20.Yüzyıl Başlarında Dünya Ünitesi Özeti Ders Notu

20.Yüzyıl Başlarında Dünya Ünitesi Özeti Ders Notu

XX. yüzyıl, insanlık tarihinde yepyeni, öteki yüzyıllardan birçok yönüyle farklılıklar gösteren bir çağdır. İki büyük savaş (I. ve II. Dünya Savaşları) ve iki büyük uluslararası örgüt (Milletler Cemiyeti ve Birleşmiş Milletler), XX. Yüzyılın ilk yarısında ortaya çıktı. Birçok bağımsız devletin ortaya çıkması da (Polonya, Çekoslovakya, Yugoslavya, Macaristan, İsrail, Arap devletleri) bu yüzyılın ikinci yarısında oldu.

İnsanoğlu tüm yaşamı sona erdirecek güçte bir silahı (Atom bombası) bu yüzyılda kullandı bu arada, atomun içindeki gizli gücün silah yapımında olduğu kadar sağlık ve enerji gibi barışçı amaçlarla da kullanılabileceğini yine bu yüzyılda anladı.

 

I. DÜNYA SAVAŞI (1914 – 1918)

Tarihsel süreç süreklidir ve bu süreç içinde hiçbir dönem birdenbire başlamaz. Dolayısıyla I. Dünya Savaşı da, XVIII. yüzyılda yaşanan Fransız İhtilali ve İhtilal Savaşlarının meydana getirdiği gelişmelerin sonucunda ortaya çıktı.

Bu dönemde devletler arasındaki ilişkilerde milliyetçilik düşünceleri etkili hale geldi.

İtalyan ve Alman birliklerinin kurulması, Avrupa siyasal dengesini değiştirdi.

Balkanlarda da ulusal hareketler başladı ve Avrupa devletleri çıkarları doğrultusunda Balkanlarda faaliyet gösterdiler.

Sanayi Devrimi ve bunun sonucunda gelişen sömürgecilik, siyasi ilişkilerin Avrupa sınırlarından çıkarak, Afrika ve Uzakdoğu’ya yayılmasına neden oldu.

      

SAVAŞIN NEDENLERİ

Almanya’nın 1870 – 71 Sedan savaşında Fransa’yı yenilgiye uğratması, Alsase – Loren Meselesi siyasi birliğini kurduktan sonra ulusal ekonomi politikası izlemesi ve hızla sanayileşmesi ile İngiltere’nin dünya üzerindeki üstünlüğüne son vermek istemesi, I. Dünya Savaşı’nın en önemli  nedenlerindendir. Almanya’nın güçlenmesi İngiltere ile Fransa’nın yakınlaşmasına neden oldu.

 

Avrupa’da siyasal birliğini geç tamamlayan diğer bir ülke de İtalya oldu. İtalya da sömürgeler aramaya başlayınca bu durumdan İngiltere ve Fransa rahatsız oldu, ve sonucunda da İtalya ile Almanya yakınlaştı.

Rusya’nın Balkanlarda panislavist politikası Avusturya-Macarsitan İmparatorluğu’nun çıkarlarına aykırıydı. Bunun sonucunda Avusturya-Macaristan İmparatorluğu  da Almanya ile yakınlaşmaya başladı.

Yaşanan tüm bu gelişmeler sonucunda  Avrupa’da bloklaşmalar ortaya çıktı.

 

İTTİFAK DEVLETLERİ

Almanya, Avusturya – Macaristan İmparatorluğu ve İtalya bir araya gelerek Üçlü İttifak veya Bağlaşma Devletleri adı ile bir blok kurdu (1883). Sonradan Osmanlı Devleti ve Bulgaristan da bloğa katıldı.

İTİLAF DEVLETLERİ

İngiltere, Fransa ve Çarlık Rusya ile ittifak kurdu.

SAVAŞIN BAŞLAMASI

 

Avusturya veliahtının Bosna Hersek ziyareti sırasında Saraybosna’da  öldürülmesiyle savaş başladı.

 

I. DÜNYA SAVAŞININ CEPHELERİ

1-  Fransa Cephesi: Almanlar Belçika’yı geçerek Fransa’ya girdiler. Fransızlar İngilizlerin yardımıyla Almanları Marn hattında durdurdular. Bu, Almanya’nın dünya savaşındaki ilk yenilgisidir. I. Dünya Savaşı’na İttifak Bloğunda giren İtalya 1915’te taraf değiştirerek İtilaf Bloğuna geçti.

2-  Doğu Avrupa Cephesi: Alman-Avusturya kuvvetleri Rusları Galiçya’da yenilgiye uğrattılar.

3-  İtalya Cephesi: Avusturya-Macaristan ile İtalya arasında savaşlar oldu.

4-  Deniz Savaşları: Almanya, denizaltılarıyla İngiltere’yi ablukaya aldı. İngiltere’ye mal götüren bütün gemileri batırdı. Bu durum başta ABD olmak üzere Norveç, Danimarka ve Hollanda gibi tarafsız devletlerin tepkisini ortaya çıkardı.

OSMANLI DEVLETİ’NİN I. DÜNYA SAVAŞI’NA GİRMESİ

 

SAVAŞ ÖNCESİ DURUM

Osmanlı Devleti’nde padişah Mehmet Reşad, Sadrazam Said Halim Paşa idi. Yönetim İttihat ve Terakki Partisi vardı.

Osmanlı Devleti’nde iktidarı elinde bulunduran İttihat ve Terakki Partisinin  I. Dünya Savaşı öncesindeki düşünceleri şunlardı:

a)  Almanya’nın savaşı kazanacağını düşünüyorlardı.

b)  Almanya’nın yanında savaşa katılınması durumunda kısa süre önce kaybedilen toprakların geri alınabileceğine inanıyorlardı.

c)  Kapitülasyonların tek taraflı olarak kaldırılmasından yanaydılar.

d)  İngiltere’ye daha önceki politikalarından dolayı güvensizlik içerisindeydiler.

Almanya’nın Osmanlı Devleti’ni Kendi Yanında Savaşa Sokma Nedenleri:

1-  Osmanlı Devleti’nin jeopolitik konumundan yararlanmak

2-  Yeni cepheler açılmasını sağlayarak üzerindeki yükü hafifletmek. ( Avrupa’daki İtilaf kuşatmasını yarmak, karşısındaki güçleri azaltmak amacıyla güneyde yeni cepheler açarak Rusya’yı güneye çekmek, batıda İngiltere ve Fransa ile rahat çalışmak.)

3-  Osmanlıların asker gücü ve hammadde kaynaklarından yararlanmak

4-  Osmanlıların aracılığı ile İngiltere’yi Hindistan’a giden yolda engellemek

5-  İngiltere ve Fransa arasındaki bağlantıyı kesmek

6-  Osmanlı padişahının Halifelik konumundan yararlanıp İngiliz sömürgelerindeki Müslümanları İngiltere’ye karşı ayaklandırmak ve yeni sömürge alanları ele geçirmekti.

OSMANLI DEVLETİ’NİN SAVAŞA GİRMESİ

Akdenizde, İngiliz donanması tarafından kovalanan Goben ve Breslav adlı iki Alman gemisi Çanakkale Boğazını geçerek Osmanlı Devleti’ne sığındı. Osmanlı yönetimi bu gemilere Türk bayrağı çekerek Almanya’dan satın aldığını bildirdi.

Bu gemilerden Goben’e Yavuz, Breslav’a Midilli adı verilerek Osmanlı donanmasına katıldı. Bu gemiler, Alman Amiral Suşon komutasında  Osmanlı Devleti’nin diğer savaş gemileri eşliğinde 27 Ekim 1914 günü Karadenize açılarak Rusya’nın Karadeniz’deki Sivastopol ve Odesa limanlarını topa tuttu. Bu olay karşısında Rusya Osmanlı Devleti’ne 2 Kasım 1914’te, İngiltere ve Fransa ise 5 Kasım 1914’te savaş ilan etti.

Osmanlı Devleti ise bu duruma 14 Kasım 1914’te savaş ilan ederek karşılık verdi. Böylece Osmanlı Devleti “Dünya Savaşı”na girmiş oldu.

 

OSMANLI DEVLETİ’NİN SAVAŞTIĞI CEPHELER

 

Osmanlı İmparatorluğu’nun savaşa girmesiyle

savaş geniş alanlara yayıldı ve pek çok yeni

cepheler açıldı.

A) TAARRUZ CEPHELERİ

Almanların isteği ile açılan cephelerdir. Almanya’nın Doğu Avrupa’da Ruslara karşı yükünü hafifletmek için Kafkas Cephesi, Batı Avrupa’da İngiliz ve Fransızlara karşı yükünü hafifletmek için de Kanal Cephesi açıldı.

B) SAVUNMA CEPHELERİ

İtilaf Devletlerinin saldırıları sonucu açılan cephelerdir. Çanakkale, Filistin ve Suriye, Hicaz ve Yemen, Irak cepheleridir.

C) YARDIM AMACIYLA AÇILMIŞ OLAN CEPHELER

İttifak grubu devletlere yardım amacıyla açılan cephelerdir. Galiçya, Romanya ve Makedonya Cepheleridir.

1- KAFKAS CEPHESİ

 

1 Kasım 1914’te Rusların saldırısıyla açılan cephedir. Osmanlı topraklarında açılan ilk cephedir. Almanya bu cephenin açılmasını çok istiyordu. Çünkü Doğu Avrupa’daki Rus kuvvetleri Kafkas Cephesi’ne gelecek ve Alman ordusunun yükü azalacaktı.

Almanya, Bakü petrollerini ele geçirmek amacıyla Osmanlıları yönlendirdi. Enver Paşa ise Panturanizm düşüncesinin etkisiyle Orta Asya’daki Türkleri Rus etkisinden kurtarıp Osmanlı Devleti çatısı altında toplamak istedi.

Rus ilerleyişi karşısında Enver Paşa’nın doğrudan yönettiği Sarıkamış Harekatı başladı. Ancak ağır kış şartları, ordunun ihtiyaçlarının yeterince karşılanmaması, tifus hastalığı ve aşılması zor doğal engeller nedeniyle harekat bozgunla sonuçlandı.

Rusların isteğiyle İngilizler ve Fransızlar Çanakkale’de yeni bir cephe açınca, Rusların önünde önemli bir direnme gücü kalmadı. Ruslar 1915’te tekrar ileri harekete geçtiler. Van, Muş, Bitlis, Erzincan, Erzurum ve Trabzon’u ele geçirdiler.

Çanakkale Savaşı’ndan sonra 16. Kolordu Komutanlığına getirilen Mustafa Kemal başarılı savaşlar sonucunda Muş ve Bitlis’i kurtardı (1916).

Bu arada Rusya’da Bolşevik İhtilali (Ekim Devrimi) gerçekleşti. Çarlık rejimi yıkıldı, Bolşevikler iktidarı ele geçirdi. Bu süreçte Ruslar Anadolu’da işgal ettikleri Erzincan, Erzurum ve Trabzon’u boşalttı.

Rusya’da iktidarı ele geçiren Bolşevikler, İttifak Devletlerinden barış istedi.

 

BREST-LİTOWSK ANTLAŞMASI (3 MART 1918)

Bolşevik ihtilali sonucu Çarlık rejimini yıkarak sosyalist rejimi kuran Bolşevikler, Çarlık rejiminin gizli antlaşmalarını açıkladılar. Böylece Osmanlı Devleti’nin paylaşılmasıyla ilgili gizli planlarda öğrenildi.

Savaşa katılan devletlere barış taraftarı olduğunu açıklayan Bolşevikler, Almanya, Bulgaristan, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı Devletiyle barış imzaladı. Buna göre Rusya’nın yeni yönetimi, 1878 Berlin Antlaşmasıyla sahip olduğu Kars, Ardahan ve Batum’u geri verdi. Böylece bu üç bölge önce bu anlaşmayla bağımsız oldu, halk oylaması sonucunda ise Osmanlı Devletine katılmıştı.

 

Önemi:

  •   Osmanlıların toprak kazandığı son antlaşmadır.
  •   1917 Paris Paylaşım Tasarısını geçersiz sayan antlaşmadır.
  •   Osmanlı Devleti’nin Rusya’nın yeni yönetimiyle yaptığı tek antlaşmadır.
  •  Bu antlaşmayla Kafkas Cephesi kapanmıştı.

TEHCİR KANUNU (27 MAYIS 1915)

Rusların Doğu Anadolu’yu işgale başlaması sonucu Ermeniler isyan çıkardılar. İttihat ve Terakki yönetimi isyanı bastırmak ve Rusların Ermenileri kullanmasını engellemek amacıyla 27 Mayıs 1915’te “Tehcir Kanunu”nu çıkarttı. Bu kanun şöyle diyordu: “Ülke savunması ve düzenine karşı çıkan, silahlı tecavüzde bulunan, casusluğu ve ihaneti tespit edilenler bireysel ya da topluca başka bölgelere göç ettirilebilecektir.”

İşte bu kanun gereği Osmanlı yönetimi meşru bir hakkını kullandı, kanunda belirtilen suçu işleyen Doğu Anadolu’daki Ermenilerin bir çoğu toplanarak yine ülkenin sınırları içinde yer alan bir başka bölgeye Suriye’ye göç ettirildi.

2-  ÇANAKKALE CEPHESİ

Bu cephe, İtilaf Devletleri tarafından:

–    Sosyal ve ekonomik bunalıma düşen ve doğuda Almanlara karşı zor anlar yaşayan Ruslara gerekli yardımı ulaştırmak

–    İstanbul’u ve Boğazları ele geçirip Osmanlı Devleti’ni savaş dışı bırakmak

–    Osmanlı kuvvetlerini Çanakkale’ye çekerek Rusları doğuda rahatlatmak

–    Baltık Denizi’ndeki Alman denizaltılarının etkinliği nedeniyle Boğazlar üzerinden Rusya’ya ulaşmak

–    Savaşa henüz girmemiş olan Balkan devletlerini kendi yanlarına çekerek Bulgaristan ile Avusturya-Macaristan’a karşı yeni bir cephe açmak, Almanlara karşı Balkanlarda güçlenmek

–    İngiltere’nin Doğu Akdeniz’deki egemenliğini sağlamlaştırmak

amaçları doğrultusunda açıldı.

 

Savaşı kısa sürede bitirmek amacıyla İngilizler Deniz Bakanı Churchill tarafından ortaya atılan bir düşünce ile 18 Mart 1915 yılında Çanakkale Boğazı’na saldırdılar.

           İtilaf Devletleri öncelikle “deniz savaşı” ile Boğazı geçmeyi denediler; ancak Nusret Mayın Gemisi’nin döktüğü mayınlar ile Türk topçusunun ateşi sonunda geri çekilmek zorunda kaldılar.

İtilaf Devletlerinin deniz yolu ile Boğazı geçemeyerek geri çekilmesi dünyada büyük prestij kaybetmelerine neden oldu. Bunun üzerine Nisan 1915’te sömürgelerinden getirdikleri askerlerle General Hamilton komutasında Gelibolu Yarımadasına asker çıkardılar.

Arıburnu, Anafartalar ve Conkbayırı bölgelerinde Mustafa Kemal’in elde ettiği büyük başarılar cephenin Türk ordusunun zaferiyle kapanmasını sağladı.

Sonuçları:

 

–    Savaş üç yıl daha uzadı ve yeni cepheler açıldı.

–    İtilaf Devletleri’nin Boğazları ve İstanbul’u almaları önlendi.

–    Rusya, müttefiklerinden beklediği yardımı alamayınca, ekonomik ve sosyal bunalımlar arttı ve Ekim 1917 ihtilali meydana geldi. Yeni kurulan Sovyet yönetimi İttifak Devletleriyle Brest-Litowsk Antlaşmasını imzalayarak I. Dünya Savaşından çekildi.

–    İngiliz ve Fransız donanmaları büyük kayıplar verdi.

–    Yarım milyon insanın ölümüne neden oldu.

–    İngiltere ve Fransa sömürgelerinde itibar kaybına uğradı. Özellikle Müslüman sömürgelerinde ayaklanmalar meydana geldi (Hindistan).

–    Mustafa Kemal bu savaş sonunda elde ettiği başarıyla büyük bir üne kavuşmuştu, bu durum da Mustafa Kemal’in Ulusal Mücadelenin önderi kabul edilmesinde büyük etken oldu.

Çanakkale Savaşının Osmanlı Devleti Açısından Sonuçları:

–    Başkent İstanbul ve Boğazlar işgalden korundu, dolayısıyla Osmanlı Devleti’nin siyasal yaşamını bir süreliğine daha uzattı.

–    Türk insanının askeri kayıpları yanında öğretmen, mülkiyeli, tıbbiyeli hatta lise düzeyindeki gençlerini bu savaşta kaybetmesi ileriki yıllarda Türkiye’yi eğitimli insan kaynağından yoksun bıraktı. “Yedek Subaylar Savaşı” olarak da bilinen Çanakkale Savaşı’nda Türkiye adeta aydın neslini yitirdi.

–    Bu savaşın kazanılması, Milli Mücadeleye örnek oldu ve Türk Mücadele ruhunun uyanmasını sağladı.

3-  SÜVEYŞ KANALI CEPHESİ (1916)

Almanya’nın desteği ve planlamasıyla Osmanlı Devleti tarafından İngiltere’ye karşı açılan bu cepheden beklentiler şunlardır:

–    Almanların desteğiyle zengin Mısır’ı İngiltere’nin elinden almak

–    Osmanlılar aracılığı ile Süveyş ve Mısır’ı ele geçirerek İngiltere’nin sömürgeleriyle olan en kısa bağını kesip insan ve malzeme yardımı almasını engellemek ve ekonomisini çökertmek

İklim koşullarının elverişsizliği, Almanya’nın söz verdiği yardımı göndermemesi, ordunun iyi hazırlanmaması, Arapların İngilizlerle işbirliği yapması, İngiliz Ordusunun sayı ve malzeme bakımından üstün olması ayrıca bu cepheyi iyi savunmaları sonucunda Osmanlı Devleti başarı sağlayamadı.

Karşı saldırıya geçen İngilizler 1916 yılı sonunda Sina Yarımadasını alarak Kudüs’ü işgal ettiler ve Suriye’ye dayandılar.

 

Bu savaş sırasında Müslüman Arapların İngilizlerin kışkırtmasıyla Türk askerlerine karşı savaşmaları Abbasilerden bu yana devam eden “Ümmetçilik” anlayışının geçerliliğini kesin olarak yitirdiğinin kanıtı oldu.

4-  SURİYE-FİLİSTİN CEPHESİ

Kanal Cephesinin devamı niteliğindedir. Arap-İngiliz güçlerinin saldırıları sonucunda Osmanlı birlikleri Filistin’den çekildi. Yıldırım Orduları Komutanlığına atanan Mustafa Kemal İngiliz ordularını Halep’te durdurdu. Mondros’un imzalanmasından sonra Osmanlı Hükümetince Yıldırım Orduları dağıtılıp Mustafa Kemal İstanbul’a çağrılınca Fransızlar Suriye’yi işgal ettiler.

5-      IRAK CEPHESİ

 

Buradaki amacı;

–    Basra’ya rahatça asker çıkarmak,

–    Musul petrollerine ulaşmak,

–    Arapları Osmanlı aleyhine kışkırtmak,

–    Osmanlı Devleti’nin Hindistan’daki Müslümanlarla bağlantısını kesmekti.

1914 yılında Basra’ya asker çıkaran İngiltere 1915 yılı sonlarında Kutül-Amare’de yenilgiye uğrayıp kuvvetlerinin 1/3 ünü kaybetti ve geriye çekildi.

Fakat Türk kuvvetlerinin takviye edilmemesi ve taarruza geçirilmemesi sonucu elde edilen başarı uzun sürmedi ve Basra’ya yeniden asker çıkaran İngiltere yeni taarruzlar sonucu 1917’de Bağdat’ı ele geçirdi.

 

6-  YEMEN-HİCAZ CEPHESİ

 

İngilizlerin yanında, kışkırttıkları Araplar ile mücadele edildi. İngilizler Araplara milliyetçilik fikirleri aşıladılar ve Mekke Emiri Şerif Hüseyin ile anlaştılar. Lübnan hariç büyük ve bağımsız bir Arap devletinin kurulmasını destekleyeceklerini kabul ettiler. Araplar, İngiliz desteğiyle Türk askerlerine karşı kutsal topraklarda savaştılar, Osmanlıları bu topraklardan uzaklaştırdılar.

 

7-  GALİÇYA CEPHESİ (1916)

Doğu Avrupa’da açılan bu cephenin açılma sebepleri,

–    İtalya’nın, Batı ve Güney Anadolu’nun kendisine söz verilmesinden sonra İtilaf Bloğuna geçmesi, Almanya’nın Osmanlılar ile bağ kurabilmesi için Bulgaristan’ı yanına alması, Almanya-Bulgaristan-Avusturya-Macaristan-Osmanlı savunma hattının kurulması,

–    Rusya’nın kuzeyden saldırıya geçerek Almanya, Avusturya-Macaristan, Bulgaristan, Osmanlı bağını koparmak istemesidir.

8-  MAKEDONYA CEPHESİ (1917)

Bulgaristan’ın Balkanlarda üstün duruma gelmesiyle İngiltere, İtalya ve Yunanistan’ın Bulgaristan’a karşı harekete geçmesi sonucu Türk askerlerinin Bulgarları desteklediği bu cephede İtilaf Devletleri önemli bir varlık gösteremediler.

9-  ROMANYA CEPHESİ

Osmanlı Devleti, Romanya’ya karşı Bulgarlara yardım etmek amacıyla asker gönderdi. Bolşevik İhtilali’nin çıkması üzerine Romanya da savaştan çekildi.

Makedonya Cephesi, İtilaf Devletleri’nin Osmanlı-Alman demiryolu irtibatını kesmek amacıyla açtıkları bir cephedir.

Osmanlı Devleti’ni Paylaşma Tasarıları ve Gizli Antlaşmalar

1. 1915 Boğazlar Antlaşması

 

  İngiltere, Fransa, Rusya arasında yapıldı.

İstanbul, Boğazlar ve Marmara kıyıları Rusya’ya verildi.

2. 1915 Londra Antlaşması

    İngiltere, Fransa, İtalya arasında yapıldı.

     Antalya, Konya, Aydın ve İzmir bölgesi İtalya’ya verildi.

3. 1916 Sykes Picot Antlaşması

    İngiltere ve Fransa arasında yapıldı.

     Adana, Suriye, Lübnan ve Antakya Fransa’ya verildi.

     Musul hariç Irak İngiltere’ye verildi.

4. 1916 Mac Mohan Antlaşması

 

    İngilizler ve Araplar (Hicaz Emiri Şerif Hüseyin) arasında yapıldı.

     Suriye ve Irak dolaylarında büyük bir Arap Devleti kurulması planlandı.

5. 1916 Petrograt Sözleşmesi

    İngiltere, Fransa, Rusya arasında yapıldı.

     Rusya’dan Sykes Picot Antlaşmasını onaylaması istendi. Buna karşılık Rusya’ya ek olarak Trabzona kadar Doğu Karadeniz kıyıları, Erzurum, Van ve Bitlis verildi.

6. 1917 Saint Jean de Maurienne Antlaşması

    İngiltere, Fransa, İtalya, Rusya arasında yapıldı.

    İtalya’ya verilen bölgeleri Rusya’nın onaylaması istendi. Fakat bu dönemde Rusya’da çıkan Bolşevik İhtilali nedeniyle Rusya I. Dünya Savaşı’ndan çekilmiş, antlaşmaları ise dünya kamuoyuna açmıştır.

I. DÜNYA SAVAŞI SONUNDA OSMANLI İMPARATORLUĞU’NUN DURUMU

ABD’NİN SAVAŞA GİRMESİ VE WİLSON İLKELERİ

1917 yılına gelindiğinde I. Dünya Savaşı’nda yer alan tüm devletler savaştan çok olumsuz bir şekilde etkilenmeye başlamıştı. Ayrıca İttifak ve İtilaf grupları birbirlerine karşı kesin bir üstünlük sağlayamadığı gibi savaşın ne zaman sona ereceği de belli değildi.

Fakat 1917 yılında iki önemli olay oldu:

 

1-  Rusya’da Ekim 1917 İhtilali ile Çarlık Rusyası sona erdi, Bolşevikler iktidarı ele geçirdi. İhtilalin ardından yönetimi ele geçiren Bolşevikler, savaştan çekilme kararı aldı.

2-  2 Nisan 1917’de ABD İtilaf Bloğu yanında savaşa katıldı.

ABD, XIX. yüzyılın ikinci yarısında kendi kıtası dışındaki siyasal olaylara karışmama kararı aldı. Buna Monrea Doktrini denir.

XX. yüzyılın başlarında I. Dünya Savaşı başladığında ABD tarafsızlığını ilan etmişti. Ancak savaş sürecinde adeta bir savaş ekonomisi oluşturan ABD, İtilaf Devletlerine silah, cephane ve hammadde satışında bulunuyordu.

Almanya, ABD’den İtilaf Bloğuna silah ve cephane satışını durdurmasını istedi. Bunun durmaması durumunda ABD gemilerinin batırılacağını bildirdi. Durum değişmeyince Almanlar dünya çapında bir denizaltı savaşına girişerek Anlaşma devletlerine malzeme taşıyan gemileri batırmaya başladılar. Alman denizaltılarının ABD’nin sivil ticaret ve yolcu gemilerini batırması üzerine savaşın kaderini değiştiren olay gerçekleşti ve 2 Nisan 1917’de zaten Anlaşma Devletleri’ne sempatisi olan ABD, İtilaf Devletleri tarafına katılarak Almanya’ya savaş ilan etti.

ABD Başkanı Wilson savaşa girerken bir bildiri yayınlayarak savaş sonrası yapılacak işleri bir takım ilkelere bağladı. Buna 14 Prensip ya da Wilson İlkeleri denir. İtilaf Devletleri de buna uyacaklarını belirttiler.

İnsanlığın felakete uğramaması amacıyla 8 Ocak 1918’de yayınlanan bu ilkelerin bir çoğu İtilaf Devletleri’nin çıkarlarına uygun değildi, ancak ABD’nin kendi yanlarında savaşa girmesini sağlamak için bu ilkeleri uygulayacaklarını belirttiler.

WİLSON İLKELERİ (8 OCAK 1918)

1-  Yenen devletler, yenilen devletlerden toprak almayacaktır.

2-  Yenilen devletler savaş tazminatı ödemeyecektir.

3-  Devletler arasında gizli antlaşmalar yapılmayacaktır.

4-  Devletler arasındaki sorunların çözümünde diplomasi yöntemleri kullanılacaktır.

I. Dünya Savaşı’ndan sonra Cemiyet-i Akvam adı ile de bilinen Milletler Cemiyeti kurulmuştur. Savaşın galiplerince savaş sonrası oluşturulan bu örgüt, sınır ve azınlıklar gibi sorunların çözümünde çifte standart uygulamış ve II. Dünya Savaşı’nın çıkmasını önleyememiştir.

5-  Boğazlar uluslar arası garanti altında bütün devletlerin ticaret gemilerine açık olmalıdır.

6-  Osmanlı Devleti’nde Türklerin oturdukları bölgelerin bağımsızlığı sağlanmalıdır. Ancak Osmanlı topraklarında yaşayan diğer uluslara nüfusça çoğunlukta oldukları bölgelerde kendi geleceklerini tayin etme hakkı tanınmalıdır.

Bu madde I. Dünya Savaşı’ndan çekilme kararı alan Osmanlı yöneticilerinin en çok güvendiği madde olmuştur.

7-  Her devlet, kendi güvenliğini sağlayacak kadar silah üretecektir.

Wilson İlkeleri’nin Gerçek Amaçları:

–    ABD’nin dünya ekonomisine yön vermesini ve Amerikan sanayisinin dünya pazarlarına egemen olmasını sağlamak

–    Sömürgeciliğe son verip İngiltere’nin gücünü kırmaktır.

Wilson İlkeleri’nin Önemi

–    I. Dünya Savaşı’nın sona ermesine katkıda bulundu.

–    Osmanlı topraklarının parçalanmasını kolaylaştırdı.

 

SAVAŞIN SONU

ABD’nin İtilaf Devletleri yanında savaşa katılmasıyla savaşın dengesi değişti. Almanya yenilerek geri çekilmeye başladı. Doğu cephesinin de çökmesiyle sırasıyla Bulgaristan, Osmanlı Devleti, Avusturya-Macaristan ve Almanya ateşkes imzalayarak savaştan çekildiler.

Barış antlaşmalarının koşullarının görüşülmesi için 18 Ocak 1919’da Paris Barış Konferansı toplandı.

PARİS BARIŞ KONFERANSI

 

Resmi toplanma nedeni: I. Dünya Savaşı sonrası barış antlaşmalarının taslaklarını hazırlamak

Asıl toplanma nedeni: Osmanlı Devleti’ni paylaşmaktır.

Konferansa 32 devlet katılmış, ancak 5 devlet hakim olmuştur: Bunlar Amerika, İngiltere, Fransa, İtalya ve Japonya’dır.

ABD: Wilson, uluslararası ilişkilerde sürekli bir barış sağlayacak ve koruyacak olan Milletler Cemiyeti’nin kurulmasını amaçladı. Çünkü Amerika, dünyada tek güç olmaya çalışıyordu. Bunun da Avrupalı devletlerin sömürgecilik siyasetlerini sona erdirmekle mümkün olabileceğine inanıyordu.

İNGİLTERE VE FRANSA: Barış düzeninde kendi çıkarlarını en iyi şekilde koruyabilecek yolu bulmayı amaçladılar. Fransa’nın amacı, Almanya’nın güçlenmesini önleyecek kararların alınmasıydı. İngiltere de Alman donanmasını ortadan kaldırmak ve Almanyan’ın bir daha Avrupa’nın dengesini bozmasını önlemek düşüncesindeydi. Wilson İlkeleri’ni kabul etmiş olan bu devletler, sömürgecilik siyasetlerini sürderebilecek ortamı yaratmaya çalışmışlardır.

JAPONYA: Avrupa ile ilgilenmediği için konferansta pasif bir rol oynadı.

İTALYA: Diğer devletler kadar etkili olamayan İtalya savaşa girerken kendisine vadedilen yerleri almaya çalışmış ancak başarılı olamamıştı. Batı Anadolu daha önce İtalya’ya vaadedilmişti fakat, konferansta Yunanistan’a bırakılmıştı. Bu durum İtalya’nın İngiltere ve Fransa ile arasını açmıştır.

 

I. DÜNYA SAVAŞI SONUNDA İMZALANAN BARIŞ ANTLAŞMALARI

Rusya ile Brest-Litowsk Antlaşması (3 Mart 1918)

 

XIX. yüzyılın ortalarından beri Rusya’da oluşan sosyalist hareket, I. Dünya Savaşı’nın da etkisiyle siyasal bir devrim hareketi şekline dönüştü. 1917’de Çarlık yönetimine son verildi. Yönetimi ele geçiren Bolşevik Hükümeti savaştan çekilme kararı alarak Çarlık Rusyası’nın bütün gizli antlaşmalarını dünya kamuoyuna açıkladı. Bu antlaşmaların açıklanmasının nedeni, hem Rus halkına, hem de batı ülkelerine bu savaşın bir emperyalizm savaşı olduğunu anlatmaktı. Rusya bu antlaşmayla Polonya, Baltık devletleri, Finlandiya, Ukrayna ve Beyaz Rusya topraklarının bir bölümünü yitirdi. Kars, Ardahan ve Batum’u da Osmanlı Devleti’ne geri verdi.

Almanya ile Versay Antlaşması (28 Haziran 1919)

 

Almanya, Alsas-Loren bölgesini Fransa’ya bıraktı, Avusturya, Polonya ve Çekoslovakya’nın bağımsızlığını tanıdı. Almanya ile Avusturya’nın birleşmesi yasaklandı. Ayrıca bütün denizaşırı topraklarından da vazgeçti. Zorunlu askerlik kalkmasını en çok yüz bin kişilik bir orduya sahip olmayı ve “Onarım Borcu” adı altında savaş tazminatı ödemeyi kabul etti.

Versay Antlaşması, Alman tehdidine son vermek amacı ile hazırlandı ancak başarılı olamadı. Almanya işgal edilmediği ve parçalanmadığı için ileride güçlenecek temellere sahip bir devlet olarak kaldı.

Avusturya ile Saint Germain Antlaşması (10 Eylül 1919)

 

Avusturya, Macaristan, Çekoslovakya ve Yugoslayva’nın bağımsızlıklarını tanıdı. Zorunlu askerlik kaldırıldı. Avusturya ordusu otuz bin kişiye indirildi. Almanya gibi “Onarım Borcu” adı altında savaş tazminatı ödeyecekti. Bu antlaşma ile Avusturya toprakları 576.000 km2 den 84.000 km2 ye nüfusuda 50 milyondan 7 milyona düştü.

Bulgaristan ile Nöyyi Antlaşması (27 Kasım 1919)

 

Bulgaristan topraklarının bir kısmını Romanya, Yunanistan ve Yugoslavya’ya bırakacak, böylece Ege Denizi ile bağlantısı kalmayacaktı. Zorunlu askerlik kalkacak, deniz ve hava kuvveti kalmayacak, ordusu 25 bini aşmayacaktı.

Macaristan ile Trianon Antlaşması (4 Haziran 1920)

 

Macaristan’ın ordusu otuz beş bin kişi olacak zorunlu askerlik kalkacak ve savaş tazminatı ödeyecekti. Antlaşma ile toprakları da 330.000 km2 den 92.000 km2 ye düştü.

Mondros Ateşkes Antlaşması (30 Ekim 1918)

Osmanlı Devleti’nin Bu Antlaşmayı İmzalama Nedenleri

 Savaşın kaybedileceğinin anlaşılması

 Osmanlı Devleti’nin Wilson ilkelerine güvenmesi

 Bulgaristan’ın savaştan çekilmesiyle Osmanlı-Almanya bağlantısının kopması

 İstanbul ve Boğazlarının işgal tehdidi altına girmesi

İngiliz Generali Tawnshend’in arabuluculuğu sonunda Limni adasının Mondros limanında Bahriye Nazırı Rauf Orbay başkanlığındaki Osmanlı heyeti, itilaf devletleri adına İngiltere’nin Akdeniz filosu komutanı Amiral caltrophe arasında imzalandı.

25 maddeden oluşan bu ateşkes çok ağır şartlar taşımaktadır.

Maddeleri

7. ve 24. maddelerle itilaf devletleri işgallerine zemin hazırladılar.

7. madde:  Anlaşma devletleri güvenliklerini tehlikede gördükleri herhangi bir stratejik noktayı işgal edebilecektir. (Doğu Anadolu’da bir Ermeni Devlet kurmak amaçalanmıştır.)

24. madde:Doğu Anadolu’da altı ilde (Vilayet-i Sitte) herhangi bir karışıklık çıkarsa  itilaflar bu illeri işgal edebilecektir.

Osmanlı Devleti’nin savunmasını kırmak amacıyla konulan maddeler

 Sınırların korunması ve iç güvenliğin sağlanması dışındaki Osmanlı orduları terhis edilecek

 Orduya ait silah, cephane, taşıtar ve donanma itilaflara teslim edilecek

 İran ve Kafkasya’daki Osmanlı birlikleri geri çekilecek ve bu birlikler itilaf devletlerine teslim edilecek

 Limanlar, toros tünelleri, tersaneler, demiryolları itilaf devletleri denetimine bırakılacak

Boğazlarla İlgili Madde

 Boğazlar bütün devletlere açık olacak  ve gerekirse yine itilaf devletleri tarafından işgal edilebilecek

Devletlerin eşitliği ilkesine aykırı madde

 Ermeniler ve itilaflardan alınan esirler serbest bırakılacak, Türk esirleri ise İtilaf devletlerinin denetiminde kalacak

Ekonomik kısıtlama getirilen madde

 İtilaf devletleri akaryakıt, kömür ihtiyaçlarını Osmanlı Devleti’nden  karşılayacak, Osmanlı devleti bu malları ihraç etmeyecek.

Osmanlı Devleti ile Sevr Antlaşması (10 Ağustos 1920)

Batı Anadolu Yunanistan’a, güneyde Mardin, Urfa, Antep ve Amanos Dağları Fransa’ya verildi. Doğuda Ermenistan, Irak ve Suriye arasında kalan bölgede Kürdistan devletleri kurulacaktı. İstanbul, uluslararası bir kent olacak ve Boğazlar da uluslararası bir komisyon tarafından yönetilecekti. Irak, İngiltere’ye bırakılacak ve Osmanlı askeri gücü sınırlandırılacaktı.

Sevr Barış Antlaşması’nın Değerlendirilmesi

 

İtilaf Devletleri ile Osmanlı Devleti arasında imzalanan bu antlaşma İttifak devletlerinin diğerleriyle yapılan antlaşmalardan çok daha ağır koşullar içermektedir. Bu antlaşmayla sadece yenik bir imparatorluk parçalanmadı, Türklere yaşama hakkı dahi tanınmadı. Türklere sadece Ankara, Kastamonu ve dolayları bırakıldı. (Akdenize çıkışı olmayan, yeraltı ve yerüstü kaynakları bulunmayan küçük bir bölge.)

İmparatorluğun içindeki azınlıklara yaşama ve bağımsızlık hakkı verilirken, imparatorluğun ana unsuru olan Türklere yaşama hakkı tanınmadı. Osmanlı Devleti, İtilaf Devletlerinin ortak sömürgesi haline getirildi. Sevr Antlaşması’nın bu özellikleri, Türk Kurtuluş Savaşı’nın haklılığını kanıtlamaktadır.

I. DÜNYA SAVAŞI SONUÇLARI

 Devletlerarası dengeler bozulmuştur.

 İmparatorluklar yıkılmıştır. (Avusturya – Macaristan ve Osmanlı İmparatorluğu)

 Yeni devletler kurulmuştur. (Yugoslavya,Polonya, Çekoslavakya, Macaristan)

 Yeni rejimler ortaya çıkmıştır. (Kominizm, Faşizm, Nazizm)

 Cemiyet-i Akvam (Milletler Cemiyeti) kurulmuştur.

 Yenilen devletlerin imzaladığı ağır antlaşmalar yeni savaşlara neden omuştur.

 Askeri teknoloji gelişmiştir. İlk kez kimyasal silah ve tanklar kullanılmıştır.

 Sivil savunma ortaya çıkmış ve cephe gerisi önem kazanmıştır.

 Sömürgecilik, manda ve himaye adını almıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.