17. Yüzyılda Osmanlı Devleti Ders Notu Konu Özeti

DURAKLAMA DÖNEMİ   (17. YÜZYIL)

OSMANLI SİYASİ TARİHİ

  • Ahmet, hanedanın en yaşlı ve en olgun üyesinin başa geçmesi kuralını getirerek şehzadelerin sancaklarda görevlendirilmesine son verdi. Böylece taht kavgalarını önledi. Fakat, bu uygulama tecrübesiz kişilerin başa geçmesine yol açtı. Padişahların çoğu başarısız oldu. Padişahlar ordunun başında sefere çıkmaz oldular. Sadrazamlar çok sık değiştirildi.
  • Devlet hizmetinde yeterlik, doğruluk, çalışkanlık yerini rüşvete, dalkavukluğa, adam kayırmaya bıraktı. Memurluklar rüşvet karşılığı satıldı. Eyaletlerin başına iltimas ve rüşvetle valiler atandı. Bunlar gittikleri yerlerde halka baskı yaptılar. Ayrıca, uzun süren savaşlardan dolayı Tımarlı Sipahiler memleketlerinden uzak kaldılar. Taşrada otorite boşluğu oluştu.
  • Murat döneminde, devlet düzeninin temel unsuru olan askeri ocaklara, kanun-i kadim’e (geleneksel kurallara) aykırı bir biçimde asker alındı. Devşirme sistemi ve ordu disiplini bozuldu. Askeri ocaklar birer çıkar kaynağı haline geldi.
  • Yeniçeriler, askerlik mesleği dışında bazı işlerle uğraşmaya başladılar. Devlet adamlarını, hatta padişahları değiştirir hale geldiler. Sayıları her geçen gün artarken, nitelikleri azaldı. Eskiden “ocak devlet içindir” anlayışıyla hareket eden yeniçeriler, giderek “devlet ocak içindir” anlayışıyla hareket ederek, ocağı kendi çıkarları için kullandılar.
  • Dirlikler, askerlikle ilgisiz kişilere dağıtılmaya ya da iltizama verilmeye başlandı. Dirlik sahipleri dirliklerinin başında değil, şehirlerde oturdular; üretimle doğrudan ilgilenmediler. Bu nedenle Tımarlı Sipahiler’in eski düzeni bozuldu; sayıları her gün biraz daha azaldı. Yeniçerilerin sayısı artarken Tımarlı Sipahiler’in azalması askeri dengeyi bozdu.
  • Üretimin düşmesi ve savaşların uzaması giderleri artırdı. Giderlerini karşılamakta zorlanan devlet yeni vergiler koymaya yöneldi. Önemli bir tarım bilgisine ve teknolojisine sahip olmayan ve bu nedenle gelirini artıramayan halk, vergileri ödemekte zorlandı. Köylü kitleler halinde toprağını terk etti. Köyden kente doğru bir göç hareketi başladı. Önemli miktarda arazi boş kalırken, şehirlerde nüfus yığılmasının oluşması işsizlik sorununu artırdı.
  • Devlet, temel üretim faktörü olan tarımı yeniden canlandırmak ve giderlerini karşılayabilmek için, köylünün terk ettiği toprakları iltizama (kiraya) verdi. Ayrıca, maaşını ödeyemediği önemli bürokratlara da, alacakları karşılığında bu toprakları vererek bir yükün altından çıkmaya çalıştı. Fakat bu tedbir, devletin en önemli üretim faktörü olan dirlik (tımar) sistemini iyice bozdu. Toprağı kiralayan eşraf zamanla güçlendi ve ayan denilen zümre ortaya çıktı.
  • Ayrıca, kapitülasyonlardan dolayı ticaretin azınlıkların ve yabancıların elinde olması; iç gümrük uygulamasından dolayı güçlü bir Müslüman tüccar sınıfının ortaya çıkmamış olması da Osmanlı ekonomisinin çökmesinde rol oynadı. 

 DURAKLAMANIN NEDENLERİ

İç Nedenler:

  1. Devlet yönetimi ve merkezi otoritenin bozulması.
  2. Çocuk yaşta ve tecrübesiz kişilerin başa geçmesi. Valide sultanların ve bürokratların yönetimde etkinlik kazanmaları.
  3. Rüşvet ve iltimasın (adam kayırmanın) artması.
  4. Askeri yapının (devşirme ve tımar sistemlerinin) bozulması. Yeniçeri Ocağı’na askerlikle ilgisi olmayan kişilerin alınması. Yeniçerilerin yönetimde etkinliklerinin artması.
  5. Dirliklerin ilgisiz kişilere verilmesi. Tımarlı sipahilerin ihmal edilmesi ve sayılarının azalması.
  6. Ordunun niteliksiz yığınlara dönüşmesi ve askeri disiplinin bozulması.
  7. Yenilgi ve toprak kayıplarının artması. Savaşların bir gider kaynağı haline gelmesi.
  8. Savaşların uzaması üzerine üretken nüfusun uzun süre cepheye bağlı kalması; tarım üretiminin düşmesi, ekonomik yapının bozulması.
  9. Cülus bahşişlerinin artması; saray masrafları ve israfın çoğalması.
  10. Eğitim sisteminin bozulması. Medreselerin başına niteliksiz kişilerin getirilmesi.
  11. Ulema sınıfının Yeniçerilerle işbirliği yapması ve yeniliklere karşı çıkması.
  12. Ülkede güven ve asayişin bozulması. Eşkıyalığın yaygınlaşması. Anadolu ve uzak eyaletlerde çok sayıda isyanın çıkması. 

Dış Nedenler:

  1. Devletin, bir yandan doğal sınırlara ulaşması, öte yandan güçlü devletlerle komşu olması.
  2. Coğrafi Keşifler’in Akdeniz ticaretinin önemini azaltması. Bu nedenle devletin gümrük gelirlerinin azalması.
  3. Avrupa’da altın ve gümüşün artması nedeniyle Osmanlı parasının değer yitirmesi,
  4. Batıdaki askeri ve teknik gelişmelerin takip edilmemesi. Kapitülasyonların zamanla devletin aleyhine işlemesi.
  5. Osmanlı’nın zayıflaması üzerine, Avrupa’da haçlı zihniyetinin yeniden canlanması.

İÇ İSYANLAR

 Nedenleri:

  1. Merkezi otoritenin zayıflaması,
  2. Devşirme ve tımar sistemlerinin bozulması,
  3. Rüşvet ve haksızlıkların yaygınlaşması,
  4. Haksız vergilerin alınması,
  5. Paradaki altın oranının düşürülmesi,
  6. Maaşların zamanında ödenememesi,
  7. İran ve Avusturya savaşlarının uzun sürmesi,
  8. Savaş kaçaklarının eşkıyalığa yönelmesi,
  9. Islahatların, çıkarcı çevrelerin tepkisini çekmesi. 

1)  Yeniçeri İsyanları:

  • Askeri ve ekonomik niteliktedir. Yeniçeri, ulema ve bürokratların, çıkarlarını korumak üzere başvurdukları bir yoldur. Devlet düzenini değil, yöneticileri değiştirmeye yöneliktir.
  • Murat döneminde, maaşların ayarı düşük akçelerle ödenmesi yeniçeri isyanına yol açtı.
  • Osman (Genç), Yeniçeri Ocağı’nı kaldırmak istedi. Durumdan haberdar olan Yeniçeriler, isyan ederek II. Osman’ı öldürdüler. İlk kez bir padişah isyanla öldürüldü.
  • Mehmet döneminde, maaşlarının verilmemesi ve saray ağalarının devlet işlerine karışması gerekçesiyle isyan ettiler. İstemedikleri kişilerin idamını sağladılar. (Bu olay Vak’a-i Vakvakiye (Çınar Olayı) olarak adlandırılır.) 

2) Celali İsyanları:

  • Tamamen ekonomik niteliklidir. Dirlik sisteminin bozulması, vergilerin artırılması ve kanuna aykırı vergilerin toplanması köylüyü topraktan kopardı. Eşkıyalık türedi. Savaşların uzaması da isyanların çıkmasını ve yaygınlaşmasını sağladı. Karayazıcı, Canbolatoğlu ve Kalenderoğlu bunların başlıca-larıdır. Ayrıca, Erzurum Valisi Abaza Mehmet ve Sivas Valisi Vardar Ali gibi yöneticiler de isyan ederek, devleti uzun süre uğraştırdılar. 

3) Eyalet İsyanları: 

  • Merkezi otoritenin zayıflaması üzerine, bazı bağlı beylik ve eyaletlerde de isyanlar çıktı. Bazen eyaletlerin başındaki yöneticiler, bazen da yöneticilerin zulmünden dolayı halk isyan etti. Eflak, Boğdan, Erdel, Yemen, Bağdat, Basra ve Trablusgarb isyanları bunların başlıcalarıdır.

DÖNEMİN SİYASİ GELİŞMELERİ

OSMANLI – İRAN SAVAŞLARI:

Osmanlı – İran ilişkileri, bir önceki yüzyılda meydana gelen savaşların devamı niteliğindedir. Bu süreçte İran, Celali isyanlarını ve Osmanlı – Avusturya savaşlarını bir fırsat olarak değerlendirmek istedi.

a) Ferhat Paşa Antlaşması ile Azerbaycan, Dağıstan ve Gürcistan alınarak Doğu’da en geniş sınırlara ulaşıldı (1590).

b) Alınan bu yerler, Nasuh Paşa Antlaşması ile geri verildi. Buna karşılık, İran’dan 200 deve yükü ipek vergi alınacaktı (1611).

c) İran, vermesi gereken ipeği göndermeyince ilişkiler yeniden bozuldu. Serav Antlaşması ile İran, ipeği göndermeyi kabul etti (1618).

d) İran’ın Bağdat’ı işgal etmesi üzerine IV. Murat Revan seferine çıktı. Kasr-ı Şirin Antlaşması imzalandı. Bağdat ve Musul Osmanlı’da kaldı. Yaklaşık olarak bugünkü sınırlar çizildi. Doğu sınırında uzun bir barış süreci başladı (1639). 

AVRUPA SİYASETİ:

1) Osmanlı – Lehistan İlişkileri:

a) Lehistan’ın Boğdan’ın içişlerine karışması üzerine Osman (Genç) sefere çıktı. Lehistan yenilgiye uğratıldı. Hotin Antlaşması imzalandı. Boğdan üzerindeki egemenlik güvenceye alındı. Lehistan, Osmanlı adına Kırım’a vergi verecekti (1621).

Not: Hotin kuşatması sırasında yeniçerilerin disiplinsiz davranışlarını gören Genç Osman, Yeniçeri Ocağı’nı kaldırmaya karar verdi. Fakat, bu girişim Genç Osman’ın hayatına mal oldu.

b) Lehistan’ın, Osmanlı himayesindeki Ukrayna Kazaklarına saldırması üzerine, Mehmet sefere çıktı. Bucaş Antlaşması imzalandı. Podolya alınarak, batıda son kez toprak kazanıldı. Ayrıca, Lehistan her yıl vergi verecekti (1672).

Not: Lehistan Diyet Meclisi, 22 bin altınlık verginin ağır olduğunu ileri sürerek antlaşmayı bozunca yeniden savaş başladı. Osmanlı Devleti vergiden vazgeçerek, sadece Podolya ile yetindi. 

2) Osmanlı – Venedik İlişkileri:

  • Doğu Akdeniz ve Kuzey Afrika’daki toprakların güvenliği açısından Girit’in alınması gerekiyordu. 25 yıllık bir kuşatmadan sonra Fazıl Ahmet Paşa Girit’i fethetti (1669). Denizlerde son başarı kazanıldı. Kuşatmanın uzun sürmesi, Osmanlı deniz gücünün ne kadar zayıfladığını açığa çıkardı. 

3) Osmanlı – Avusturya İlişkileri:

a) Mücadelenin ana nedeni, Orta Avrupa’da hakimiyet kurma isteğiydi. Bosna beylerbeyinin pusuya düşürülmesi üzerine, Mehmet sefere çıktı. XVI. yüzyılın son büyük zaferi olan Haçova Zaferi kazanıldı (1596). Doğu’da İran savaşları, Anadolu’da ise Celali isyanları sürdüğü için, Avusturya’nın barış teklifi kabul edildi. Zitvatoruk Antlaşması imzalandı (1606). Buna göre:

  • Eğri, Estergon ve Kanije Osmanlı’da kaldı.
  • Avusturya’nın her yıl ödediği vergi kaldırıldı.
  • Avusturya, savaş tazminatı ödemeyi kabul etti.
  • Avusturya Arşidükü Roma-Germen İmparatoru olarak tanındı ve padişaha denk sayıldı.

Sonuç: Osmanlı’nın Avusturya üzerindeki siyasi üstünlüğü ve yaptırım gücü sona erdi.

b) Erdel Beyi Rakoçi’nin, isyan ederek Avusturya’ya sığınması üzerine, Fazıl Ahmet Paşa sefere çıktı. Vasvar Antlaşması imzalandı Osmanlı’nın Erdel üzerindeki egemenliği kabul edildi. Uyvar ve Neograt kaleleri Osmanlı’da kaldı (1664). 

II.Viyana Kuşatması / Osmanlı – Avrupa Savaşı

a) Viyana Kuşatması:

  • Orta Macaristan’da güçlenmek isteyen Katolik Avusturya, Protestan Macar halkına baskı yaparak, mezhep özgürlüğünü kaldırdı. Macarların Osmanlı’dan yardım istemesi üzerine Merzifonlu Kara Mustafa Paşa sefere çıktı. Belirlenen hedefin dışına çıkarak Viyana’yı kuşattı. Kuşatma uzun sürünce, Lehistan ve Alman kuvvetleri Viyana’nın yardımına geldiler. Kırım Hanı, bu kuvvetlerin Tuna’yı geçmesini önlemedi.
  • Kuşatma toplarının bulunmayışı,
  • Avusturya’nın dışarıdan yardım alması,
  • Kırım Hanı’nın görevini yerine getirmemesi,
  • Viyana’nın güçlü surlarla çevrili olması ve
  • Devletteki iç çekişmelerin orduya yansıması

nedeniyle Osmanlı ordusu ağır bir yenilgi aldı.

Sonuç:

  • Merzifonlu Kara Mustafa Paşa idam edildi.
  • Avrupa’dan geri çekilme süreci başladı.
  • Osmanlı’nın yenilgisi Avrupa’yı cesaretlendirdi.
  • Papa’nın girişimiyle, Osmanlı’ya karşı Avusturya, Lehistan, Venedik ve Rusya kuvvetlerinden oluşan “Kutsak İttifak” kuruldu.

b) Osmanlı – Avrupa Savaşı:

  • Haçlı birliği tüm cephelerden Osmanlı’ya savaş açtı. Avusturya ve Macaristan Erdel’e, Lehistan Podolya ve Boğdan’a, Venedik Mora ve Dalmaçya kıyılarına, Rusya ise Azak çevresine saldırdı. Savaş 16 yıl sürdü. Tüm cephelerde yenilgi alındı. Bu arada çok sayıda padişah ve sadrazam değişti. İngiltere ve Hollanda’nın aracılığıyla barış yapıldı.

Karlofça Antlaşması   (1699):

a) Avusturya: Banat Yaylası ve Temeşvar hariç, Macaristan ve Erdel’i aldı.

b) Venedik: Mora Yarımadası ve Dalmaçya kıyılarını aldı.

c) Lehistan: Podolya ve Ukrayna’yı aldı. Her yıl ödediği vergi kaldırıldı.

d) Antlaşma 25 yıl sürecek ve Avusturya’nın garantisinde olacaktı.

Sonuç:

  • İlk kez uluslararası bir antlaşmada, büyük çapta toprak kaybedildi.
  • Orta Avrupa’da üstünlük sona erdi. Protestan Macarlar Avusturya’nın nüfuzuna geçti.
  • Savaşların uzun sürmesi ekonomik durumu daha da zayıflattı.
  • Batı karşısında askeri üstünlük
  • Avrupa’dan geri çekilme süreci başladı. 
  • Rusya, daha çok toprak kazanmak ve Kırım’ı almak için bir süre daha savaşı sürdürdü. Sonuç alamayınca, anlaşmaya razı oldu:

İstanbul Antlaşması   (1700):

  1. a) Azak Kalesi Rusya’ya bırakıldı.
  2. b) Rusya İstanbul’da elçi bulundurabilecek; Ruslar, Kudüs’ü serbestçe ziyaret edebileceklerdi.

Sonuç:

  • Rusya ilk kez Karadeniz’de üs kazandı.
  • Kırım halkı Rus tehdidiyle karşı karşıya geldi.
  • Rusya’nın, Osmanlı’nın içişlerine karışmasına ortam oluştu.

DURAKLAMA DÖNEMİ ISLAHATLARI 

1) ıslahatların Genel Özelliği:

  • Eski düzen ve ihtişamı geri getirmek üzere, askeri, mali ve ahlaki alanda ıslahatlar yapıldı.
  • Batı’daki bilimsel ve teknik gelişmeler takip edilmedi.
  • Sorunların çözümü için bazı raporlar hazırlandı.
  • Islahatlar bir devlet politikası haline gelmedi; şahıslara bağlı kaldı.
  • Islahatlar çıkarcıların tepkisine neden oldu. İsyanlarla kesintiye uğradı. İsyanların bastırılmasında baskı ve şiddete başvuruldu.
  • Sorunların kökenine inilmediği için duraklama ve gerileme süreci önlenemedi.

2) Islahatçı Padişahlar:

  • II.Osman (Genç): Sarayla halk arasındaki kopukluğu gidermek istedi. Türk kökenli devlet memurlarına önem verdi. Yeniçeri Ocağı’nı kaldırmayı düşünmesi hayatına mal oldu.
  • IV.Murat: İsyanları şiddet kullanarak bastırdı. Merkezi otoriteyi güven altına aldı. Tütün, içki ve gece sokağa çıkma yasağı getirdi. Geri kalmanın nedenleri ile ilgili raporlar hazırlattı. Bu amaçla Koçi Bey Risalesi hazırlandı.

 

3) Islahatçı Sadrazamlar:

  • Kuyucu Murat: Celali isyanlarını şiddetle bastırarak, merkezi otoriteyi sağlamaya çalıştı.
  • Tarhuncu Ahmet: Maliyeyi düzeltmek için sistemli bir bütçe hazırladı. Saray masraflarını kıstı. Gelir – gider dengesini korumaya çalıştı.
  • Köprülü Mehmet: Bağımsız olarak hareket edebilmek için, sadrazamlığı şu şartlarla kabul etti:
  • Devlet işleriyle ilgili sunacağı her teklif kabul edilecek. Memurluklara istediği kişiyi atayacak. Hakkında şikayet olursa, önce savunması alınacak, sonra karar verilecek.
  • Ordu ve donanmayı düzene soktu. Celali isyanlarını şiddet yoluyla bastırdı.
  • Köprülü Fazıl Ahmet: Osmanlı tarihinin en genç sadrazamıdır. Ekonomik durgunluğu önlemeye çalıştı. Bilim ve sanat adamlarını korudu.
  • Köprülü Fazıl Mustafa: Kanunsuz vergileri kaldırdı. Memurlukların satılmasını yasakladı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.