bundan sonra da insan haklarına ilişkin en erken gelişmeler İngiltere’de görülmüştür.

Büyük Şart sonraki yüzyıllarda da birçok ulusa demokratik düzene geçme mücadelesinde öncülük etmiştir. Bu yüzden İngiltere demokrasinin beşiği olarak nitelendirilir.

Sürekli toplanamayan Parlamento, Lordlar ve Avam Kamarası diye ikiye ayrılmıştır. Ortaçağda tek parlamento İngiltere’dedir.

Bu belge Osmanlı İmparatorluğu’ndaki “Sened-i İttifak” ve “Tanzimat Fermanı” ile büyük benzerlik gösterir.

 

YÜZYIL SAVAŞLARI (1337-1453)

Nedenleri:

1.  İngiltere Kralı III. Edward’ın Fransa Krallığı’nın veraset yoluyla kendisine ait olduğunu ileri sürmesi.

2.  İngilizlerle savaşan İskoçyalıların Fransızlardan yardım istemesi, Fransa’nın da yardım etmesi.

III. Edward Fransa’yı işgal etti (1337). Savaşlar 116 yıl sürdü. Fransa’da derebeylik nedeniyle birlik yoktu. Bundan dolayı İngilizler ilk dönemlerde başarılı oldu. Ancak Jan Dark adlı Fransız kızı İngilizlere karşı halkı mücadeleye ve birleşmeye çağıran propagandalar yaptı. Fransızlarda bağımsızlık bilinci oluşmaya başladı. Jön Dark’ın İngilizler tarafından tutsak edilip yakılması Fransa’da milli heyecanı arttırdı. Yapılan topyekün savunmada İngilizleri yendiler ve topraklarını İngiliz işgalinden kurtardılar.

 

Sonuçları:

Fransa’da derebeylerine karşı mücadele yapıldı ve krallığın monarşik otoritesi kuvvetlendi.

İngiltere’de savaşı kaybeden krala karşı iktidar savaşı başlatıldı. Kralın bağlı olduğu Lankastr Soyu ile York Soyu arasında iç savaş başladı. Bu savaşlara “İki Gül” veya “Çifte Gül” savaşları denildi. Savaşta Lankastr Soyu başarılı oldu. Savaşlar otuz yıl sürmüş ve çok sayıda derebeyinin ölmesi İngiltere’de krallığı kuvvetlendirmiştir.

Osmanlıların Balkanlardaki ilerlemesini kolaylaştırmıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.