İslam Kültür ve Uygarlığı

İSLAM KÜLTÜR VE UYGARLIĞI

GENEL ÖZELLİKLERİ

1.  İslam kültür ve uygarlığın temeli Kur’an-ı Kerim’dir. Kur’an-ın özüne aykırı olmayan her türlü gelişme alınarak geliştirilmiştir.

2.  İslam kültür ve uygarlığı yalnız Arap toplumunun değil, diğer Müslüman topluluklarının birlikte yarattıkları ortak bir eserdir. Özellikle Türklerin bu uygarlığın gelişmesinde çok büyük katkıları olmuştur.

3.  İslam uygarlığı doğuşunda ve yükselişinde en çok eski Yunan ve Helenistik uygarlığı eserlerinden yararlanmıştır.

4.  İslam uygarlığı Ortaçağ boyunca Batı toplumlarını etkilemiş ve bu durum Rönesans hareketlerinin başlamasının nedenlerinden biri olmuştur.

İDARİ VE SİYASAL TEŞKİLAT

–    Hz. Muhammed, hem peygamber, hem devleti yönetmiş, hem imamlık yapmış, hem de ordu komutanlığını üstlenmiştir. Bu durum Dört Halife devrinde de devam etmiştir.

–    Dört Halife döneminde halifeler bir tür seçimle işbaşına geldiler. Bu nedenle bu döneme “Cumhuriyet Dönemi” adı verilmektedir.

–    Fetihlerin artması ve toprakların genişlemesi sonucunda Hz. Ömer döneminde devlet teşkilatında bazı düzenlemeler yapıldı.

Hz. Ömer döneminde:

a)  İlk adli teşkilat kurulmuş ve mahkemelere kadılar tayin edilmiştir.

b)  Fethedilen topraklar yönetim birimlerine ayrılarak bu bölgelere valiler atanmıştır.

c)  İslam ülkelerindeki Müslüman olmayan toplulukların hak ve görevleri belirli kurallara bağlanmış ve bunlara geniş din özgürlüğü tanınmıştır.

d)  Hz. Muhammed ve Dört Halife Devrinde (Hz. Ali hariç) devlet Medine’den yönetilmiştir.

–    Emeviler döneminde halifelik kurumu Muaviye tarafından babadan oğla geçen bir saltanat haline getirilmiştir ve devlet Şam’dan yönetilmeye başlanmıştır.

–    Emeviler ülke topraklarını “Amillik” adı verilen eyaletlere, bölgelere bölmüşlerdir. En önemli valilikler Irak, Azerbaycan, Horasan, Doğu Anadolu, İspanya, Yemen, Mısır ve Hicaz’dır.

–    Abbasiler Döneminde devlet merkezi Bağdat’a taşınmıştır. Sasaniler örnek alınarak divan örgütü ve vezirlik makamı oluşturulmuştur.

–    İslam hukukuna göre tarımsal alanlar devlet mülkiyetine geçirilmiş, halka sadece kullanım hakkı verilmiştir.

ORDU VE DONANMA

–    Hz. Muhammed döneminde düzenli bir ordu teşkilatı yoktu. Eli silah tutan herkes askerdi. Bu nedenle savaşa katılımı özendirmek ve savaşa katılanların ekonomik durumlarını düzeltmek amacıyla savaşlardan elde edilen ganimetlerin 5/4 ünün savaşa katılanlar arasında eşit olarak dağıtılması esası getirilmiştir.

–    Dört Halife Devrinde sınırların genişlemesi, ülke savunmasının yeni önlemler gerektirmesi üzerine ordu örgütüne önem verildi. İlk askeri teşkilat Bizans-Sasani örneği alınarak Hz. Ömer döneminde kurulmuştur.

–    Hz. Ömer, savaşlara katılımı arttırmak için ülkede Arapların tarım ile uğraşmalarını yasaklamıştır.

–    İlk İslam donanması Hz. Osman döneminde kurulmuştur.

–    Emeviler döneminde donanmaya daha fazla önem verilmiş, Suriye, Mısır, Afrika ve İran Körfezi’nde donanmalar oluşturulmuştur.

–    Abbasiler döneminde Türkler, İslam ordularında görev alarak Abbasi ordusunun temelini oluşturmuşlar ve İslam ordularının güçlenmesinde önemli rol oynamışlardır.

EKONOMİ

–    İslam devletlerinde toplanan gelirler Beyt-ül Mal adı verilen devlet hazinesinde toplanmıştır. Araplar, maliye teşkilatlarını kurarken İran ve Bizans’tan etkilenmişlerdir.

–    Önceleri Suriye, Mısır, Bizans gibi devletlerin paralarını kullanan Araplar ilk defa Emeviler döneminde I. Abdülmelik zamanında üzeri Arapça yazılı altın ve gümüş paralar bastırmışlardır.

İslam Devletinin başlıca gelir kaynakları şunlardır:

a)  Aşar (öşür)

b)  Haraç (Hz. Muhammed döneminde)

c)  Cizye (Hz. Ömer döneminde)

–    Bu vergiler doğrudan hazineye girmeyen vergilerdir.

–    Devlet memurları veya komutanlar tarafından toplanır.

–    Bu gelirlerle asker beslenir (İktidarın oluşumu).

d)  Savaşlardan elde edilen ganimetin 1/5 i.

e)  Bağlı devletlerin vergisi

f)   Gümrük, maden, tuzla, orman, sulama, otlaklık gelirleri

g)  Fitre ve zekat

SANAT

–    İslamiyetin ilk dönemlerinde Arapların özgün bir sanat anlayışları yoktu. Ele geçirilen ülkelerin kültürlerinden etkilenme ve sentez sonucunda kendilerine özgü İslam sanatı doğmuştur.

–    İslamiyeti beniseyen tüm toplumların ortak ürünüdür.

–    İslam uygarlığı mimari, süsleme, seramik, dokuma ve çinicilik gibi alanlarda büyük bir gelişme göstermiştir.

a)  Mimari

–    İslam mimarisi, Arap, Bizans, İran, Türk ve Hint mimarisinin karışımından oluştu. İslam mimarisinin değişik İslam ülkelerindeki uygulamaları arasında birçok benzerlikler olduğu gibi üslup ve biçim yönünden önemli farklar vardır. Bu farkların ortaya çıkmasında ulusal kültür farklılıkları ve coğrafi koşulları (bilhassa iklim) etkili olmuştur. Emeviler döneminde mimari Hristiyan mimarisiyle boy ölçüşebilecek düzeye ulaştı.

b)  Süsleme Sanatları

–    İslamda resim ve heykeltıraşlık puta tapıcılığı geri getirir kaygısıyla yasaklanmıştır. Bu sanatların yerini oymacılık, kakmacılık, minyatür, nakkaşlık ve duygu ve düşüncelerini yazı ile ifade etmeleri sonucunda hat sanatı meydana getirilmiştir.

BİLİM VE EĞİTİM

–    Dört Halife ve Emeviler dönemlerinde eğitim ve öğretim sistemli ve yaygın bir şekilde yapılmamış, sadece camilerde Kur’an ve Hadis eğitimi verilmiştir.

–    Abbasiler döneminde eğitim ve öğretim işlemine ve bilimsel çalışmalara önem verilerek X. yüzyıldan itibaren ilk medreseler kurulmaya başlanmıştır.

–    Bağdat, Kurtuba, Şam ve Kahire birer İslam kültür merkezi haline getirilmiştir.

–    Abbasiler döneminde eski Yunan, Hellen, İran ve Hint eserleri Arapça’ya çevrilmiştir. Abbasi ve Endülüs halifeleri bilginleri edebiyatçıları ve sanatkarları koruyarak bilimsel faaliyetlerin gelişmesi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.